SİYASETİN “değişmez” infaz kuralıdır.
Büyük ekonomik çöküntüler sonrasında iktidarlar sandığa gömülür.
Yeni liderler, partiler yönetime getirilir.
İkinci Dünya Savaşı’nın şekeri, unu vesikaya bağlayan yıllarından sonra 1950’de halk CHP’yi indirmiş, genç DP’yi iktidar yapmıştı.
Sonraki seçimlerde de bu örnekler yaşandı ama en sonuncusu Ecevit koalisyon hükümetinin ekonomiyi yere çakmasından sonra henüz birkaç aylık AK Parti’nin iktidara getirilmesidir.
......................
Yunanistan’da genç solcu lider Aleksis Çipras ve onun başında bulunduğu SYRİZA için de bu “sosyopolitik” kural işledi.
5 yıldır muhafazakâr iktidar yönetiminde perişanları oynayan Yunan halkı “umut” olarak gördüğü SYRİZA’yı iktidar yaptı.
“Yüzde 27’yi bulan işsizler, faturaları ödeyemedikleri için elektrikleri kesilmiş aileler, maaşları budananlar, kira ödeyemeyen ve belediyenin sığınma evlerinde yaşayanların umudu” oldu SYRİZA.
Ayrıca “kemer sıkma” politikaları bezdirmişti.
AB’nin yaptığı yardımlar karşılığı emredercesine dayattığı, deli gömleği gibi sımsıkı giydirdiği geri ödeme planları nedeniyle Yunan halkı “aşağılanmakta” olduğunu düşünüyordu.
“Onur reaksiyonu” da SYRİZA’ya verilen oyların “psikolojik” nedeniydi.
Aleksis Çipras seçim sonuçları alındıktan sonra meydanı dolduran halka yaptığı konuşmada “Artık aşağılanma bitti” diyerek halktaki bu reaksiyona cevap verdi.
Yunanistan Avrupa’nın hatta bütün Batı’nın tarih boyunca “şımartılmış çocuğu” olmuştur.
Kadim Yunan medeniyetinin mirasçıları olarak görülmüş ayrı ve üstün bir kategoride algılanmıştır.
Yunan halkı da buna nesiller boyu alışkındır.
İlk kez “Hesabınızı bilmiyorsunuz, kazandığınızdan fazlasını harcıyorsunuz, savurganlığınızı biz neden ödeyelim, sizin yapamadığınızı bir yaptırırız, sizi biz güdeceğiz” aşağılanmasıyla kriz boyunca son 5 yıldır karşı karşıya kalmışlardır.
Özgüven-lerini, onurlarını yitirmişlerdir.
Geleceğe umutla bakabilmeyi de...
İşte Aleksis Çipras bu psikolojiye oynamıştır.
“Umut” dopingiyle ortaya çıkmıştır.
“Vaatleri” ile oyları toplamıştır.
......................
Aleksis Çipras solcu bir ailenin çocuğu, daha ortaokul çağlarından itibaren sol politik etkinliklerinin içinde yer almış.
İnşaat mühendisi ama çekirdekten politikacı.
Ekonomik kriz süreciyle birlikte yolsuzlukların ayyuka çıktığı son yıllarda Aleksis Çipras dürüst kişiliğiyle de güven verdi.
......................
Asgari ücreti yükseltmek, emekli yaşını 60’a indirmek, elektrik faturalarını devlet tarafından ödenmesi, kira yardımı...
Bu ve benzeri vaatler için nereden kaynak bulacak?
“AB’ye olan borçların yeniden yapılandırılması” da büyük sorun.
AB’nin bu tavra nasıl bakacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Sorun sadace Yunanistan olsa belki sıkı kemerden birkaç delik gevşetilir. Ama...
Arkadan sorunun çok daha büyüğü İspanya geliyor.
Orada da “sıkı deli gömleği ekonomik önlemlerine” karşı genç bir solcu lider ve onun partisi iktidar yolunda.
Yunanistan’a AB’nin aralayacağı kapıdan o da girmek isteyecektir.
Brüksel’deki kaygı “domino etkisi”dir.
Yunanistan ve İspanya’yı zordaki diğer AB ülkeleri de izlerse ne olacak?
Zaten Aleksis Çipras da “zafer” konuşmasında “Bu sadece Yunanistan’ın değil bütün Güney Avrupa devletlerinin AB’ye mesajıdır” dedi.
