Fedai Ünal

Fedai Ünal

fedonunal@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başka ülkelerde de var mı bu esnaf lokantası işi, merak ediyorum. Ama ülkemde olmasına çok memnunum.
Memnunum; çünkü bana göre esnaf lokantası, her anlamda her gün denetlenen, test edilen yer demek.
Yani azıcık bir oynama olsa lezzette, hoop her şey tepetaklak. Denetleyen mi kim? Çevre esnafının ta kendisi!
Uzunca bir zaman önce Gaziemir eski Tansaş karşısındaki Kanaat Lokantası’nı anlatmıştım sizlere. Bugün bir kez daha anlatmak, belki de tarihe not düşmek istiyorum.
Nazmi Usta acayip güzel bi adam. Eli de pek lezzetli. Bi kere yediğim en lezzetli, en hafif, beni yormayan kadınbudu köfte bi burada bi de Edremit Cumhuriyet Lokantası’nda yapılıyor.
Ayrıca eğer uzunca bir süre gitmediyseniz Nazmi Usta’ya yemekten önce tatlı tatlı fırça yiyebileceğiniz tek yer burası...

Geçen hafta yakın bir dostumla birlikte gittik yine. Lokantayı karşıdan görünce, eskimiş tabelanın değiştiğini, dışarıda yemek yediğimiz alanın yazlık kışlık kullanım için şık bir şekilde kapatıldığını fark ettik.
Arkadaşımla birbirimize bakıp suratımızı ekşitmedik desem yalan olur. Aklımıza ilk gelen “Usta lokantayı sattı” düşüncesi oldu.
Arabamızı yakınlara bir yere park ettik ve muhtelif fikirler üreterek lokantaya doğru yürümeye başladık.
Merdivenin başına geldiğimizde arkadaşımla ikimiz birden mermer masaları göstererek “yok, başka bişey oluyor burada” deyip gülümsedik birbirimize.
Veee işte yemekten önce yenen fırça faslına geliyoruz.
Usta bizi merdivende görünce “kendi lehçesiyle” biraz homurdanıyor ve sonra da sarılıyor ikimize birden. Ayaküstü biraz laflıyoruz.
“Usta tamam sen gençleşmek istiyorsun onu anladık da, mekanı da gençleştiriyorsun herhalde” diye takılıyoruz. O sırada genç bir delikanlı geliyor yanımıza. Usta “işte burayı gençleştiren genç bu diyor.”
Yusuf, Nazmi Usta’nın oğlu. Onun için 3. kuşak desek yanlış olmaz. Çünkü Nazmi Usta, önce annesiyle başlıyor yemek işine. Son 36 yıldır tek başına yapıyor bu işi.
Şimdi de oğlu Yusuf’a el veriyor. Bundan sonra kadınbudu köftenin hesabını Yusuf’tan soracağız anlaşılan.
Daha sohbete başlar başlamaz gelirken gördüğümüz değişiklikleri soruyoruz elbet Yusuf’a. Gülümseyerek yanıtlıyor bizi:
“Abi alıştığınız dışında şeyler değil yapmak istediğimiz. Yanları kapattık, çünkü misafirlerimiz, dostlarımız yemekten sonra rahat rahat çaylarını yudumlayabilsinler diye. Bundan başka bir düşüncemiz yok.”
Mermer masalardan bahis açılınca, “onları da değiştirmeyeceğiz, çünkü bu masalar bizi biz yapan şeylerden biri. Ancak babamdan aldığımız bu eli daha yukarıya taşımak en büyük arzumuz.”

Tabelayı, mermer masaları soran ilk kişiler biz değilmişiz. Yusuf gülerek anlatıyor bunları.
Sohbet sürerken, Nazmi Usta’nın her masaya ikramı, neredeyse artık bir gelenek olarak süren hafif zeytinyağlı domatesi bitiyor.
Bi tane daha isterken usta araya biraz kuru fasulye, biraz da fırın makarnasından sokuşturuyor.
Vallahi tıka basa doymuş olmamıza rağmen onları da götürüyoruz. Yemeğin sonunda arkadaşımla birbirimize bakarak “acaba birer kadınbudu daha mı?” diye bakıyoruz birbirimize. Ama neyse ki erken toparlanıp, hızlıca kalkıyoruz masadan.

Sevgili dostlar, Kanaat Lokantası’na giderseniz saat 13.00’ten sonraya kalmamaya çalışın. Çünkü bu saatten sonra pek bir şey kalmıyor.
Usta, bir müddet daha tezgahının başında olacakmış. Sonra, “sonrası gezmek, tozmak” diyor.
Ama Demokles’in kılıcı gibi her daim tepelerinde olacağını da ilave ediyor Nazmi Usta. Birbirimize sarılıp ayrılıyoruz.
Hayırlı olsun Yusuf Usta... Babadan oğula süren bu gelenek her daim sürüp gitsin. Uğurlu olsun.
Tel: 0232 251 68 19