Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Zeytin Dalı’nın iç siyasete yansımalarına devam...

Muhalefetin ve özellikle ana muhalefet partisinin böyle durumlarda “koyacağı tavır” netamelidir.

Elbette “bu ülkenin her vatanseveri gibi CHP Genel Başkanı da kuşkusuz bu ulusal yararımızın gereği olan harekâtı yürekten desteklemiş olmalı.”

Bir de “politika” tarafı var:

“Milli duyguların kabardığı dalgayı gözetmek ama bunun iktidara prim yapmasına da omuz vermemek gibi bir hassas çizgide yürümek...”

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu harekâtın ilk haftalarında bu duyarlı çizgide kalabildi.

Haberin Devamı

Harekâtın “TSK başarısı olduğu” söylemini her vesileyle vurguladı.

***

Yarım yüzyıla yakın süre önce Kıbrıs’a “Barış Harekâtı” dönemin Başbakanı Bülent Ecevit iktidarında gerçekleşmişti.

Ana muhalefet partisi AP’nin Genel Başkanı Süleyman Demirel’di.

Merhum Demirel de aynı “netameli” durumu yaşamıştı.

Aynı hassas çizgiyi -söylemleriyle- izlemişti.

Ancak...

İkisi arasında fark var.

Demirel harekâtın birinci bölümü sonrası, “Artık ikinci harekât yapılmamalı” gibi bir uyarıda bulunmamıştı.

Girne kıyısında çok dar bir alanda sıkışmış TSK’nın, Lefkoşa’ya doğru ikinci harekâtı mutlaka gerçekleştirmesi stratejik zorunluktu.

“Ada oradan su almaya başlar” gibi “kara mizah” yayınları yapılmaktaydı dünya basınında.

TSK adanın 3’te 1’inden fazlasını ikinci harekâtla ele geçirdi, bugünkü sınırlar çizildi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “talihsiz” denebilecek açıklaması ise hafızalarda taptaze.

“TSK Afrin’e girmemeli!..”

Bu açıklama sonrası Afrin’in TSK liderliğinde ÖSO tarafından tamamıyla ele geçirilmesi CHP’yi ters köşeye yatırmış oldu.

PKK /YPG Afrin’i boşaltmıştı.

Kolayca ve hiç dirençsiz ele geçirilmişti.

Böyle çok duyarlı ve sahadan sağlam ve inanılır istihbarat edinilmeden ortaya atılan söylemler, CHP’nin söylemlerine, uyarılarına “güven aşınması” riskini taşır.

Ayrıca...

“Toplumun milli duygularıyla” örtüşür mü?

***

Şimdi...

Bir başka “yanlış” izlenimi üreten iddia daha var:

“Zeytin Dalı Harekâtı’nın AK Parti’ye oy getirisi sadece binde 5 olmuştur” gibi bir iddia.

Haberin Devamı

Bu söylem de “CHP’nin toplumun nabzını tutan kamuoyu araştırmalarına” güveni sarsabilir.

***

Oysa...

AK Parti’nin ne yaptığının, oy getirisi hesaplarının yerine “CHP ne yapmalıdır?” sorusuna odaklanması gerekir.

Misal...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Hatay’a gitse...

Beraberinde, birtakım ileri yaşta politikacılar yerine, genç partilileri, kadınları götürse...

Askeri ziyaret etse.

Sınırın ötesine geçmeyi denese ki ana muhalefet partisi liderinin “destek” ziyaretini herhalde kimse önleyecek değildir...

Genelkurmay Başkanı’nı ziyaret ederek, onun şahsında TSK’yı kutlasa.

Gazete sayfalarında, TV ekranlarında bütün bu görüntüler geniş yer bulsa.

Böylece “edilgen” değil, “etkin” politikayla “gündem inisiyatifini” alsa...

İstiklal Savaşı’nın Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucusu olduğu CHP’ye yakışan budur.

Dünyaya da Türkiye’nin yumruk gibi bir ve bütün olduğu mesajı verilmiş olur.