Diş hekiminden Neden Korkarız?

30 Mart 2015

Diş hekiminden Neden Korkarız?

Diş hekimine gitmek insanların en severek yaptıkları işlerin arasında olmadığını biliyoruz.Diş hekimine gitmek, bazı korkularımızdan dolayı hoş olmayan deneyimler arasında yer alır.

Ağız sağlığını göz ardı etmek sadece diş ve diş etlerinde oluşacak sorunlar dışında başka sağlık sorunlarına yol açabilir. Bunlar arasında ağız kanseri, kalp hastalıkları ve Alzheimer’da da dahildir. Eğer herhangi bir diş hastalığına yakalandıysanız bunu başlangıcında tedavi ettirirseniz maddi açıdan da biraz daha ekonomik olur. Bir hastalık ilerlerse sadece tedavi ilerlemez masraf da artar.

Peki Neden Diş Hekimine Gitmiyoruz?

Fiyat:Para her zaman bir seçim yaparken ve sağlık ihtiyaçlarımızı karşılarken en önemli faktörlerden biri olmuştur. Benim burdaki düşüncem önceliklerimizin farklı olduğu yönündedir, yani yeni model bir cep telefonu için çok rahat bütçe ayırabilirken, sağlık gereksinimimizi gerekirse erteleyebiliyoruz. Hepimiz her gün maliyeti temel alarak seçimler yapıyoruz. Gerçek şu ki, yılda iki kez diş hekimine gitmek, varsa bir diş sorununun ilerlemesini önlemeye yardımcı olur. Hem problemin hem de maliyetin artmasını engeller. Mesela diş çürüğü ilk

Yazının Devamı

Elektrikli Diş Fırçaları Gerçekten İşe Yarıyor mu?

19 Mart 2015

ELEKTRİKLİ DİŞ FIRÇAları gerçekten işe yarıyor mu?

Pek çok kişi manuel diş fırçalarından memnun olabilir ve dişlerini temizlemesine yardımcı olması için elektrikli diş fırçası kullanmaya gereksinim duymayabilir ya da bazı kişilerin savunduğu gibi elektrikli diş fırçalarının zararlı olduğunu düşünebilir. En iyisi elektrikli diş fırçalarının artılarını ve eksilerini okuyun ve buna siz karar verin.

ELEKTRİKLİ DİŞ FIRÇALARININ avantajları

• Plakları daha iyi çıkarır. Modern diş fırçası tasarımlarıyla ilgili yeterince çalışma olmasa da yapılan bazı çalışmalar, elektrikli diş fırçalarının plak temizleme konusunda daha başarılı olduğunu gösteriyor. Burada unutulmaması gereken nokta şudur: plak temizlemedeki en büyük etken doğru bir şekilde doğru bir sürede dişlerin fırçalanmasıdır, eğer manuel bir fırça ile bunu en doğru şekilde yapıyorsanız aradaki fark göz ardı edilebilir. Elektrikli diş fırçaşarının en büyük artısı el yeteneği gelişmemiş veya kısıtlı kişilerde işlemi kolaylaştırması ve normal bir bireyde ise standardize ederek daha kolay hale getirmesidir. • Daha az diş fırçası aşınması oluşur. Elektrikli diş fırçaları, tüm fırçalama hareketlerini sizin

Yazının Devamı

Ağızdaki mikroplar kansere yol açabilir mi?

4 Mart 2015

İyi bir ağız hijyeni, düşünüldüğünden çok daha önemlidir. Hastalık mikrobu taşıyan mikroorganizmalar ve onların toksinleri, kan dolaşımınızda gezindiği zaman sadece ağzınıza değil daha fazla bölgeye olumsuz etki edip, vücudunuzda ikincil enfeksiyonlara ve kronik iltihaplanmalara sebebiyet verebilirler.

