Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bıktık senin "vatan haini" muhabbetinden be Hakan... Futbolcu musun, Milli İstihbarat Teşkilatı Vatandaşlık Masası Amiri mi?
Yoksa "vatan haini" lafını bu kadar çok kullanarak "içini boşaltmaya" mı çalışıyorsun?
Sevgili Hakan Şükür;
Futbol bir oyundur... Bu oyunu iyi ya da kötü oynayanlar olduğu gibi, içinde ahlaklı - ahlaksız, terbiyeli - terbiyesiz, art niyetli - temiz, birçok insan rol alır. En "şerefsizine" bile futbol parantezindeki eylemleri yüzünden "vatan haini" damgası vurmak günah değilse ayıp, ayıp değilse abartıdır.
Vatan hainliğinin futbolda da yeri yoktur, Eurovizyon şarkı yarışmasında da, Uluslararası izcilik şampiyonasında da.
Vatan haini, bir yandan futbolla da ilgileniyorsa o başka.

Mucid sensin
Hiç dikkat ediyor musun; futbolda vatan hainliği lafının birkaç "mucid"inden biri de sensin ve en çok sen muhatap oluyorsun.
Primin "prima skandalı" cip meselesinde takımının "kaptanı" sendin ve her yeni prim sorununda "sabıka gereği" sen işaret ediliyorsun.
Kıskançları sen biliyorsun, en çok sen kıskanılıyorsun. Fırsatını bulunca "kıskanan çatlasın" şarkıları söylüyorsun da, şans kıskançlardan yana olunca sıranı bekleyemiyorsun.
Sana atılan taşları sadece verdiğin "meyvalara" yoruyorsun, ama bazılarının geri atılan senin taşların olduğunu anlayamıyorsun.
Takım arkadaşlarını "Barda pavyonda geziyor" diye medyaya şikayet eden sen, takımda çete olduğunu iddia edenlere isyan ediyorsun ama, "elebaşı" değilsen bile adına "çete denilen birlikteliğin" lideri olduğunu kanıtlıyorsun.
Doğru... "Tarikatçı" yakıştırması hoş değil (en azından bizce). Lakin onu da canlı yayında deklare eden de sensin be sevgili Hakan.
Futbola güzellikler de getirdin, goller de... Ama sayende, sevindiğimizden çok gerildik... Negatif enerjin, maksadı aşan sözlerin, düşmanların, düşmanlıkların. Ne kendin rahat ettin, ne bizlere rahat verdin.

Çıkar formanı
Ve son tespitin:
Portekiz'e gitmemizi istemeyenler olduğunu iddia etmiş, kabuğunu beğenmemişsin:
"Maalesef bu ülke böyle bir yer"!..
Hem maalesef, hem de çok şükür Hakan... Ya tam senin istediğin gibi, senin rahat edeceğin bir ülke olsaydı Türkiye?..
Çıkar formanı Hakan... Giy lacivertlerini, gir partine!.. Sen de "düzelt" bu ülkeyi. Milli formayla konuşma. Onu sana, topa iyi vurduğun için verdiler "vatan hainlerini" deşifre etmen için değil.

Şunu itiraf etmeliyim ki, bazı meslektaşlarımı kıskanıyorum. Onların müthiş performanslarına ulaşmam asla mümkün olmadı ve olamayacak galiba. Mesela, Daum'un Fenerbahçe'ye Hoca olmasını ilkesel bazda birlikte kınadığım birçok yazar, Alman hocayı çoktan baştacı edip, yeniden yerin dibine batırma moduna girdiler; ben hala temcid pilavı gibi aynı şeyleri tekrar etmekteyim.
Yazılarıma baktım; acaip monoton. "Fenerbahçe'ye yakışmadı", "Onun en iyi zamanı kötü alışkanlıkları olduğu çağdı", "Daum'u vesayet altına almalı" falan filan...
Daum meselesindeki fikirlerim eski dar paça pantolonlar gibi yeniden moda olduğunda bile gardroptan çıkarıp fiyaka atamadık vesselam.

