Yazarlar Dış siyaset / dışlanma

Dış siyaset / dışlanma

30.07.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Dış siyaset / dışlanma

Dış siyaset / dışlanma

Talat Halman


ÖNCEKİ gün ve dün, Washington'daki Orta Doğu Politikası Enstitüsü, "21'inci Yüzyıla doğru TC Dış Siyaseti" konulu seminerler dizisinin birincisini sundu. Robert Satloff ile Alan Makovsky'nin konuşmalarıyla açılan seminere Türkiye'den Şükrü Elekdağ, Sedat Ergin, Selim Oktar, Sencer Ayata ve Fehmi Koru, İngiltere'den William Hale ve Andrew Mango, ABD'den Heath Lowry ve Henri Barkey katıldılar. Kapanış konuşması bana düştü.
ABD ile TC, iyi geçinmekten ve işbirliği yapmaktan büyük yararlar sağlamış ve sağlamaya devam edebilecek olan iki ülke... Askeri çatışma nedir bilmemiş iki dost ve müttefik... Geçen elli yılda, ara sıra ilişkilerde pürüzler ve gerginlikler oldu ama, yine de Amerika ile Türkiye'nin arası hep iyi...
Bizim hatamız, birçok liderlerimizin "Yeni dünya sevdalısı" olması ve Amerika'nın dümen suyundan gitmesi... Amerikan önderlerinin ve resmi yetkililerinin Türkleri "cepte keklik" görmesi, Türkiye'ye kin besleyen bazı etnik toplulukların baskısına zaman zaman boyun eğmesi, Mehmetçiği ve bizdeki üsleri istismar etmesi, memleketimizi tecrübe tahtası gibi kullanması ve dolaylı dolaysız iç işlerimize karışması da, Amerikalıların hataları...
Belki ABD bizi hiçbir vakit tümden dışlamadı ama, komşularımız ve üyesi olmak uğruna yalvarıp yakardığımız Avrupa Topluluğu, hep sırt çeviriyor, eski çatışmaların acısını bugün çıkarmaya gayret ediyor. TC kadar düşmanlarla çevrili, istenmeyen, sevilmeyen, itilen, dışlanan devlet yok gibidir. NATO için Mehmetçik makbuldür, ama AB için TC mekruh... Siyasal elitimizin büyük kesimi, Batılı olmaya çırpınır; gel gör ki Batılıların gözünde biz bir şamar oğlanıyız. Bizi aralarına almamak için, her bahaneyi kullanacaklardır. Şimdi itiraz ettikleri her kusurumuzu düzeltsek bile bizi reddetmek için başka mazeretler bulacaklar.
KKTC için yeni hükümetin hazırladığı deklarasyon, baştan sona isabetlidir. ABD ve BM'nin dilediği Federasyon, kağıt üstünde gerçekleşir gibi görünse bile bir ham hayaldir, kurulsa bile yürümez. KKTC, bağımsız bir cumhuriyet olarak kalmalı. Anavatana bir yeni il olarak katılmamalı. Ayrı, egemen bir devlet olmalı. Kıbrıs konusunda Amerika da yar olmaz bize, Birleşmiş Milletler de... Avrupa Birliği ise birçok konularda olduğu gibi, bunda da bize düşmanca davranacaktır.
Sayın Rauf Denktaş'ın belirttiği gibi, şimdi önemli olan, deklarasyon hükümlerinin uygulamaya konulmasıdır. Bize BM'den, ABD'den hele AB'den hayır gelmez. Gün, dış politikada bağımsızlık günüdür. Bağımsız oldukça dış ilişkilerimizde güçlü olacağız.
HAKSIZLIK: Amerikalı Türkiye uzmanlarına rastgele "CIA ajanı" diye yafta yapıştıranlarımız var. Türkiyemizin dostu olan bazı saygın profesörlere bile bazen reva görülüyor bu. Geçenlerde bir gazete, Prof. Howard Reed'e leke sürmeye kalkıştı. İzmir doğumlu olan Howard Reed, gelmiş geçmiş en sağlam Türk dostlarından biridir. Her zaman her yerde, Türkiye'yi ve Türklüğü heyecanla savunmuştur. Kendisini iyi tanıyanlar, CIA ajanı olmadığını, olamayacağını, Türklere zarar verecek hiçbir girişime bulaşmayacağını bilirler. Bizim gerçek dostumuz olan bir avuç ABD'li profesör var. Reed onlardan biridir. Karısı Dr. Şefika Devlet diyor ki: "Howard, tüm kişiliğiyle, ahlaki ilkeleriyle CIA'nın karşısındadır. Günlük yaşamında en küçük bir yalan bile söylemez. Ömrü boyunca hiçbir hileli işe karışmamıştır. Hele, canı gibi sevdiği Türklere ve Türkiye'ye zararlı olabilecek bir şeyi aklından bile geçirmez." Dostlara haksızlık etmeyelim.

Yazara Email T.Halman@milliyet.com.tr