Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Miloşeviç'in subay olan dayısı, o henüz 7 yaşındayken kafasına kurşun sıkarak intihar etti.
       İkinci Dünya Savaşı bittiğinde, önce babası, sonra annesi intihar ettiler.
       Mirjana adlı bir genç kıza aşık oldu... Evlendiler.
       Mirjana'nın annesi, direnişçi kızıl partizanların sırlarını Nazilere sızdırmıştı.
       Bu, vatana ihanet suçuyla yargılandı... İdam edildi.
       Görülüyor ki...
       Miloşeviç kan, ölüm ve baskıyı hücrelerinde büyütmüştür.
       Travmatik bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirmiştir.
       Müslümanlara, Arnavutlara kitle kıyımının ardında, bu geçmiş var.
       Beyaz Saray'a da danışmanlık yapan Prof.Vamık Volkan'a göre Miloşeviç; kendi etrafında bir elektriklenme yaratmak için bir yandan Türk düşmanlığını...
      
Öte yandan, Sırp milliyetçiliğini kullanmıştır.
       Yugoslavya ve dünya, işte bu insanlık suçları lanetlisinden kurtulmakta.

Ya sonra...

       Miloşeviç'in yerini alan Kostunitsa, daha mı iyi?..
       Onun hakkında çok şey bilinmiyor.
       Ama...
       Belgrad'daki Başkanlık Sarayı'na kim geçerse geçsin, Miloşeviç'ten iyidir.
       Ancak...
       Herşeyin çözüm yoluna girdiğine dair bir yargı için çok erken...
       Daha ilk günden yeni başkan Kostunitsa, kuşku verici söylemlerde bulundu.
       Örneğin...
       "Miloşeviç'i, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Lahey'de kurduğu özel mahkemeye teslim etmeyeceğini" açıkladı.
       Ayrıca...
       "Kosova'daki NATO varlığına ve düzenine de karşı olduğunu" söyledi.
       Bu söylemler, yeni başkanın da Sırp milliyetçiliğini okşadığını göstermektedir.

8 yıllık öykü

       17 Ocak 1992'de Süleyman Demirel, dönemin Başbakanı'dır.
       O dönemin Yugoslavya Başbakanı Miloşeviç, Ankara'ya gelir...
       Konuşurlar.
       Miloşeviç "Bölgenin büyük devleti olarak size bilgi vermek istedim. Yugoslavya parçalanarak sıkıntılar yarattı. Korkarım bu sıkıntılar daha da ağırlaşacak" der.
       Demirel, "Tito karizmasının Yugoslavya'yı birarada tuttuğunu, bundan sonra yapılacak şeyin o haritada düzeni barışla sağlamak olduğunu" söyler.
       Miloşeviç, düğmeye basar ve oluk oluk kan akar.
       Yeni başkana da şimdi aynı - barış yöntemi telkinleri - yapılıyor.
       Hem Yugoslavya'nın içinde, hem de yöredeki sorunlu noktalarda...
       Örneğin, Kosova'da.
       Miloşeviç söz dinlememiş, şiddete başvurmuştur ve amaçladığı hiçbirşeyi, hiçbir yöreyi elde edememiştir.
       Sırpların çoğunlukta olduğu yöreleri kendisine katarak oluşturmak istediği Büyük Sırbistan, hayal olmaktan çıkmış, onun sonunu getiren kara kabusa dönüşmüştür.

Şansı

       Yeni başkan Vojislav Kostunitsa, göreve şanslı başlıyor.
       ABD ve Rusya, onun başkanlığını tanıdıklarını hemen açıklayarak içerde güçlenmesini ve egemen olmasını sağladılar.
       Zaten...
       Son yıllarda, muhalefet hareketine, ABD ve Avrupa'dan para, medya ve siyaset desteği vardı.
       Muhalefetin elindeki belediyelere, ambargoya rağmen mazot ve halka dağıtılmak üzere yiyecek veriliyordu.
       Halka, "Mileşoviç'i gönderirseniz ısınırsınız, aydınlanırsınız, sıcak yemek yersiniz, işiniz, paranız olur" mesajıydı bu.
       Kostunitsa, bu desteğin anlamını görebilirse, Yugoslavya mucize bir gelişme sağlayabilir.
       Çok kısa zamanda Avrupa Birliği'nin içinde yer alabilir.
       Yugoslavya'nın şansı, Orta Avrupa'nın en yüksek kültürel düzeyde insan kaynaklarına sahip olmasıdır.
       Tito döneminin onlara bu armağanı nedeniyledir ki, kanlı diktatöre Irak halkı gibi boyun eğmemiş, onu çökertmek direnişini ve medeni cesaretini gösterebilmiştir.
      
NOT: Ermeni Dosyası, yazımda bir tarih hatası yer almıştır.
       Ek bilgilerle birlikte düzeltme önümüzdeki günlerde, bir başka Ermeni Dosyası'nda yer alacak.


Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr