Filiz Aygündüz

Filiz Aygündüz

filiz.aygunduz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Beklerken... Ha geldi ha gelecek bir haberi... Uzaktaki sevgiliyi... Bazen saksıdaki orkidenin açmasını... Baharı... En iyi şiir tutar insanın elini. Hele iyi yazılmışsa... Alır götürür. Yolda sarıp sarmalar. Dertleşir yakın bir arkadaş gibi. Kendinize yakınlaştırırken, beklemenin ağırlığından uzaklaştırır. Bu hafta Akif Kurtuluş’un Can Yayınları’ndan çıkan yeni kitabı “Hayat, Saat Farkıyla”yı okurken bir kez daha deneyimledim. Kurtuluş’un 12 yıl aradan sonra yayımlanan yeni şiirlerinde gülümsemek var, kederlenmek, aşka düşmek, donup kalmak, silkinip toparlanmak... Ve aslında hayat var. Saat farkıyla...

Haberin Devamı

Bir bakıyorsunuz yalnızlığa dokunmuş. Ne kadar kalabalık olsak da zaman zaman hissettiğimiz...

samsunasfaltı’na dağılan

tespih tanelerinde eksik

çifti kaybolmuş ayakkabı tekiyim

Sade ve sakin bir yaşamak tarifi veriyor birden. Böyle mi güzel anlatılır...

gittikten sonra

bir sana baktım

bir de aynaya

karanlığında

yaşamak şaşırmakmış

kime inanacağıma

Hayatımıza giren insanların dilini, ruhunu sökmeye çalışırken yaptığımız şeyi ‘kitap’ üzerinden özetleyiveriyor derken. Kitabi olmadan.

ayraç gibiydin

hayatla ölüm arasında

hangi sayfada bulmuşsam

oradan devam ettim

okumaya seni

İnsanı tanımak mümkün mü? Kendini? Böyle derin sorulara kapı açıyor, kenarına bir gülümseme iliştirip...

elimdeki tek sözcük:

gaf!

Bilgelikmiş, incelikmiş:

zarf!

...

herkes kendine sarraf

Kabullenilmemiş gidişlere çeviriyor kaleminin yönünü birkaç şiir sonra... Kabulü mümkün kılacak bir kudretle...

bazen inanmıyor değilim

giderayak tuzak kurduğuna

terk ettiğine seri katilin iştahına

riyanın tam ortasına

nasıl inanmadıysam yokluğuna

Öyle pembeler, şekerler, şiir romantizmi filan dinlemiyor. Yeri geliyor, tarihten Sivas Katliamı gibi ağır bir sayfa açıp boğazınızı düğümlüyor, gözünüze yaş yürüyor dizelerinden...

bazı çocukların kaderini

yakılan babaları yazarmış

zeynep’in yarasındaki külü

eren’in alnındaki mührü

aynı alevde tutuşan çiçekler

menekşe’den, sehergül’üne

birinin babası her gününü

eklermiş diğerinin ömrüne

“Arkadaş” isimli şiiri, şiirin ismine takılmış bir takıyla başlayıp o yaşları salıveriyor yüzünüze...

Haberin Devamı

ını gömdükten sonra

bir avuç toprak da

kendi üstüne atarsın

son kez arkana bakarsın

sen miydin bıraktığın

uğurladığın o muydu

dudağında uçuk

ve bu soruyla yaşarsın

Yas tutmadan bitmez ya insanın acısı... Sıra ona da geliyor. Nasıl biter sorusuna ters köşe bir cevapla karşılık veriyor...

heyhat!

hayatla medet arasındasın

yarayla kabuk

dertle deva

dindi sandığın her sancı

peşin sıra gelecek

geçti dediğin her acıyı

ömrünle sınayacaksın

sen başkasının yası olduğunda

ancak, susacak yasın da

Velhasıl, hayatla hemhal oluyorsunuz Kurtuluş’un şiirlerinde. Bunu şiirle yapmanın verdiği özgürlükle. Edebiyatla sınanmış, arınmış has sözcüklerle...

Sonuç... Ayrılık sevdaya nasıl dahilse, beklemek de öyle... Yeter ki iyi şiir kitaplarımız olsun...