Ormanı bekçi değil sevgi korur" yazardı tabelalarda... Buna rağmen bekçi doluydu ormanlar.
Belli ki devlet halkın sevgisine güvenmiyordu...
Zaten bu halk değil miydi "Hem severim hem döverim" diyen...
"İnsan sevdiği keçeyi yerden yere vururmuş" sözcüğü hangi kara parçasında üretilmişti sahiden...
Bu yüzden ormanı, sevginin değil bekçinin korumasına karar verilmişti bir süredir.
Lakin gelin görün ki bekçi de para etmedi Muğla'daki yangınlara.
Basından takip ettiğim kadarı ile geçtiğimiz hafta Muğla'daki orman yangınlarını işe alınmayan geçici yangın söndürme ekiplerinin çıkarttığı sanılıyormuş...
Yani mesleği "ormanı korumak" olan birimler...
Eğer öyleyse vay halimize...
*
Tamam insanların kovulmaya yakın işini savsaklaması bilinen bir şeydir bunu anlıyorum...
Örneğin barfly Sergen'in Fenerbahçe'den gönderileceğini anladığı zaman son dakikalarda korner bayrağına sallana sallana yürüyüşü gibi...
Sanırsınız ki Fener 3-0 galip de vakit geçiriyor. Oysa takım 2-1 mağlup...
O maçtan sonra da Sergen'i bir daha sarı lacivert forma ile görmedim zaten...
Fakat ormancı örneği bilinen en çarpıcı örnek...
Bunu diğer mesleklerin de yaptığını düşünsenize...
İşten kovulduğu gün yoğun bakımdaki hastaların fişini çeken doktor. Kıdem tazminatı eksik hesaplandığı için yolcularını okyanusa çakan pilot. Çarkçıbaşının daha çok maaş aldığını duyunca gemiyi yolcularla birlikte karaya oturtan gemi kaptanı. Aidat vermeyen apartman sakinlerine kızıp apartmana baz istasyonu koyduran yönetici... İşten kovulduğu gün servis otobüsünü otoyolda ters yola sokan servis şoförü. Kovulduğu gay barda giderayak bütün içkilerin içine viagra atan barmen. Takas verileceğini duyunca kendi kalesine gol atan santrfor. Kovulduğu gün bütün hastalara at iğnesi ile iğne yapan eczacı kalfası. Kaynanasına kızıp onun oturduğu apartmanı 3 şiddetindeki depreme göre inşaa eden yüzlerce inşaat mühendisi... Boşanacağını duyduğu kocasının bütün prezervatiflerini iğne ile delen kadın...
ve daha neler neler...
*
İşte memleketimden insan manzaraları...
Yok canım bu kadarı da olmaz demeyin...
Güneyde şimdi mevsimlik işçiler işsiz...
Ormanlar ağaçsız, kuşsuz, gölgesiz...
Bir ağaç 25 yılda yetişiyor.
İnsan olmak için ise daha uzun süre gerekli galiba...
Enerji Bakanımız Cumhur Abi’nin tost - iti
Barajlarda su kalmadı. Su idareli kullanılacak. Terlenmeyecek, işenmeyecek. Elektriğimiz de kalmadı... Buzdolabının kapısı açık unutulmayacak. Barajlarda kalan suya şap atılacak ve vatandaşa gece erken yatın önerisi yapılacak. Ne suyumuz ne elektriğimiz var. Enerji Bakanlığı'ndan istifa edilecek ve Maliye Bakanlığı'na talip olunacak. En son aldığım haberlere göre, Maliye Bakanlığı'na da talip olunmayacak...
Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr