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın tarihi "gaf"ı!.. Mekan Samsun'daki otelin lobisi... Zaman; "Karadeniz karabasanı"nın son halkası Samsun maçı ertesi.
Başkan burnundan soluyor. Biraz önce gazetecilerle muhabbet eden Fatih Akyel'e "ezeli düşmanları" ile ne konuştuğunu soruyor. Milli futbolcu elini cebinde unutmuş!.. Havadaki laubalilik sisi Aziz Yıldırım'ın genzini yakıyor ve son yılların en yanlış cümlesini kuruyor:
"Çıkarsana lan elini cebinden. Arkadaşınla mı konuşuyorsun"...
Hayır Sayın başkan hayır...
Onu bunu bilmem... Bu kadar büyük bir hata, Fenerbahçe Başkanı'na yakışmıyor.
Galiba ağzınızdan çıkanı kulaklarınız duymuyor.
Lütfen düzeltin ve cezalı olmadığı nadir zamanlarda tribündekilere eza çektiren Fatih Akyel ile aynı çizgideki takım arkadaşlarının aklını başına getirmek istiyorsanız, şunu deneyin:
"Çıkarsana lan elini cebi(M)den"!

Sayın Yıldırım işadamı... Aşkı, "menkul kıymet" gibi tarif etmesine şaşırmamalı.
Doğrudur... Fenerbahçe karşılıksız desteği hak etmiştir. Düşmanlar sevindirilmemelidir. Uzun vadeli düşünmek gerekir.
Kaldı ki, Fenerbahçe beş senede 50 yıl ilerlemiştir.
Fenerbahçe'nin "karnı tok sırtı pek"tir. Fenerbahçeli aşkına çekidüzen vermelidir.
Elbette "gerçek aşk koşulsuz olur".
Ve ne yazık ki, "aşk açlıktan değil, hazımsızlıktan ölür".
Klişeler önemli değildir. Önemli olan başkandan gelen sevgi sözcükleridir!.. Aşkolsun yani!..

Sondan başlayalım... Birincisi, tarafsız saha bilet özgürlüğünde hiçbir Türk takımı, Avrupa'nın en kuytusunda bile öksüz kalmaz; merak etmeyin. Avrupalı Türkler, Galatasaray'ı da, Beşiktaş'ı da sarar sarmalar motive eder. Her tribünü vatan toprağına çevirir, Anavatan'dan giden takviye ile öyle bir "Sultanahmet Mitingi"ne benzetir ki, korku duyulmaya...
İkincisi; İngiliz Dışişleri - UEFA ortaklığının aldığı uluslararası terörün başarı belgesi niteliğindeki bu tarafsız sahada maç oynatma skandalı, aynı zamanda motivasyonun ağababasıdır, biline...
Kıymık kadar suçumuz olmayan Global Terör, kamyonet kamyonet canımızı alır, "Global Futbol Monarşisi" antika engizisyon metodlarıyla şahrem şahrem canımızı yakarken unuttukları gerçek, Türk İnsanının her türden mağduriyet karşısında ördüğü aşılmaz duvardır. Normal koşullarda birbirimizi iten, ayaklarımızdan dibe çeken ellerimizi, acil durum anonsuyla kenetlemeyi de pekala biliriz; unutulmaya.
Adalet varsa
Üçüncüsü... Daha doğrusu ikiyüzlülüğün ilk kanı; Türkiye'de, İstanbul ve Ankara'da (utanmasalar mahalle ve sokak adını da verecekler ya) kaidesine tükürdüğümün terörünün yineleneceğine ilişkin iddia...
Yapanı da, yaptıranı da, yapılmasını umanı da, bundan çıkar sağlamaya çalışanı da Allah kahrede...
Eğer adalet varsa, öyle olmalı... Bizim yıllarca okuyup ezberlediğimiz uzun kahır mektubu, kendi seçtikleri futbol sahasından başlamalı. Kartal ile Aslan cayır cayır yakmalı komplocuların çıralarını. Hesaplarını şaşırtmalı. Masa başı futbol maskaraları çimenlerde yemeli ilk torpili...
Sonra "düşmanımın bile başına gelmesin" dediğimiz terör bombası illa ki patlayacaksa, gidip pislikte avanta arayan ellerin olduğu yadellerde patlamalı adalet varsa.
Futbolun adaleti yok, terörün yok, emperyalistlerin yok...
Bir adalet olmalı.





SPOR


HER ZAMAN HER YERDE:1-1
At yarışları
Lazio son dakikada
Ülker cok şeker: 67-63
İKİNCİ LİG PUAN DURUMU
Indiana Pacers tam yol
Yol değil çile
Irkcı saldırılar
Daum'a sürpriz çıkış!
Birlikte direneceğiz
Trabzon'da soğuk savaş
UEFA'nın intikamı
Bayramımız bitmesin
Chelsea turu kaptı: 0-0
Lucescu'nun AAA Planı
Luce'nin bayramı
Çıkar formanı gir partine
Kirli, çürük ve...