Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

HAFTA SONU iki gün boyunca Alaçatı’daydım.

Çeşitli ortamlarda bulundum.

Bir kez bile “N’olacak bu hükümet meselesi” diye soran olmadı.

Komşu masalarda, kumda da, çarşı pazarda da kulağıma bu konuda konuşmalar kulağıma çalınmadı.

Daha çok...

“Turizmin henüz hareketlenmediği” muhabbeti yapılıyordu.

İnsanlar neşeliydi.

Esnaf güler yüzlüydü.

Sabahın 7’sini geçtiği halde bazı diskolardan hâlâ “dam dam... dam dum” müzik yankılanıyordu ki bu gerçekten sinire de uykuya da zarar...

Elbette saat 12’de, 1’de müziği kesen mekânlar çoğunlukta.

Haberin Devamı

Doğrusu...

“Ramazan” da pek hissedilmiyordu.

..............................

Sanılmasın ki sadece mekânlarda “partileyen” gençlikten bahsediyorum.

Kasabanın tamamında ister hava deyin, ister psikoloji, herkes için gözlemim bu.

Ertuğrul Özkök birkaç yazısında ve “Yedi Büyük Günah” kitabında bir “Ege Cumhuriyeti” tasvir eder.

Gerçekten temelsiz bir hayal coğrafyası değil.

Ege insanı hayli farklı.

Büyük çoğunluğu göçmen kökenli.

Girit’ten, Selanik’ten, Makedonya’dan, Bosna’dan, Karadağ’dan (Montenegro) hatta Bulgaristan’dan kopup gelmiş ailelerin çocukları.

Genellikle “evlad-ı fatihan” denilenlerden. (Boşnaklar evlad-ı fatihan değildir.)

Yani...

Osmanlı Yunanistan’ı, Balkanlar’ı fethettiğinde Anadolu’dan oralara gönderdiği Müslüman halk.

“Fetih evlatları” diye günümüz Türkçesine çevrilebilir.

Sık sık “köklerinin Karamanoğlu olduğunu” söylerler.

Karamanlar, Osmanlı’ya çok diklendiler.

Osmanlı’nın Yunanistan’a, Balkanlar’a gönderdiği Müslüman halkın Karaman yöresinden seçilmesi sanırım bu yüzden.

“Evlad-ı fatihan” olmaktan gurur duyarlar.

.........................

Artık devam ettirmeseler de Bektaşi gelenekten geliyorlar. Sayıları hayli fazla.

Bu da İslam’ı yaşayış tarzlarına yansıyor.

Belki de başta İzmir olmak üzere Ege kıyılarında siyasi tercihlere “yaşam tarzlarına müdahale” sendromunun yön vermesinde bu geçmişin izleri var.

Neşeli, çalışkan, iyimser ve güler yüzlü olmaları Alaçatı’nın çekiciliğinde önemli etken.

Görebildiğim kadarıyla Suriyeli göçmenlerin istilasına da -henüz- uğramamış.

Haberin Devamı

Bodrum’un Suriyeli sığınmacı manzaralarıyla hazin hali yok.

Hiç değilse “şimdilik!!...”

Alaçatı “acelesi olmayanların” yeri.

Bir “slow city”...

.............................

Seçim sonrası kafa karıştıran Meclis aritmetiği...

Hükümet kurmak için “nafile” laf ebelikleri...

Hesaplar...

“Erken seçim” planları...

Bizans oyunları...

Büyük hedeflere küçük taktiklerle ulaşma anlamsızlığı...

Akla zarar “zihni sinir” ortaklık projeleri...

Ve hele...

“Nasıl olsa bu aritmetikten bir hükümet çıkmaz, en iyisi erken seçimde oyları artırmak ya da en azından korumak için” manevralar... “Bakın biz hükümet kurulsun diye elimizden geleni yapıyoruz ama diğer partilerle anlaşmak mümkün olamadı” diyebilmenin “siyaset dansı...”