Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

FRANSA ile bir önceki Millet Meclisi oylamasından sonra Ankaralı gazeteciler, Fransa Büyükelçisiyle bir araya gelirler.
Bizim arkadaşlar esip savurmaktadırlar.
Türkiye şunu yaparsa, “Türkiye bunu yaparsa, hele bi de şunları yaparsa” diye gök kubbeyi büyükelçiye dar etmekteler.
Belki de öyle zannetmekteler.
Büyükelçi ise gülümseyerek onları dinler.
Herkes eteğindeki taşları döktükten sonra konuşur:
“Biz bir araştırma yaptırdık.
Aldığımız sonuçlara göre Türklerin böyle durumlarda tepki süresi 3 buçuk ay!..”
Büyükelçi kabalık edip daha fazlasını söylememiş.
Gerisini şöyle getirebilirdi:
“Ayranınız çabuk kabarır ama 3 buçuk ayda söner.
Bir süre sonra da unutulur. Her şey eski haline dönüşür.
O yüzden atıp tutmalarınız bize sandığınızın aksine kaygı vermiyor.
Gelir ve geçer diye bakıyoruz.”
.......................
Bunları dün sabah Hürriyet’in Ankara Temsilcisi Metehan Demir CNN’de anlattı.
Kendisi de o gazeteciler arasındaymış.
Yani bu anekdot kulaktan kulağa bir söylentinin nakli ya da yakıştırması değil, bizzat yaşayanın anısı.

TEPKİ SÜRESİ 3 BUÇUK AY
FRANSA eski büyükelçisinin sözünü ettiği bu araştırma sanırım “tek” değildir.
ABD’nin, Almanya’nın, Danimarka’nın, İsviçre’nin de arşivlerinde böyle araştırma dosyalarının olmadığı söylenebilir mi?
Fransa’da yasalaşan “soykırım yoktur” diyene hapis maddesi daha önce İsviçre Parlamentosu’nda kabul edilmişti.
Kıyametler koparmıştık.
Hatta şimdi Silivri’de yatmakta olan Doğu Perinçek, İsviçre’ye gitmiş “Ermenilere soykırım yapılmadı” diyerek olayın üstüne üstüne yürümüştü.
Hakkında ceza davası açılmıştı.Perinçek konuyu AİHM’e taşıdı.
AİHM yasayı insan haklarına aykırı bulursa Fransa’yı da ters köşeye yatırmış olacak.
Neyse...
Sorun o değil.
İsviçre’yle gerilimin voltajı çoktan düştü mü düşmedi mi?
Birkaç yıl önce adamakıllı “papaz olduğumuz” dönemin Danimarka Başbakanı Rasmussen’in NATO Genel Sekreteri seçilmesi için Türkiye oy vermedi mi?
Tepkinin süresi 3 buçuk ay...
“Çok kısa” mı buldunuz?
Uzatalım; “105 gün!..”

EZBERİ BOZMAK
FRANSA‘daki -kısa adıyla- Ermeni yasası Senato kapısına dayandığında Başbakan Erdoğan 3 aşamalı yaptırımlar paketinin birincisini açıklamıştı.
Yasa teklifi Senato’dan geçerek kanunlaştığında diğer aşamalara geçileceğini kesin bir ifadeyle vurguluyordu.
Paris’tekiler aralarında “3 buçuk ay” mizahı yapıyorlar mıydı, bilemem ama frene basmadıklarına göre etkilenmiş gibi görünmüyorlar.
Ancak...
Başbakan Erdoğan dün ezber bozdu.
Bağırıp çağırmadı.
Yaptırımlar sıralamadı, tehditlerle esip gürlemedi.
“Sağduyulu bir yol haritası izleneceğinin” mesajını verdi.
Belki bunun “taktik” nedeni var.Bir olasılıkla 61 senatör bu yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’nde dava açacak.
61 senatörü bir araya getirmek, imza attırmak çok zor, Türkiye daha da zor hale getirmemeli.
Fransa’ya hakaret, Fransız kamuoyunu olumsuz etkileyecek yaptırım açıklamaları toplum psikolojisinde ters rüzgârlar estirir.
Üzerlerinde toplum baskısı ağırlaştığında senatörler tedirginlik duyacaklardır.
Zaten konu fazlasıyla duyarlı.
Onları köşeye sıkıştırmak yanlış olur.
Hukuki yoldan çözümün önü tıkanır.
Yaptırımlara gelince...
Bunlar tamamen Türkiye’nin özgür iradesine bağlı tasarruflardır.
“Kapsamını” olduğu kadar “zamanlamasını, uygulama takvimini” de belirlemek Türkiye’ye aittir.
61 senatörle Anayasa Mahkemesi’nde iptal yol haritasına yoğunlaşmak, bu iç hukuk yolu tıkanırsa AİHM ve diğer yaptırımlar yollarına geçmek Türkiye’nin her zaman elindeki kartlardır.
İstediği zaman masaya atar.

Haberin Devamı

FB’NİN DURUMU
CİMBOMLUYUM ama Fenerbahçesiz futbolun “hastanelerde verilen perhiz yemeği gibi” lezzetsiz olacağı inancındayım.
FB ne kadar güçlü, rekabet o kadar zevkli, lig de o kadar renkli...
TFF’nin, UEFA’dan şike iddiaları nedeniyle puan silme kararına ön onay almış olmasına o nedenle olumlu bakıyorum.
“Bir alt lige düşürmek” hukukun gereği olsaydı bile iç sesim “hayır” diye isyandaydı.
Ama...
FB’deki tepkileri anlayamıyorum.
“Bir alt lige düşürülme tercihini” anlayabilmek gerçekten çok zor.
FB yönetiminde olanlar bence şöyle düşünmeliler:
“12 puan mı siliyorsunuz?
Buyurun silin.
Bu durumda şampiyon olamayız elbette...
Ancak...
Toplayacağımız puanlar öylesine yüksek olur ki, koy üzerine o silinmiş olan 12 puanı, FB birinci sırada yer alır.
Hedefimiz bu.”
FB -yaşanan tüm olumsuz koşullara karşın- bu yıl iyi top oynuyor.
Güzel sonuçlar alıyor.
Şu 12 puanı sezon sonu puanına ekleyerek “alternatif şampiyonluğa” oynamak lig paletinde yeni ve çok güzel bir renk olur.