Derya Sazak

Derya Sazak

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AGOS gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink suikastının üzerinden dört yıl geçti.
Hrant’ın dostları yarın AGOS’un önünde toplanarak gerçek faillerin ortaya çıkarılmasını isteyecekler.
Avukat Fethiye Çetin imzasıyla yayımlanan raporda yargı sürecinde iddianameyle çizilen sınırların dışına çıkılmaması için devlet kurumlarının sergilediği “uyum”a dikkat çekiliyor. Sabiha Gökçen’le ilgili yayından sonra İstanbul Valiliği’ne çağrılarak açıkça tehdit edilmesine karşın, bugüne dek tek bir devlet yetkilisinin ifadesine bile başvurulmamış olması anlamlıdır. Bu uyum, Dink ailesince “cinayetin meşrulaştırılması yanında cezasızlığını da olağanlaştıran güçlü bir aygıtın ve zihniyetin varlığına” bağlanmaktadır:
“Bu güçlü aygıt devletin ta kendisidir!“
Yargılama makamının gönülsüzlüğü de Fethiye Çetin tarafından örneklerle açıklanmakta:
“Dikkati çeken diğer bir husus da, Hrant Dink cinayeti hazırlık sürecinde aktif rol alan ancak dokunulamayan kişi ve kurumların bir kısmına daha sonra ‘Ergenekon’ adı verilen soruşturmalar sırasında dokunulmuş olmasıdır. Bu dava kapsamında aralarında Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz, Sevgi Erenerol, Özer Yılmaz ve Levent Temiz’in de bulunduğu bu kişilere, terör örgütü kurma, yönetme, üyesi olma gibi suçlar da dahil olmak üzere ağır cezayı gerektiren çok sayıda suç isnat edildiği halde, bu kişilere, bugüne kadar Hrant Dink cinayetine ilişkin soru sormak dahi mümkün olamadı.
Vatandaşlarının canını korumakla yükümlü devletin, vatandaşlarından bir bölümünün (iç) düşman olduğuna karar verdiği, bu düşmana karşı yürütülecek mücadelede, cinayet dahil yasaların suç olarak tarif ettiği eylemlerin yargılanmadığı, bu nedenle, suçların ve suçluların cezasız bırakıldığı, hukuk dışına çıkan görevlilere bu eylemleri nedeniyle dokunulmadığı bir devasa mekanizma kurguladığı ortaya çıktı.
Hrant Dink’in hedef gösterildiği süreçte, darbe hazırlıklarının yapıldığı, tanınmış gazeteci, yazar ve aydınlarına suikast planlandığı, ölüm listelerinin oluşturulduğu bugün ortaya çıkan bilgiler arasındadır.
Orhan Pamuk ve Mehmet Ali Birand’ın yaşamının korunması doğrultusunda alınan ve son derece haklı bulduğumuz tedbirlerin aynı süreçte Hrant Dink’ten esirgendiğine de tanık olundu.
Devletin yüzyıllık ittihatçı geleneğinin temelini oluşturan Ermeni düşmanlığının, bu cinayet sürecinde rol alan tüm kurum, kişi ve grupları birleştiren önemli bir faktör olduğu bu davada, adalete ulaşmanın yolu, bu düşmanlıkla ve bu düşmanlığın beslendiği tarihsel süreç ve devlet geleneğiyle yüzleşmekten geçiyor.”
Hrant cinayetinde yargılanan devlettir!
Hizbullahçıların tahliyesinde olduğu gibi Ogün Samast, Erhan Tuncel, Yasin Hayal üçlüsünü kurtaracak bir formül de yakında bulunur.