İKİ BİRİNCİLİK...
Otel dedektifleri diye de bir meslek var.
Dünyadaki bütün otellere müşteri gibi geliyor, 3 gün 3 gece kalıyorlar.
Otelin her hizmetine, her özelliğine not veriyorlar.
Bu küresel kuruluşlardan biri de “Leading Quality Assurance...”
“Gizli misafir denetimi” adı verilmekte bu değerlendirmeye.
....................
“LeadIng Quality Assurance” bu yıl İstanbul Maçka’daki Swissotel Bosphorus’u “yüzde 97 skoruyla dünyadaki tüm Swissotel’ler arasında ilk sıraya” koydu.
Bu “müşteri memnuniyetini” yansıtıyor.
İlginçtir ki Swissotel Bosphorus bu yıl “çalışanlar memnuniyeti anket sonuçlarında da uluslararası sıralamada birinci sırada”
yer aldı.
Hem misafir olanların, hem misafir ağırlayanların memnuniyeti güzel değil mi?
Hüsnü Özyeğin
çok iyi bir eğitim ve bankacılık sektöründeki pırıltısının yanı sıra başarılı iş hayatında başat özelliği “iyi adam seçmesi
ve takım oyunudur.”
Swissotel Bosphorus tarihinde ilk kez bir Türk tarafından yönetiliyor:
Uğur Talayhan... (Zincirin altı otelinin de başında.)
Mutfak da ilk kez bir Türk şefte: Ali Ronay...
....................
Bunların ötesinde “kültür ve eğlence” boyutlarına da işaret edeyim. Otelin bahçesindeki Sultan Park’ta İKSV Müzik Festivali etkinlikleri yapılmakta.
Örneğin... Çarşamba gecesi caz festivali bağlamında Jose James sahne aldı. Bill Withers repertuvarıyla alkışlandı.
16. kat adıyla yaz sezonu açılan teras İstanbul’un çekim noktalarından biri.
Bar bölümüne bile rezervasyonla geliniyor.
Peru lezzetlerinin de sunulduğu terasın restoran bölümünde Haliç’ten Adalar’a, Boğaz’a harika bir İstanbul manzarası...
Marifet iltifata tabiidir.
Nokta.
YACHT’TAN ‘YAZA MERHABA’
1990’lı yıllarda tekne tutkumun yansıması olarak YACHT dergisini çıkarmıştım.
Birkaç dergimiz daha vardı.
Sabah gazetesinde de günlük yazılarımı sürdürüyordum.
Erol Aksoy Show TV’yi kuracağını söyledi.
“Genel müdür olmamı” önerdi.
Yeni bir sayfa açmak hoşuma gitti.
Bunun üzerine dergilerin yayın haklarını çalışanlara devretmiş, bırakmıştım.
Onlar bazılarını devam ettirdiler.
YACHT dergisini sürdürmediler.
Oysa en sevdiğim oydu.
.....................
Neyse ki... Bir süre sonra Doğan Burda Dergi Grubu tarafından YACHT Türkiye çok güzel sunumu, içeriğiyle yayımlanmaya başlandı, kalıcı oldu.
Yıllardır başında, daha önceleri Milliyet’te beraber çalıştığımız sevgili Murat Köksal var.
Eksik olmasınlar, YACHT Türkiye dergisiyle aramızdaki gönül bağını bildikleri için her yıl davetlerine çağırırlar.
Bu yıl da Ortaköy Ruby’de “yaza merhaba” partisi düzenlendi.
Yatçılar, denizcilik tutkunları Boğaz’da buluştu. Maceralar anlatıldı.
Başta kirlenme olmak üzere deniz sorunları konuşuldu.
En iyi dileklerimle...
İLK GÖZ AĞRISI
KARAKALEM resim altındaki imzayı tanımamış olabilirsiniz. Rahmi Koç...
Rahmi Bey karikatür, resim çizer. Bu da 1928 Lincoln model 168A Sedan.
...................
Otokoç Otomotiv’in
90. yılı bağlamında Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç çizmiş.
Otokoç’ta kalın cam kaplamayla kalıcı anı
haline getirmiş.
Merhum Vehbi Koç otomotiv işine Ford’un Türkiye bayiliğini alarak başlamıştı.
Bu bayiliği alabilmek için ABD’ye gidişini tatlı tatlı anlatırdı: “Gitmeden önce berbere gidip saçlarımı kestirdim. Neden derseniz, orada ne kadar kalacağımız belli değil. Amerika’da tıraşın pahalı olduğunu söylemişlerdi. Ne olur ne olmaz.”
Şimdi...
90 yıl sonra Koç Holding Türkiye’de Ford üretiyor.
İhracat şampiyonu, Otokoç da Koç grubunun
ilk göz ağrısı.
BODRUM’DA MEHTAP
MEHTAP Meral şairdir, şiir kitapları vardır.
Keman sanatçısıdır.
Şarkı sözü yazar, besteler.
Ve...
Özgün sesiyle güzel yorumlar...
Geçen hafta sonu Bodrum’da Liv Hotel By Bellazure’de sahne aldı.
Keyifli bir Bodrum akşamında Mehtap Meral Türk Pop Müziği’nden hepimizin de ezberinde olan şarkıları seslendirdi.
Tangolar söyledi.
Repertuvarında kendi besteleri de vardı.
Dinleyicilerin de şarkılarına eşlik ettiği, güzel bir gece geçti.
Sanıyorum Mehtap Meral’i Bodrumlular sık sık dinleyecek.
