Derya Sazak

Derya Sazak

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye genelinde 2004 yılı içerisinde Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'na 354, İl İnsan Hakları kurullarına 466 ve İlçe İnsan Hakları kurullarına 27 olmak üzere toplam 847 kişi başvuruda bulunmuş. Bir kişinin birden fazla şikâyeti dikkate alındığında ihlal edildiği öne sürülen hak sayısı 1639'u buluyor.Başvurulardan 158'i 'işkence ve kötü muamele'ye ilişkin. İktidarın 'işkenceye sıfır tolerans' sözüne karşın 2004'teki yüzde 9.6 oranı hayli yüksek sayılabilir.Adil yargılama hakkının ihlal edildiğini belirten 131 kişinin başvurusu yüzde 8'le ikinci kategoriyi oluşturuyor. Kişi hürriyeti ve güvenliğine ilişkin başvurular, 121 kişiyle yüzde 7.4 oranında. Şikâyet edilen kurum sıralamasında Emniyet başta. Bu tablo, AB sürecinde yapılan reformların uygulanmasıyla ilgili hâlâ önemli sorunlar olduğunu gösteriyor.Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'nın 'Uygulama Barometresi' yöntemiyle Türkiye genelinde başlattığı çalışma bu açıdan önemli. Ülke çapında oluşturulan 931 İnsan Hakları Danışma ve Başvuru Masası'na başvurulması ya da Başbakanlık web sayfasından (www.basbakanlık.gov.tr) edinilecek insan haklarıyla ilgili 'bireysel başvuru formları'nın doldurulması halinde şikâyetler takip ediliyor. Sonuçları şeffaflık gereği ilan ediliyor.Başbakanlık İnsan Hakları Başkanı Doç. Vahit Bıçak, 'insan hakları standartlarının hem normatif düzeyde hem de uygulama alanında yükseltilmesi çabalarının devamı açısından, hak ihlaline uğrayan vatandaşların bilgilendirilmesinin önemi'ne işaret ediyor.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde Türkiye aleyhinde biriken davaları azaltmanın yolu da, 'adil yargılama hakkı'nın güvenceye alınmasından geçiyor. Bu güvensizlik aşılmadan, 'işkence ve kötü muamele yapan' görevlilerden haksızlığa uğrayan vatandaşlar adına hesap sorulmadan, AİHM'nin yükü azalmaz. Öcalan davasına gelince... Anayasa'nın uluslararası sözleşmelerin tanınmasıyla ilgili 90. maddesi, AİHM kararlarına uyulmasını zorunlu kılıyor.Öcalan'ın yeniden yargılanması sürecini siyasallaştırmadan, iç politika malzemesi yapmadan salt hukuk açısından değerlendirmek, AB sürecinde Türkiye'nin ulusal çıkarları gereğidir. Aksi halde, adaylık müzakerelerinin durdurulması, Avrupa Konseyi üyeliğinin askıya alınması 'dahil' haksız yaptırımlar gündeme gelebilir. Umarız Ankara bu yanlışlığa düşmez! dsazak@milliyet.com.tr Öcalan davası nedeniyle tartışılan 'adil yargılanma hakkı'nın ihlali, AİHM'ye yapılan başvuruların yanı sıra Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'na iletilen şikâyetlerde de 'işkenceden sonra' geliyor. Başbakanlık'ta toplanan veriler, '2005 Bilgi Dosyası' adı altında Doç. Vahit Bıçak tarafından kamuoyuna açıklandı.