Günseli Kato Bodrum AMAN’da...
AMAN‘lar dünyanın seçkin otel zincirlerinden biridir. Her şeyleriyle özeldir.
Örneğin...
Tayland’da kaldığım AMAN Resort’ta resepsiyon masası yoktu.
Pırıl pırıl cilalı tahta zemin üzerinde çıplak ayaklı, eteği kasığına kadar yırtmaçlı hoş bir kız bizi karşıladı. Tiril tiril bembeyaz keten döşemeli, elektrikle çalışan golf aracına bindirerek kalacağımız bungalova götürdü.
Akşamüstü restoranın karşısında müzik yapan grup 5 kişilikti.
Ama öyle oturuyorlardı ki karşıdan 3 kişiymiş gibi görünüyordu.
Hiçbir şeyin görüntü kirliliği yaratmasına olanak tanımayan bir mimari...
Geçen yıl Bodrum’daki AMAN Rüya’nın açılışına gitmiştim ve Türkiye turizmine önemli katkı olduğunu yazmıştım.
AMAN’ların bir özelliği de sanatla barışık olması.
Günseli Kato bu ay Bodrum AMAN’da bir sergi açtı. Daha önce İstanbul, Katar, Şanghay’da sükse yapan “Minyatür Ayaklanması” adlı sergilerin devamı...
Altın varak ve beyaz renklerin hakim olduğu dev uçan atlar, siyah ve altın masklar, kadın heykelleri...
Altın varak kaplı tuvaller üzerine farklı ve katmanlı altın dokuları kullanarak yapılan eserler. Heykellerinden esinlenerek ürettiği bir de mücevher koleksiyonu...
Günseli uzun süre Japonya’da kaldı.
Güzel Sanatlar Akademisi’nde adını taşıyan bir bölüm var.
Osmanlı Saray Sanatı’nın modern yorumcusu ama Japonya’nın genelde Uzakdoğu’nun izleri de hissediliyor.
Sergi eylüle kadar açık.
Günseli Kato çalışmalarını altın varaklarla yapıyor.
İSTANBUL’DA CLUB MED RÜZGÂRI...
Mama Shelter roofunda deniz ve tarihi yarımada manzaralı bahçe keyfi yaşanıyor.
PARİS’teki Mama Shelter’den sonra İstanbul’da da Mama Shelter Oteli’nin açıldığını yazmıştım.
Mama Shelter konsepti tatil kavramında devrim yapan Trigano ailesiyle, ünlü mimar Philippe Starck’ın imzasını taşıyor.
İstanbul’daki Mama Shelter’in roofundaydım geçen gece.
Açık havada harika bir bahçe...
Renkli dev saksılar, ışıklandırılmış ağaçlar, bar, gerçekten güzel yemekler...
Masalar, sandalyeler bile rengarenk.
Müzik Club Med’in gözde parçaları.
Şef 3 Michelin yıldızlı Alain Senderens ve şef Murat...
Sarayburnu, Pera, Tepebaşı ışıltıları ve deniz mazarası.
Batı mutfağının yanı sıra bize özgü mutfağı da bazı dokunuşlarla lezzetlendirerek sunuyorlar.
Fiyat kalite oranı iyi saptanmış.
Otelin Genel Müdürü Ahmet Mety Arıcıoğlu 30 dolaylarında Club Med köyünde çalıştı. Club Med zincirinde tek Türk “köy şefi” oydu.
Japonya’nın en güneyinde tıpkı Havai ikliminde bir Japon adasında da Club Med’i kurdu ve yönetti.
Şimdi de Mama Shelter İstanbul’da.
GEZİ’DEN YENİ GÖRÜNTÜLER
Temmuzun sonlarında Gezi Parkı’nın tadını çıkaranlar.
MAMA Shelter’a yürüyerek giderken yolum Gezi’den de geçti. Yeni halini görmek” için dolaştım.
O günlerin acılarını anımsatan tarihe izler niteliğinde fotoğraflar, yazılar ve isimler ötesinde Gezi aynı Gezi.
Çiçeklendirmelerle daha da güzelleşmiş.
Banklarda oturanlar, çimlere yatıp kitap okuyanlar, çimlere uzanarak flört edenler...
Başı açık olan da var, kapalı olan da...
Gezi’nin tam karşısında meydana masalar kurulmuş, toplu iftar yapacak olanlar bir yandan da sahnedeki ortaoyununu izliyorlar.
Ihlamur ağaçlarının gölgesinde hoş bir serinlik. Huzurlu bir ortam...
Hissedenler için gururlu bir huzur bu.
Bir de buranın ziyaret işlevi aldığına işaret edeyim.
Özellikle İstanbul dışından gelenler, bir de “şu Gezi nasıl yermiş, gidip görelim” ziyareti yapanlar var.
Hala Beyoğlu’nda TOMA ve polislerin olması dikkatimi çekti. Sebebi anlaşıldı.
Sayıları 50 dolaylarında kadın sloganlar atarak Beyoğlu’ndan yukarı Taksim’e doğru yürüyüşe geçmişlerdi. “Hamilelikle ilgili o yakışıksız söylemi” protesto ediyorlardı.
Baktım işyerleri iyi çalışıyor, müşteri Beyoğlu’na dönmüş.
Bazı yanlışlar yapılmasaydı belki Gezi olayları bu kadar sürmez ve tansiyonu bu denli yüksek olmazdı.
Provokatör takımı da şans bulamazdı.
.................
Not: Salı ve çarşamba izinliyim. Perşembe günü beraberiz...
