Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ÖĞRENCİ evleri “Başbakan’ın gündem yaratmak” alışkanlığından yeni bir örnek mi?
Bu bir olasılık.
Çünkü, öğrenci evlerine devlet müdahalesi için yeni bir yasa yetmez.
Anayasa’daki “özel hayatın dokunulmazlığı” maddesi 18 yaşını doldurmuş her yurttaşın güvencesidir.
AK Parti’nin ise ister bu madde, ister bir başkası “Anayasa’yı tek başına değiştirecek Meclis çoğunluğu” yok.
Olsaydı öncelikle “Başkanlık sistemini” getirmek için Anayasa değişikliğini yapardı.
Hatta...
AK Parti’nin Meclis’teki çoğunluğu bir Anayasa değişikliğini referanduma götürmeye dahi yetmiyor.
Öte yandan...
Anayasa’nın bir diğer maddesi olan “devletin gençliği korumak görevi” bir “genel” hükümdür.
Oysa...
“Her vatandaşın özel hayatına saygıya dayalı dokunulmazlık” bir “özel” maddedir.
Hukuk kaynakları hiyerarşisinde “özel” hükümler, “genel” hükümlerin üstündedir.
Önceliklidir.

18 YAŞ

18 yaşını tamamlamış her yurttaş oy kullanmak hakkına sahiptir.
18 yaşını doldurduktan sonra, kararlarını bireysel iradesiyle özgür olarak alabilir.
Kimseden izine, onaya, icazete ihtiyacı yoktur.
18 yaşını dolduran her vatandaş kendi kararıyla evlenebilir.
İlke olarak istediği yerde oturmak, istediği yere gitmek, istediği kişiyle -evlilik dışı da olsa- ilişki kurmak, çalışmak özgürlüğü vardır.
........................
Yani..
Yasalar 18 yaşını doldurmuş gence büyük bir yetki ve sorumluluk veriyor.
“Özgür iradenle Türkiye’yi yönetecek siyasi parti seçmek için oy kullanabilirsin.
Fikrinle ve cisminle karar alabilecek yaştasın.”
Üstelik...
Diğer yurttaşlar gibi onlara da seçim sandığına gitmemeleri halinde ceza öngörülmüştür.
AK Parti iktidarı 18 yaşını dolduranlara “seçilme hakkı” verilmesi için bile tartışmalar başlatmıştı.
.......................
Bütün bunlardan sonra 18 yaşını doldurmuş gençlere “sen hangi evde, kimlerle kalıyorsun, aynı evde hem kız, hem erkek oluyor mu” diye devletin müdahale etmesi, hukuk devletinde “gerekçeden” geçtim, “izah” bile nasıl bulur?
Velev ki valiler böyle evlere müdahale etmek emrini verdi.
Bu gençler hangi yasaya göre takibata veya yaptırıma konu olabilirler.
Ceza yasasında böyle bir madde yok.
“Cezasız suç olmaz, suçsuz ceza olmaz” gibi temel hüküm böyle bir müdahalenin neresinde alan bulabilir?
“Suç tanımı” yasada yoksa, yaptırımı da olmaz.
........................
“Örgütlü suç” veya “çevreyi rahatsız eden” kabahat gibi iddialar, zaten herkes için geçerlidir.
Bu ve benzeri durumlar için özel düzenlemelere ihtiyaç yok.

AŞAĞILANMA DURUMU

ÖĞRENCİ evlerinde kalanlar, potansiyel önyargıların “aşağılanma” sendromuna açık olacaklardır.
Hele bu söylemler bağlamında gündemde çok konuşulan Denizli ve Adana’da eğitim gören öğrenciler için “olumsuz” etiketler zihinlere yapışmayacak mı?
İşe girerken, evlenirken ve diğer sosyal/profesyonel ilişkilerinde hep bu gölge hissedilir.
Haksızlık değil mi onlara?
........................
Örneğin...
Hedefteki Denizli’de 42 bin yüksek okul öğrencisi varmış.
Sadece 5 bini yurtlarda kalıyormuş.
12 bini apart denilen küçük dairelerdeymiş.
15-20 bini ise evlerde...
Ama burada bir incelik var.
“Cemaat evleri” de bu rakamın içinde.
Akla “cemaat dershanelerinden sonra, cemaat evlerine de bir ayar çekmek durumu mu var” sorusu düşüyor.
Hani...
“Dershaneler kapatılacak” söylemini hatırlayın.
Ve...
“Nasıl tepki fırtınaları estirildiğini de...”
.........................
Bu ülkede insanlarımızın -sadece muhafazakar kesimin değil, çoğunluğun- manevi değerlere, geleneklere bağlılığı bir gerçektir.
Öğrenci evlerinde “karma yaşam” konusunda velilerin, en azından bir kısmının haberleri olmadığı da bilinmeyen şey değil.
Bilseler çocuklarını telkinleri farklı olabilir.
Yasal olarak özgürlüklerine sahip olsalar da gençlere uyarmayla, nasihatle, ikna yoluyla etkili olabilirler.
Varsa sorunun muhatabı öncelikle reşit gençler ve onların aileleridir.
Ayrıca...
Her karma evde “cinsellik aranması da doğru değil...”
Sonuç...
“18 yaşını tamamlamış reşit insanlara karşı Anayasal güvenceyi” ortadan kaldıracak devlet müdahalelerine hukuk devleti ve AİHM hukukunda geçit yok.
Devletin öncelikli görevi yeterli sayıda yurt yapmak ve öğrencilere sunmaktır.