Ağız mikroplarının sadece ağız bölgesine değil tüm vücudumuza etki edebildiği ve ciddi problemlere yol açtığı gerçeği yıllardır biliniyor. Diş hekimleri de ağızda bulunan bakterilerin diş etlerinizden kan dolaşımınıza ve oradan da kalbinize geçebildiği konusunda hemfikirdir. Bu nedenle diş eti iltihabı olan ve yüksek oranda kalp kapakçığı iltihabı riski taşıyan hastalara antibiyotik yazıyorlar.

Ancak görünen o ki nadir görülen kalple ilgili oluşabilecek problemler ve ilişkilendirme, buzdağının yalnızca görünen yüzüdür. Bazı araştırmalar, bu ağız mikroplarının (virüsler ve bakteriler) belli kanser türleriyle bağlantılı olabileceğini, dişlerin ve diş etlerinin sağlıklı kalmasının ne kadar önemli olduğunu gösteriyorlar.

İYİ OLMAYAN AĞIZ SAĞLIĞI NELERİ ETKİLER?

İnsan papilloma virüsü (HPV – Human Papillomavirus), uzunca bir süre tedavi edilmezse rahim ağzı kanserine yol

Yazının Devamı

Dişler yemeklerden önce mi, yoksa sonra mı fırçalanmalıdır?

26 Şubat 2015

Pek çok kişi dişlerini yemekten sonra fırçalaması gerektiği bilgisine sahiptir. Ancak dişlerinizi en sağlıklı haliyle korumak istiyorsanız onları yemekten sonra değil önce fırçalamanız daha doğrudur. Şekerli bir şey yediğiniz ya da içtiğiniz zaman ağzınızdaki bakteriler asit üretmek için bu şekerlerden beslenir. Ağzınızdaki pH (bir çözeltinin asitlik ya da bazlık derecesini tarif eden ölçü birimi) değerinin normal seviyenin altına düşmesine yol açan bu bakteriyel asitler, diş minenizin aşınmaya karşı daha yumuşak ve daha kırılgan olmasına neden olur. Çoğu insan için diş minesinin mineralini giderdiği pH seviyesi yaklaşık olarak 5,5’tir. Ağız pH’ınızı normale geri getirmek hızlı olmaz, en az 30 dakika sürer. Bu nedenle bu pH düşüşlerini tersine çevirmek için sadece tükürüğünüze bel bağlamamalısınız.

Yemekten sonra dişlerinizi fırçalamanız halinde, diş fırçası diş minelerinizdeki tabakayı aşındırabilir ki bu, dişlerinizin sağlığı için hiç de iyi değildir. Bunun yanı sıra zaten asidik olan ve çok miktarda şeker içeren bir şey yediğiniz veya içtiğiniz zaman dişleriniz daha büyük risk altına girer. Bu nedenlerle her zaman aşındırma seviyesi düşük diş macunları kullanmaya özen

Yazının Devamı

ÇOCUKLAR İÇİN DİŞ FIRÇALAMAYI DAHA KEYİFLİ HALE GETİREBİLİR MİSİNİZ?

21 Şubat 2015

Sağlıklı dişlere sahip olmak için ağız bakımı alışkanlığını çocukluktan kazanmak önemlidir. Peki bu alışkanlığı çocuklarımıza kazandırmak kolay mıdır? Hiç bir problem olmasa bile çocukların 2 yaşından itibaren 6 aylık periyotlarla diş hekimine kontrole götürülmesini tavsiye ediyorum. Çocuk, diş hekiminin korkmadan ya da sadece sorun olunca gidilmeyen bir yer olduğunu bilmesi gerekiyor. Ayrıca ilerde koruyucu anlamda yapılması gereken müdahalelerde çocuğun tanıdığı bir doktora güvenmesi çok daha kolaydır.

