Saray ihtişamlı, amenna! Ancak ondan da ihtişamlı olan II. Katerina'nın hala dedikodunun iç gıcıklayıcı tadını taşıyan şahane hikayeleri. Rus tarihçilerin şimdiye kadar 16 sevgilisinin ismini saptayabildiği bu muhteşem kadının diğer cevizlerinin adları bulunamıyor. Ama sarayın bahçesine kendisi için ayrı bir saraycık yaptıran ve adını da "hermitage" (inziva) koyan Katerina'nın özel hayatı için geliştirdiği mimariye bakınca vaziyetin boyutu anlaşılıyor: Bahçedeki mini sarayın birinci katı çok alçak. İki katlı binanın üst katına çıkan bir merdiven yok. Dolayısıyla Katerina'nın bulunduğu kata çıkmak için önce haber vermek sonra da hizmetkarların sizi sandalyeyle yukarı uzatması gerekiyor. Aniden gelen öfkeli sevgilileri durdurmak için iyi bir yöntem! Ancak Katerina'nın olayı sadece işret alemleri değil. Katerina ülke yönetimini ele geçirmesinin yanı sıra döneminin ünlü filozoflarıyla yakın muhabbeti olan bir kadın. Zaten portrelerinden anlaşılıyor ki, çariçe fettanlığını zekasına ekleyip feleğin tekerine çomak sokan cinsten! "Zeki, güzel ve insanları küçümsemeyi iyi becerebilen bir kadın her şeyi elde edebilir" şeklindeki şahsi kanaatimin etli butlu kanıtı yani!Baltacı-Katerina hikayesine gelince... Bütün erkekleri sersem etmiş çariçeyi dinledikçe o meşhur tarih dedikodusunun zavallı bir Osmanlı paşasının nafile hayali olduğunu tahmin ediyorum şahsen! Petersburg'a bir saat uzaktaki Puşkin adlı sayfiyede otobüs durduğu anda, muhtemelen sosyalist rejim sırasında başka işler yapan yaşlı adamlar, komik bando kıyafetleriyle Türk Milli Marşı'nı çalmaya başlıyorlar. Turistlerden para kazanmayı yeni öğrenmeye çalışan bir ülkenin insanları olarak önlerine "1 Dolar" yazılı bir kutu koymuşlar. Tur otobüslerinden inenlerin milli marşlarını çalıyorlar. Biz, Puşkin'in ilk şiirini yazdığı bankın yerine yapılan Puşkin anıtının yanından geçerken ABD marşı başlıyor. Çarın II. Katerina için yaptırdığı yazlık saraya vardığımızda ise başka bir milli marş... Şimdiki zaman kadınları Petersburg'da bir gece 17 yaşındaki sarışın bir kız at arabasının başında "20 dolar!" diyor, "Küçük tur!" Kızın beline kadar saçları beyaz gecede, gitgide derinleşen bir mavide savruluyor. Petersburg'un kanalları arasında dolaşırken atı beyaz elleriyle kamçılıyor. Yanımızdan tek atların üzerinde 15 ile 17 yaşları arasında sarışın kızlar... Turistlere atlı tur satan kızlar... Dışarıdan gelenlerin kolayca satın alınabilir olarak gördükleri, ne yaparlarsa yapsınlar öyle zannedilecek olan kızlardan geçiyor. "Golden Dolls" adlı kucak dansçılarının mönüden ne seçerseniz size onu yaptığı kulüpten, sokak fahişelerinin eteğinden, eski rejimin yıpranmış hatıra fotoğrafları gibi duran kırık dökük giyimli, eli poşetli orta yaşlı kadınlardan... At arabasını süren kızın saçları iyiden iyiye karışıyor; Rusya'nın şimdiki zaman kadınları II. Katerina'nın tam tersine dünyanın parmağında oynuyor... Bir imparatorluğu parmağının ucunda döndürmüş II. Katerina'nın torunlarının vaziyeti ise... Gündüzün kızları İlk bakışta büyük, porselen biblolar zannettiğim mavi elbiseli kız çocuklarının canlı olduğunu anlamak için ikinci kez bakmam gerekti ve hiç abartmıyorum! Konsey başkanı hanım işte o sırada "Bu çocuklar daha sonra bu okullarda okuyacaklar inşallah!" diyordu. Peki bu kendine güvenli, rahat çocuklar büyüdüklerinde Türkiye'deki genç kadınlar gibi mi olacaklar? Ya da konsey başkanı hanım Ali beye sarılabildiğine göre acaba buraya son derece Türk olarak gelenler mi buradaki rahatlığa alışacaklar? Yazlık sarayın bahçesinde genç bir kadın tişört satmaya çalışıyor. İstenilen şeyi çoktan öğrenmiş; önünde McDonald's logosu üzerine Lenin'in başı bulunan tişörtün hemen arkasını çeviriyor:"The party is over!" (Parti bitti!)Ama bilhassa kadınlara bakınca: Rusya'da parti daha yeni başlıyor! ecetem@hotmail.com Popolarının bittiği yerde başlayan mini etekleriyle kızlar, McDonald's'ların önünde bir statü göstergesi olarak sıraya giren genç kadınlar, dev reklam panolarının önünde durmuş kim bilir neyi konuşanlar, gömleğini göbeğini açık bırakacak şekilde bağlamış, çıkmış merdivene binaları boyayan kadınlar, eski rejimle yenisi arasında hala sıkışık vaziyette duruyorlar. Bu geniş şaşkınlık arasında duran meselelerden biri de Türkiye'de "Fetullah'ın Okulları" adıyla epey gürültü koparan liseler. Lise müdürü Ali beyin anlattığına bakılırsa kızlarla erkeklerin ayrı eğitim görmesini buradakiler istemişler. Gerekçeleri okullardaki yaygın uyuşturucu kullanımı ve fuhuşmuş. Bölge eğitim konseyi başkanı Rus hanımefendinin de büyük iltifatlarla bahsettiği Türk-Rus okulları iyi İngilizce eğitim verdiği için tercih ediliyor. Konsey başkanı bu okulları o denli büyük bir sevgiyle anıyor ki, İstanbul Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'nın okulu ziyareti için ilkokullardan öğrencileri gösteri yapmaları için, "jest olaraktan", buraya yollamış. Burada şunu söylemeden geçmeyeyim: