Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Cottarelli, bu sözlerin arkasındaki kara mizahı sezmiştir.
       Gülümsemekle yetinir.
       Gerçekten...
       Uluslararası bir kuruluşun orta dereceli uzman memuruna "bakan" protokolü uygulamak... Onun söylemlerini gazetelerin birinci sayfalarına iri resimlerle yansıtmak... TV haberlerinde en ön sıralarda sunmak, ölçüsü hayli kaçmış bir konukseverlik(!)
       Herhalde onun gazete ve TV'lerde her görünüşünde ciğerleri yanan memur, işçi, esnaf ve toprak insanları, öfke patlamaları yaşıyor olmalılar.
       Cottarelli, onların bir süredir yaşamakta oldukları sıkıntıların adeta günah keçisi oldu.


Sömürge komiserleri

       IMF temsilcilerini bir zamanların sömürge komiserleri gibi görerek, onların reçetelerini aynen uygulamak yanlış.
       IMF'nin küresel ekonomik istikrar formüllerini uygularken, her ülke kendi insanları için bıçakla kemik arasında et payları ayırır.
       Orada halk yığınlarının acılarını azaltacak özel formüller vardır.
       Örneğin...
       IMF reçetesi, istihdamı mı düşürüyor?
       İşsizlik mi artacak?
       Çalışma saatlerinde bir azaltma yapılarak, o saatlerin karşılığı genç çalışanlar için iş kontenjanları yaratılır.
       Fransa'nın da bir zamanlar yaptığı gibi Orta Anadolu'nun köyleri bile artık toprak beslemediği için boşalmaktaysa, bunun ve diğer tarım sorunlarının da IMF ile anlaşma maddelerine aykırı düşmeyecek önlemleri vardır.
       Bakın...
       Geçen yıl süt fiyatları 100 bin TL'yken.
       Yoğurt fiyatları 400 bin TL'ydi. Bu yıl süt fiyatları 130 bin ama yoğurt fiyatları 1,5 milyona fırladı.
       Adana'da karpuz 10 bin TL.
       Lokantada porsiyonu 500 bin TL.
       Mersin'de domatesin kilosu 30 bin TL, İstanbul'un manavlarında 350 bin TL.
       Yani...
       Üretici kazanamıyor.
       Tüketici ateş pahasına yiyor.
       Enflasyon şaha kalkıyor.
       Devlet vergi alamıyor.
       Kaymağı kimler yiyor?
       IMF reçetesi, burada işlemez.
       Siyasi iktidar işidir.
       Her alanda böyle örnekler verilebilir.

Baba muhalefet

       Bu satırların ışığında...
       Demirel'in dün "tarımın ızdırabına kulak verin" uyarısı, onun sadece "siyasete ilk ısınma hareketleri" sanılmasın.
       Demirel muhalefeti yamandır.
       İlaçları her zaman doğru değildir ama teşhisleri gerçekçidir.
       Onun ekonomi diliyle düşünüldüğünde tarımın gerçek fotoğrafı ortaya çıkar.
       Örneğin...
       Geçen yıl kaç ton buğdayla ne kadar mazot, gaz, bez, traktör lastiği, kaç kilo çay, şeker alınabiliyordu?
       Şimdi ise ne kadar?
       Bu hesap pancar, çay, fındık ve diğer ürünler için de yapılmalıdır.
       Bu hesapta dolar, mark, İTO endeksi, DİE endeksi, IMF, döviz sepeti yok.
       Cottarelli'nin "iyi gidiyorsunuz, iyi" faktörü yoktur.
       Hayatın içinden yalın gerçektir.
       Bu hesabı biraz daha çağdaşlaştıralım.
       Bir batak banka ile kaç KOBİ, kaç esnaf dükkanı finanse edilir?
       Kaç yüz bin kişi ekmek yer?
       Bir diğer batak bankaya ayrılan parayla, kaç yüz bin çiftçinin Ziraat Bankası borçları için ertelemeye dayalı "insaf" programı uygulanabilir?
       Aynı hesabı memur ve işçi maaşları için de yapınız.
       Peki batık bankalar bırakılsın da, insanların canı mı yansın?
       Cevabı başka bir soruyla verelim.
       Bankalar batmadan, içleri boşaltılmadan devlet neredeydi?



Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr