Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

TÜRKİYE insanının çocukluktan başlayarak “Hazreti Ömer adaleti” ve “ilahi adalet” söylemleri ile geçer hayatı.
Kulaklarında ve dilinde sürekli dönen plaktaki sestir bu söylemler.
Çoğunluğu manevi değerlerle harmanlanmış Türkiye insanı için “adalet” yaşamın kutsal özsuyudur.
Cumhuriyet, demokrasi, siyasi parti, siyasi parti lideri gibi nispeten çok yeni kavramlardan “adalet” tutkusu çok daha köklü ve sağlamdır.
“Adalet” ile “iktidar” arasında birbirine endeksli ilişki bu toprakların gerçeğidir.
“Kuvvet, adil kullanıldığında iktidar, kötü kullanıldığında zulümdür” söylemi, halkın siyasi iktidarlardan beklentisi ile örtüşmekte.
Bir süredir “adalet ve yargı” kavramlarının tartışmalar gündeminde ilk sırayı alması sadece açılan davaların “darbe, darbeciler” gibi sansasyonel eksenli olması nedeniyle izah edilemez.
Toplum vicdanı, İslam tarihi kadar eski “adalet” inancı ve bunlara uzanan bazı kuşku gölgeleri asıl nedendir.

REFORM DEĞİL SARGI
BU girişten sonra dün açılan “yargı reformu” etiketli paketin içindekilere bakalım.
Başta “karşılıksız çek suçları” olmak üzere “kaçak elektrik kullanmak, ilamsız icra” gibi bir dizi ıvır cıvır dosyadan mahkemeler kurtarılıyor.
2 buçuk milyon dolayında dosyanın birden kalkması mahkemelerin iş yükünde hissedilir bir azalma etkisi yapacaktır.
Ama...
CHP’li Emine Ülker Tarhan’ın ifadesiyle “yargı reformu değil, yargının hızlandırılması” için bir paket bu.
Aslında “geciken adalet, adalet değildir” teorisi gereği “adaleti hızlandırmak” tek başına reform değildir ama reform paketi varsa bunun önemli bir parçası olabilirdi.
Ne var ki...
Açıklanan paket bütünüyle “reform” izlenimini vermiyor.
Örneğin...
“Uzun süreli tutuklamaların, infaza dönüşmesini” önleyecek “kesin” hükümler yok.
“Hâkimin takdirine” bırakılmış gri alanlar tatmin edici değil.
“Tutuklamaların ve serbest bırakılma istemlerine ret kararlarının somut nedenlerle hüküm gerekçelerinde yer almasını” öngören madde -korkarım- bir şey değiştirmeyecek.
Zaten var olan kanun hükmünün altını çizmek gibi bir düzenleme...
“Prof. Haberal’ın tutukluluk kararı bağlamında açtığı tazminat davasını kazanmasından” sonra oluşacak içtihatın önü bu kanun değiştirilerek kesilmişti.
“Reform” etiketi pakette, sanığa, tutuklama kararı alan hâkim karşısında güvencesini oluşturan “tazminat” hükmü pakette yer alabilirdi.
Böyle bir hükmün varlığı halinde yargıçlar -ileri demokrasilerde- “tutuklama ya da serbest bırakılma istemini ret kararı” alırken daha sağlam gerekçelere dayanmak gereğini hissederler.

Haberin Devamı

ACİL DEMOKRASİ
CHP‘nin yargı reformu önerilerini kapsayan “acil demokrasi” dosya başlığı anlamlı.
Sinemaların karanlık salonlarında yeşil ışıklı “acil çıkış” levhalarını hatırlatıyor.

Adaletin bu mu dünya

Bu “acil” ifadesi hukukta ve demokraside “alacakaranlık” göndermesi yapmakta.
Bu pakette daha somut ve net hüküm önerileri var.
Örneğin...
“Tutuklama” süresine 2 yıl sınır konuluyor.
Eğer dosya Yargıtay’a gitmişse 1 yıl daha uzatılabiliyor.
Her halükârda 3 yılı geçemiyor.
Adalet Bakanlığı “reform paketini” hazırlarken bu öneriden yararlanmalıydı.
Böyle başka dikkate alınması gereken önerileri daha var.
Fakat...
Dikkate alınmamış.

Haberin Devamı

AİHM’YE VE AİHS’YE BAK YETER
ASLINDA çok fazla yasa maddesine ihtiyaç yok.
Anayasa’ya göre “uluslararası sözleşmeler” iç hukuktan önce gelir...
Adil yargılama, tutukluluk süresi ve diğer duyarlı konular zaten Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (AİHS) düzenlenmiştir.
Hâkimin bu sözleşme hükümlerine göre karar vermesi yeterlidir.
Ayrıca...
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye aleyhine bu sözleşmeye dayanarak aldığı kararlar da içtihat değerindedir.
Yol göstericidir.
Sözleşme hükümlerinin yorumudur.
Sadece özel yetkili mahkemeler değil bütün mahkemelerin AİHM kararları doğrultusunda hüküm vermeleri yeterli olabilir.
Sonuç...
Bu paket sonra da “adaletin bu mu dünya” seslenişlerini sürecek.
Gene de “ekşi sözlük”ten rol çalmış olmayayım.
Gazeteciler için açılmış 5 bine yakın davanın düşmesi az şey değil.
Ayrıca...
Reformdan bahsedilmesi bile adalet beklentilerini proteinliyor.
Büyüyen beklentiler sonunda siyasete rehber olur.