Yerel seçimler için zaman daraldı.
Birçok kent ve ilçede adaylar hala netleşmedi.
CHP’de İzmir için adları geçen, mevcut Başkan Tunç Soyer, Buğra Gökçe, Alaattin Yüksel, Olgun Atila ve daha birçok isim kenti yönetmeye talip olduklarını söyledi.
★★★
Ana muhalefet partisinde geçmiş seçimlerde de sıkıntı yaşanmış olsa da bu kez durum farklı.
Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu faktörü dikkat çekiyor.
★★★
Parti içinden gelen bilgilere göre, durumun vahim olduğu görülüyor.
Özel ve İmamoğlu’nun adaylık belirlemede tartıştıkları, hatta ve hatta son olarak telefonu birbirlerinin yüzüne kapadıkları duyumunu alıyoruz.
Bu durum yalanlandı ancak, ateş olmayan yerden duman çıkmaz Ata sözünü de unutmamak lazım.
Durum böyle olunca, partide de huzursuzluk daha da artmış görülüyor.
Genel seçimin ardından, yerel seçimde de sorun yaşayacak gibi CHP.
CHP’li bir grup seçmenin partisine güveninin azaldığı, sandığa gitmeyeceği son zamanlarda en çok konuşulan konuların başında geliyor.
Tanıdığım CHP’liler de “Parti kaynayan kazan. Kendileri pişiriyor, kendileri yiyor. Yıllardır muhalefetteyiz. Artık bıçak kemiğe dayandı. Bizleri oy kapısı görmesinler. Önce kendilerine çeki düzen versinler. 31 Mart’ta sandığa gitmeyeceğiz” diyor.
★★★
Ana muhalefete gönül vermiş vatandaş, Kılıçdaroğlu’na da öfkeliydi.
Şimdi de Özel ile İmamoğlu arasında yaşanan huzursuzluktan bıktığını söylüyor.
Süreç daraldı, adaylar netleşmedi.
Uzun lafın kısası, herkesin kafası karışık.
★★★
Başta İzmir olmak üzere, isimlerin bir an önce açıklanması gerekiyor.
Zaman uzarsa, kaybeden yine CHP olur. Parti kurmayları, tüm bu olumsuzlukları gözardı etmeden acil gereğini yapmalı.
Yoksa kaçan balık her zamanki gibi büyük olur!
Yüksel’den örnek davranış...
Aday adayları ziyaretlerini hız kesmeden sürdürüyor.
Bunlardan biri de CHP’nin önceki dönem milletvekillerinden Alaattin Yüksel.
Gerçi Yüksel, aday adaylığını açıklamadı ancak İzmir’e, “Talibim” dedi.
Yüksel, Milliyet, Hürriyet ve Posta’yı ziyaret etti.
Aklında bir düşünce olmadığını, ancak tabandan gelen baskı sonucunda İzmir Büyükşehir için yola çıktığını belirtti.
Kurmaylarıyla birlikte kafasında birçok proje belirlediğini, aday gösterilmesi halinde seçildiğinde hepsini hayata geçireceğini söyledi.
★★★
Yüksel ile konuşurken, bir şey dikkatimi çekti.
Aynı partiden birçok aday adayı, kendine rakip gördüğü ismi sık sık eleştirip, yerden yere vururken, Yüksel’in bu konulara hiç girmemesi beni mutlu etti.
Her ismin Yüksel’i örnek almasını öneririm.
O kentin özelliğine göre aday seçilmeli
Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan’ın, seçimlere üç aydan az bir süre kala yaptığı açıklama, dikkat çekti.
İzmir’in kimlik arayışında kent olduğunu, kendisini net şekilde ortaya koyamadığını belirtti.
Başkan adaylarının belli kriterlere göre netleşmesi gerektiğini söyledi, örneklerle de açıkladı.
★★★
Mesela; Balçova, Çeşme ve Urla adayının turizm konusunda uzman olması gerektiğini, Ödemiş, Tire ve Bayındır’da ise tarımsal üretim ve verimliliği artıracak politikaları uygulamaya koyacak isimlerin aday gösterilmesini istedi.
★★★
İzmir’in hala kimlik bunalımı yaşadığını belirten Aslan, “Başkan adayı, öncelikle takım çalışmasına önem vermeli. İzmir; kültür mü, üniversite mi, fuar mı, spor mu, turizm mi, yoksa tarihi bir şehir mi, öncelikle bu konunun çözülmesi gerekir” dedi.
★★★
Yıllardır İzmir ve ilçelerinde binlerce kişiyi konut sahibi yapan, özellikle de uydu kentlere ağırlık veren Ege-Koop’un Genel Başkanı Aslan’ın aday profilini ben de benimsedim.
Şimdiye kadar hiçbir partinin bu şekilde aday belirlediğini anımsamıyorum.
★★★
Kriterlere göre adayın belirlenmesi, o kentin belli bir süre sonra ne kadar ivme kazandığını mutlaka ortaya koyacaktır.
Bu yüzden, Aslan’ın açıklamalarının dikkate alınması gerekir diye düşünüyorum...
