Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

1979’da gösterime giren ve “Akademi Ödülü”nü alan bir filmin adı “Kramer Kramer’e Karşı (Kramer vs. Kramer)” idi.

Meryl Streep ve Dustin Hoffman gibi iki efsane oyuncu başrollerdeydi.

Türkiye’nin “sandık analizleri” referandumda görmüş olduğumuz gibi anlaşılan önümüzdeki süreçte kurulacak seçim sandıklarında da bu filmin adına çağrışım yaptıracak.

“Kramer Kramer’e Karşı”da ismi değiştirin.

“Erdoğan Erdoğan’a Karşı” gibi bir durum.

CHP, HDP, MHP’nin -neredeyse- yarıdan fazlası ve AK Parti’den -nispeten düşük oranda da olsa- bir kısım oyun “HAYIR”da yer alması nasıl mümkün oldu?

Haberin Devamı

Siyaset tahlillerine göre, “marjinal” yani ihmal edilebilir “azınlık” 18 maddelik anayasa değişikliği maddelerini okuyup irdelemiş ve “karşı tavır kararına” varmışsa bile büyük çoğunluğun HAYIR motivasyonu Erdoğan’dır.

Tıpkı “EVET” oyu kullanan yüzde 51.4’ün de temel içgüdüsünün “Erdoğan tutkusu” olduğu gibi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye siyasetinde belirleyici olmanın “gerçeğidir.”

.......................

HAYIR ortak paydası 2019’a kadar yapılacak “yerel seçimlerde” korunabilecek mi?

Ve 2019 “Cumhurbaşkanı seçimi” ve “genel seçimlerde” de aynı soru geçerlidir.

İşte bu nedenle...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün de Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’i ziyaret etti.

16 Nisan referandumunda HAYIR ortak paydasında yer alan partilerle dirsek temasını sürdürüyor.

Bu liderler diyaloğu ortaya bir “ortak tavır” çıkarır mı?

Zor...

Resmen açıklanmış bir “ortak tavırda” özellikle HDP’nin yanında hiçbiri “resmen” görünmek istemez.

PKK’nın gölgesi düşen hangi kurum kendine yol arkadaşı bulabilir?

Ama...

HDP Anayasa ve yasaların izin verdiği bir parti olarak siyaset alanında var.

İstense de istenmese de kendi iradesiyle, tabanına bir “tavır blokuna” paralel oy kullanma çağrısında bulunabilir.

......................

CHP işte bu “hassas dengeleri” gözeterek 16 Nisan referandumundaki yüzde 50’nin eşiğindeki blokun çözülmemesine çalışıyor.

Yaptığı nezaket ziyaretlerinin amacı budur.

Ancak...

Hiç kimse HAYIR blokunun “ortak cumhurbaşkanı adayı” çıkartmasını beklemesin.

Haberin Devamı

“Ekmeleddin İhsanoğlu vakası” bir daha tekrarlanmasın.

Bir yazımda bahsettiğim Fransız bakan “Ekmeleddin İhsanoğlu vakasını” da tahlil etmiş, “temeldeki teknik yanlış” demişti.

Ona göre “partiler kendi adaylarını birinci tura sürmeliydiler.”

Şöyle devam etmişti:

“Hepsi ayrı ayrı adayları yarıştırsalardı, hiç de küçük olmayan ihtimalle Recep Tayyip Erdoğan birinci turda yüzde 50’yi aşamayacaktı. İkinci turda Erdoğan’ın karşısında yarışacak rakibine bütün muhalif oylar yönelebilirdi. Yeter ki muhalefetin büyük küçük bütün partilerinin oy verebileceği bir isim olsun.”

“Cumhurbaşkanı seçiminin mutlaka ikinci tura bırakılması” Fransız bakana göre “temel teknik doğruydu.”

Sanıyorum...

CHP de Cumhurbaşkanı seçiminin verdiği bu dersin ışığında bir yol haritası çizmiş.

HAYIR blokunun çözülmemesi için “nezaket ziyaretleri” ile “dirsek temasını” sürdürürken, “ikinci turda Erdoğan’a rakip olabilecek, bütün karşı partilerin ve akımların itiraz etmeyeceği bir aday isim için de nabız tutuyor.”

Haberin Devamı

Sonuç...

“Erdoğan karşıtlığı ortak paydasını sürdürmek” ilk adımlar.

İkincisi “bu karşıtları gene hiçbiri için itici olmayan bir karşıt isme ikinci turda oy vermekte birleştirmek.”

Yani...

Kendisine oy verecekler kadar -ikinci tura kalırsa- kendisine karşı adaya verilecek oyları da belirleyici olan gene Erdoğan.