Çocuklarda diş fırçalama işlemleri 6 yaşına kadar bir ebeveyn gözetiminde yapılmalıdır.Bu işlemi yaparken bazı çocukları diş fırçalamaya ikna etmek her zaman kolay olmaz. Çocuklardan “bunu yapmayacağım”ya da “sen benim dişlerimi fırçalayamazsın”sözleri sık duyduğumuz itirazlardır. Burada kilit rolü oynayan kendimizin rol modeli olmasıdır fakat bu da işe yaramazsa, kendi çocuklarımda da denediğim ve işe yarayan şu tüyoları deneyebilirsiniz:

BALONCUKLARI KÖPÜRTMEK

Hangi çocuk baloncukları sevmez? Diş macunu kullanın ve kullandığınız diş macununu köpürtün. Diş macununu köpürtmeniz, köpürtme işlemini küvette yapmanızdan hem daha eğlencelidir hem de bu nedenle dağınıklık

Yazının Devamı

En iyi Diş Beyazlatma işlemi hangisidir?

18 Şubat 2015

Dişleri beyazlatmanın en iyi yolu nedir? Ofis tipi beyazlatma en pahalısı gibi görünmesine rağmen, bu yol en iyisi olduğu anlamına mı geliyor?

Dişlerinizi en iyi beyazlatma yolu; diş hekimi tarafından ofiste bile uygulansa bunu yavaş olarak yapmaktır.

Ofis tipi diş beyazlatmada dişler çok kısa bir sürede (yaklaşık bir saat) çok güçlü bir beyazlatma jeline maruz kalır (%30-35 Karbamid Peroksit çözeltisi), kişiye özel beyazlatma plaklarında (ev tipi beyazlatmada) ise dişler daha az konsantre beyazlatma jeline (%9-15) daha uzun periyotlarla (2-8 haftalar arası günde yaklaşık 1 saat). Bu iki işlemin kombine edildiği yöntemde ise önce ofis tipi diş beyazlatma uygulanır arkasından ev tipi diş beyazlatma ile desteklenirse sırasıyla iki işlem arka arkaya uygulanmış olur.

DİŞ BEYAZLATMA NEDEN YAVAŞ BİR ŞEKİLDE UYGULANMALIDIR?

Bunu kek pişirmeye benzetebiliriz. Çikolatalı kurabiye yapmak için onları 350 derecede 12 dakika tutmak gerekir. 1000 derecelik fırına koyarsanız kurabiyeler yanacaktır. Aynı sebepten dolayı dişleri beyazlatmak da düşük tempo gerektirir. Böylece dişin canlı ve cansız dokularına daha nazik bir uygulamayla diş beyazlatma işlemi gerçekleştirilir.

Yavaş

Yazının Devamı

İçecek paylaşmak hastalık bulaşmasına sebep olur mu?

13 Şubat 2015

Çoğumuz susuzluğumuzu gidermek için gün içinde yanımızda su vb. içecek şişeleri taşırız. Bu su şişeleri ve içeceklerin başkalarıyla paylaşılması çeşitli hastalıkların bulaşmasına da yol açıyor. Genelde bir bardak suyu kimse paylaşmazken, bir şişe su kullanımı oldukça yaygındır.

Muhtemelen bu alışkanlık kolay olduğu için meydana geliyor.

Bu beraberinde şu soruyu gündeme getirir, içecekleri paylaşmak sağlıklı mı? İçecek paylaşımı yapıldığında herhangi bir hastalık veya olgu ile karşılaşır mıyız?

Cevap bazı hastalıklar ve olgular için kocaman bir ‘EVET’tir. İçeceklerin paylaşımında tükürükler birbirine karışır ve tükürüklerle birlikte bakteriler, virüsler de birbirine. Bunların en yaygın görülenleri:boğaz ağrısı, soğuk algınlığı ve kabakulaktır. Bunların dışında bir de çok nadir görülmemekle birlikte menenjit, mononükleoz vardır ve tehlikelidir.

Yani elimizde boğaz ağrısı, soğuk algınlığı, kabakulak, menenjit, uçuk ve mononükleoz var. Bunlar en yaygınları ve ağızdan/ tükürükten bulaşan hastalıklar listesinin çoğunluğu oluşturur. Ayrıca bu listeye Hepatit B virüsünü de dahil etmek gerekir. Hepatit B hastalığı olan hatta portör (taşıyıcı) olan birisiyle çatal-kaşık

Yazının Devamı