İnsanoğlu, dünyadaki yaşamının son çeyreğinde hızla vahşetin girdabına sürüklendi.
Lise sıralarında iken; ‘dünün insanı mı, yoksa bugünkü insan mı daha mutludur? ’konulu münazaralar yapardık.
Dünün dünyasında eşkıya dağda idi, bugünse, şehirde, konsoloslukta, devlette kol geziyor. Böylece, şairin çizmeye çalıştığı ‘mutluluğun resmi!’ de artık antika tablolarda kaldı.
Artık hunharca cinayetler, devletlerin en emin (güvenlikli-korunaklı) mekanlarında, yabancı ülkelerdeki temsilciliklerinde işleniyor.
Cinayet, önceleri örtbas edilmek istendi; kişi, konsolosluktan çıktı denilerek yalan söylendi. Türk devletinin kararlı tutumu; Türk istihbaratının ve emniyetinin titiz çalışmaları sonucunda Suudi devleti suçunu itiraf etmek zorunda kaldı.
Hem de tam on sekiz gün sonra; üstelik başka yalanların arkasına sığınarak bu itirafta bulundu.
İçeride boğuşma oldu ve bunun sonucunda öldü demeye getiriyorlar.
Yahu! Sen cinayeti işlemek üzere, Türkiye’ye bir katil sürüsü gönderdin; onlar da tüm dünyanın gözleri önünde, sivil-silahsız ve korumasız bir insanı hunharca katlettiler ve hiçbir şey olmamış gibi, kanlı ellerini sallayarak ülkelerine döndüler.
Ardından konsolos kılıklı cani de, cinayet mahallinde gerekli (!) temizlikleri yaparak Türkiye’den kaçtı.
Paranın, petrolün ve hırsın gözleri kör, vicdanları dumura uğrattığı hür ve medeni (!) dünya ise, bu vahşeti yalnızca seyretmekle yetindi ve yetinmeye devam ediyor.
Kılıç dansının baş aktörü olan Trump ise, timsah gözyaşı dökerek; ‘İran’ı dengelemek için Suudi Arabistan’dan vaz geçemeyiz!’ dedi ve cinayete ortaklığını ilan etti!
ABD Kongresi ile Trump yönetimi ‘iyi polis-kötü polis’ oyununu bakalım, nereye kadar ve nasıl götürebilecek?
Zira ABD’nin gözünde her şey ama her şey paradır; paranın aklamayacağı aşağılık, soysuzluk, namussuzluk, iğrençlik ve kepazelik yoktur!
Dolayısıyla, ABD, bu olayı nasıl paraya çevirebilirimin derdindedir. Tavşanı kaçırırken de, tazıya tuttururken de milyar dolarları iç ediyor!
Türkiye’nin soğukkanlı ve titiz çalışmaları olmasaydı, olay örtbas edilecekti. Ve hatta Türkiye’nin üzerine bile yıkılabilecekti! Zira günümüz devletlerinin eşkıya sürüleri, en azılı arsızlara parmak ısırtan cinsindendir.
Baksanıza; kılıç dansının artığı olan ülkeler, Suudi Arabistan’a desteklerini açıkladılar bile!
İnsanlık adına, insanoğlunun sahip olduğu değerler adına sözün bittiği yerdeyiz.
Başta ABD ve onun uydusu Suudi Arabistan olmak üzere, yandaşları olan diğer eşkıya ülkeler, DEAŞ’ı hedef tahtasına koyduklarını iddia ediyorlar.
Söyler misiniz; bunların, kendi elleriyle kurup geliştirdiği ve her türlü desteği sağladıkları DEAŞ’dan ne farkları var?
Birinin aleni, diğerlerinin gizli kafa koparmaktan başka!..
Özay Şendir
Özgür Özel, yandaş mı oldu?
26 Nisan 2024
Güneri Cıvaoğlu
Katar arabuluculuktan çekilirse…
26 Nisan 2024
Cem Kılıç
İklim değişikliği işte ‘büyük risk’
26 Nisan 2024
Didem Özel Tümer
Türkiye, NATO Genel Sekreter adaylarına ne söylüyor?
26 Nisan 2024
Abbas Güçlü
Atama, obezite ve boşvermişlik
26 Nisan 2024