Avrupa Birliğinin Türkiyenin üyeliği için engel gördüğü Manisalı gençler davasındaki sanık polislerin zaman aşımı nedeniyle cezasız kalmaları halinde doğabilecek işkenceyle mücadelede yetersizlikten, F tipi cezaevlerinde devam etmekte olan ölüm oruçlarına kadar duyarlı konular Adalet Bakanlığının görev alanına giriyor.İşkence insanlık suçudur.Özellikle 12 Eylül askeri döneminde işkencenin rutin bir sorgulama yöntemi olarak cunta mevzuatına girmesi karşısında 1980li yıllar Türkiyenin insan hakları açısından bu olumsuz sicili düzeltme uğraşlarıyla geçti. Tarihe CMUK Seyfi olarak geçen Seyfi Oktayın Adalet Bakanlığı döneminde 1990ların başında sorguda avukat bulundurma uygulamasıyla önemli bir adım atıldı.Ancak 1996da lise öğrencilerine Manisa Emniyetinde işkence yapılması atılan adımların yetersizliğini sergiledi.Türkiye o dönemde Susurluk skandalıyla çalkalanıyordu ve kamu yöneticileri çeteleri bırakmış, Manisalı gençlerin yakasına yapışmıştı!Altı yıl sonra...10 polis toplam 1020 ay hapis cezasına mahkum oldu.Sanıklara Yargıtay yolu açık ve davanın zaman aşamasına uğraması hala mümkün.AB İlerleme Raporu yayımlanmasa, belki de karar çıkmayacaktı.Türkiyenin demokrasi standartlarını yükseltmenin AB üyeliği gerçekleşmese de 21inci yüzyıl vizyonu olduğu söylemine en iyi örnek Manisa davası. Adalet Bakanı Aysel Çelikel, İşkence var ama sistematik değil diyerek bakanlık bürokratlarının tuzağına düşüyor.Çelikelin, savını desteklemek için 200 bin polisin görev yaptığı 70 milyonluk Türkiyede bu orana bakıp tek tük işkence vakasına rastlanabileceğini düşünmesi, aydın bir kadın olan Adalet Bakanından beklenen duyarlılıkla örtüşmüyor.Unutmayalım bir başka kadın parlamenter Sema Pişkinsüt, İstanbulda karakolda bulduğu Filistin askısını Mecliste sergileme cesaretini göstermişti.Çelikelin işkencenin üzerine giderken, Türk döneminde inatla çözümsüz bırakılan ölüm oruçlarına son verecek adımları atmasının zamanıdır.Baroların da girişimiyle 3 kapı 3 kilit önerisiyle cezaevinde tecritin kaldırılması aşamasına gelinmişti. F tiplerinde haftada 5 saat 10 kişinin eğitim koşuluyla bir arada bulunması mümkün oluyormuş. Bunun yerine ortak mekanların kullanılmasına da olanak sağlayacak, eğitim, spor, sohbet amaçlı iyileştirici düzenlemelerin yapılması halinde ölüm oruçları tümüyle son bulabilir.Adalet Bakanı Çelikel, adına yakışan cesur ve insancıl adımları atabilecek mi? Göreceğiz. dsazak@milliyet.com.tr Aysel Çelikel, Anayasa gereği seçimlerden önce değişmesi zorunlu kabine üyeliklerinden birine, Hikmet Sami Türkün yerine Adalet Bakanlığına atandı.
Özay Şendir
Garipçeli Lütfi Reis'in başarısı...
4 Temmuz 2025
Cem Kılıç
Çocuk işçiliği ile mücadele
4 Temmuz 2025
Abbas Güçlü
Eğitimin dünü, bugünü, yarını
4 Temmuz 2025
Zafer Şahin
AK Parti’nin tek rakibi 3 harfliler
4 Temmuz 2025
Mehmet Tez
Yılın müzik olayı: Oasis bugün birleşiyor (bir aksilik olmazsa…)
4 Temmuz 2025