Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Koronavirüs bütün insanlığın ortak “bir numaralı düşmanı (enemy number 1)”.Koronavirüs bütün insanlığın ortak “bir numaralı düşmanı (enemy number 1)”.

İnsanlığı tavır almakta birleştirdi...

Ama tavırlarda bloklaşma var.

....................

1- İTALYA, FRANSA örnekleri...

Geç kaldılar.O nedenle önlemleri de çok sert .Bütün toplumsal aktivitelere kırmızı ışık yakıldı.Sokağa çıkma yasağı kondu.

2- İNGİLTERE, HOLLANDA örnekleri...

Onlar da geç kaldılar.Ama...Bilerek ve isteyerek...Biraz ürperti veren bir de söylem geliştirdiler; “sürü bağışıklığı...”

Açayım...

Toplumlarının en az yüzde 60’ının bu virüsten etkileneceğini hesaplamışlar.Bununla beraber, gene de “sokağa çıkma yasağı” koymadılar.

Haberin Devamı

Tabii...

Özellikle İngiliz’in günlük yaşamında vazgeçilmezi olan “pub” yasağı az şey değil.İngiltere ve Hollanda “toplumlarının bu virüsten etkileneceğini ve özellikle genç kesimin bağışıklık kazanacağı, böylece doğal yöntemlerle direnişin sağlanacağı” görüşündeler.

Bir bakıma Darwin’in “Evrim Teorisi”ni hatırlatıyor.“Kuvvetliler hayatta kalır...”

Ya yaşlı hastalar?

Onlar evlerine kapanacaklar ve virüsü almamaya çalışacaklar.Bu görüşün izahı “aşının olmaması.”

Çok sert ama -galiba- gerçekçi...

3- ÇİN , GÜNEY KORE örnekleri...Daha başından tehlikenin bilincine varmak, en kesin ve kapsamlı önlemleri almak.

Virüsün kaynağı olan Çin, sayı olarak en büyük can kaybını verdi ama bir buçuk milyarlık nüfusuna göre oranı düşük.

Birkaç günde dev hastaneler yaptı.Koskoca bir eyaleti (virüsün ilk görüldüğü şehir Vuhan) hemen karantinaya aldı.

Dünkü sonuç; Vuhan’da sadece 1 ölü var.Dev hastanelerin sonuncusu da söküldü.Çin’in otoriter bir rejim olması bu sonucu almasında önemli bir faktör.Yollara, caddelere bile sağlık çadırları kurulmuş, insanlar hastaneye gitmeden orada test yaptırabiliyor.

Test sonucu sakıncalı görülenler, tedavinin yanı sıra, derhal sorguya alınıyor, temas ettiği herkese de test yapılıyor.

.........................

Güney Kore’de ise otoriter devlet yönetimiyle değil, halkın bilinciyle, alınan tedbirlere uymasıyla sonuç sağlanıyor.

Güney Kore insanının gönüllü disiplinine örnek olarak bir gözlemimi yansıtayım...

Merhum Özal’la birlikte Güney Kore’nin başkenti Seul’e gitmiştik.Programda küresel önemi olan bir fabrika ziyareti vardı.

Harıl harıl çalışan işçilerin başlarına bağladıkları kırmızı bandanalar dikkatimi çekmişti.Güney Koreli rehbere bunun ne anlama geldiğini sormuştum.“Onlar grevdeler” demişti.

Yani...

Çalışıyorlar ama protestolarını ve daha fazla hak isteklerini başlarına bağladıkları kırmızı bandanalarla ortaya koyuyorlardı.“Çalışarak grev” çok ilginç görünmüştü.

Ama bir o kadar da görev bilinçlerini hissetmiştim.

Üretimi aksatmadan tepki koyuyorlardı.

Güney Kore’deki başarının nedenleri “devletin refleksi” kadar, “bireyin de sorumluluk duygusu...” 

..........................

AMERİKA örneği....

50 milyar dolarlık fon ayırdı.

Haberin Devamı

Küresel ilaç firmalarına “Sizi finanse ederim ama koronaya karşı bulacağınız aşının üretim hakkı ABD’ye ait olacaktır” dedi.

Yani...

“Para bende, patron benim, nakit kraldır” tavrı. 

...........................

Haberin Devamı

TÜRKİYE örneği...

Bütün bunlardan ayrı ama hepsinden de parçalar içeren özgün bir örnek.

Devlet “erken önlem refleksi”ni gösterdi.

Kademeli olarak yaptırımları devreye sokuyor.

Burada toplum olarak insanlarımız için de “bireyin kendine”, “bireyin bireye”, “bireyin topluma” ve “bireyin devlete” sorumluluğu çok önemli.