Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Merhum Nihat Dinç değerli bir büyükelçiydi.

Onu 1969’da tanımıştım. Avrupa Konseyi nezdinde daimi delegeydi.

Nihat Dinç’ten naklen emekli Büyükelçi Özdem Sanberk CNN Türk’te Atatürk’ün “5 dış politika ilkesini” dile getirdi. (Eğrisi Doğrusu -Taha Akyol)

İlginç ve çok isabetli bu ilkeleri Atatürk dönemin Dışişleri -efsane- Genel Sekreteri (bugünün müsteşarına tekabül eden mevki) Numan Menemencioğlu’na söylemiş.

İşte -mealen- o ilkeler.

..........................

1- Komşularınızın iç işlerine karışmayın.

Haberin Devamı

2- Rusya’yı tahrik etmeyin.

3- Arap ülkeleriyle tarihi, sosyal, kültürel ilişkilerinizi geliştirin. Fakat aralarındaki anlaşmazlıklara karışmayın.

4- Sormadan akıl vermeyin.

5- Batı kültürünü benimseyin, fakat onların emperyalist emellerine alet olmayın.

..........................

Gerçi...

“Zamanın ruhu” diye bir şey var.

Bugünün koşulları farklı olabilir.

Bu “ihtiyat notunu” yazın bir kenara ama gene de Türkiye’nin dış politikasını bu “5 ilke” ışığında yorumlayalım.

1- Komşuların, özellikle Suriye’nin ve -Arap dünyasındaki etki alanı nedeniyle- “komşu” sayılabilecek Mısır’ın iç işlerine karıştık mı?

2- Rusya’yı -hava sahamıza uçaklarının girmiş olması elbette kabul edilemez ama-, bir uçağını düşürerek -hiç değilse görünüşte bir gerekçe üretmesine imkân vererek- “tahrik” unsuru yok mu?

3- Bazı Arap ülkelerinin birbirleriyle anlaşmazlıklarında tavır koyduk mu?

4- Arap ülkelerine sormadan akıl öğretmeye gelince... Bir değil hem de kaç kez. “Bölge lideri, büyük abi” iddiaları Arap ülkelerinde “Yeni Osmanlı mı” tedirginliğine neden olmadı mı?

5- Batı kültürünü ve özellikle demokrasi kurumlarını -iniş çıkışlarla da olsa- benimsiyoruz. Özellikle AB kriterlerini... Fakat petrolün çekiciliğiyle cazibe ve uluslararası büyük emperyalist oyunların alanı olan Ortadoğu’da alet olmamaya çaba gösteriyoruz.

Ama 1 Mart tezkeresinin Meclis’te kabul edilmemesi gibi böyle “direnişlerimize” bile misliyle faturalar çıkarılıyor.

Güneyimizdeki “PYD kantonlar kuşağının, ABD himayesinde Hatay’a doğru sarkması” faturalardan sadece biri.

Haberin Devamı

Şu satırlar yazılırken Ankara’nın “kırmızı çizgimiz” ilan ettiği “Fırat’ın batısına PYD’nin geçmeye başladığı ya da geçme ihtimalinin yükselişte olduğu” TV haberlerinde dile getirilmekteydi.

Ciddi bir durum...

..........................

Neyse ki... Ülkelerin tarihinde böyle sert fırtınaların olduğu yıllar gelir ve geçer...

Türkiye’nin tarihinde bunlar da geçecektir.

Önemli olan Türkiye’nin laik, demokrat, Batı ittifakları güçlü rotasından ayrılmamaktır. Şunu da ilave edeyim ki: “Ne olursa olsun dışarıdan bütün tehditlere karşı Türkiye insanları olarak tek bir bütün halinde omuz omuza vermek zamanıdır.”

..........................

Not: Haftaya kadar 4 gün izinliyim. Yeni yılın siz okurlarımıza Türkiye’ye, bölgeye, dünyaya barış ve demokrasi ışıkları sunmasını diliyorum. Can Dündar ve Erdem Gül başta olmak üzere hapisteki meslektaşlarımın (gerçek gazetecilerin) de bir an önce özgürlüklerine kavuşmaları dileğiyle...