Müzik ve kitap...
ŞEFFAF Oda konuklarım Kürşat Başar ve Atiye.
“Kaldığımız Yerden” albümü ve “Aslında Hayal” adlı kitabıyla Kürşat Başar’ın çıtası gene yüksekte.
Atiye de yeni single’ı “İnşallah Canım Ya” ile listelerin üst sıralarına start verdi...
Şeffaf Oda’ya Atiye’nin Abrakadabra şarkısıyla başlıyoruz.
Pop ve caz harmanı şarkıda Atiye perküsyonu taklit ediyor...
5 dil bilen Atiye’den bir de Fransızca şarkı sürprizi var.
..........................
Kürşat Başar çok kimlikli.
Şu sıralar yazar ve müzisyen kimliği daha önde.
Şubat ayında çıkardığı “Kaldığımız Yerden” albümünde Ferhat Göçer, Candan Erçetin, Nükhet Duru gibi ünlü isimlere saksafonuyla eşlik ediyor.
“İşte albüm budur” dedirten bir çalışma bu.
İlk klip, müziği Leonard Cohen imzalı, sözleri Zeynep Talu’ya ait olan “Sana Söz Verdim” şarkısını yorumlayan Ferhat Göçer’le... Kürşat Başar küçük yaşlarda piyano, 17 yaşlarında ise davul çalmayı öğreniyor. Saksafonla tanışması caza olan tutkusunun bir sonucu...
...........................
“Aslında Hayal”i okurken Kürşat Başar’ın gerçek dünyasına dalıyorsunuz.
Öyle bir dünya ki hayalle dans gibi...
İlk baskısı 50 bin.
Kitapta Kürşat Başar içsel yolculuğunu yansıtıyor.
ALP ŞEN LABORATUVARI
EKRANDA Okan Bayülgen’in programı...
“Melis’e Can Ver” kampanyasını yapıyor.
Melis’in yaşaması için “uygun kemik iliği” bulunması gerekmekte.
Hem zor, hem çok pahalı bir süreç.
...................
ENKA öğrencisi gençler, okulun biyoloji hocası Ceyda Yılmaz’ın öncülüğünde bir grup oluşturuyor.
Hedefleri “anemi, lösemi” gibi kan hastalıklarının ileri evrelerinde, kemik iliği nakli için gerekli “doku tipleme analizi” kitleri için para toplamak.
O gençler arasında Fenerbahçe’nin simge ismi Ali Şen’in torunu Begüm ve Adnan Şen’in oğlu Alp Şen de var.
Alp önce babasına başvuruyor kitleri satın almak için para istiyor.
Adnan Şen oğlunun bu duyarlığı karşısında etkileniyor elbette.
Ama... Ona daha zor fakat doğru olan yolu gösteriyor:
“Bir kısmı benim ya da dedenin arkadaşı olan işadamlarına gidin bağış toplayın. Alp ve arkadaşları her pazartesi ve cuma ders saatleri dışında işadamlarını ziyaret ediyor ve bu insani girişimleri için bağış istiyorlar, ciddi miktarda bir fon oluşturuyorlar.
Bu arada çocuklar pasta yapıyor, tshirt bastırıp satıyorlar bu fon için.”
Girişimin adı “ENKA İyilik Projesi...”
Sonra... Acı haber.
“Alp Şen’in trafik kazasında yaşamını yitirmesi...”
.....................
Aile Alp Şen’in arkadaşlarıyla birlikte bıraktığı yerden bu insani çizgiyi sürdürmeye karar veriyor.
“Alp’in İyilik Projesi” hayata geçiriliyor.
Önemli bir bağışla “İstanbul Tıp Fakültesi Kemik İliği Bankası” için çalışan özel bir laboratuvar ilk kez kurulmuş oldu.
Adı “İstanbul Tıp Fakültesi Alp Şen Doku Tipleme ve Genetik Araştırma Laboratuvarı.”
Yeni nesil “DNA analizi cihazı” ve “doku tipleme analiz kitleri” hayat verecek.
Yılda 16 bin-21 bin arasında gönüllü vericinin doku tipleme analizini gerçekleştirmek artık mümkün.
İnsanlarda 4 kan grubu olmasına karşın 12 bin farklı doku var.
Yani...
Uygun ilik bulma şansı 12 bin de 1...
Bu oran, Alp Şen laboratuvarının katkısını ortaya koymakta.
İSTANBUL Four Seasons Hotel Bosphorus rıhtımı. Hoş bir İstanbul akşamı.
Nobel Ödül’lü Aziz Sancar’ın adını taşıyan vakıf için düzenlenen davete ilgi büyüktü.
Bağışlar uçuştu.
Bir bilim adamı ülkesinde ancak bu kadar sevgi ve saygı odağı olur.
Tanıştığımızda Nobel Ödülü nedeniyle tebrik ve “bu çok değerli ödülü Anıtkabir’e, aziz Atatürk’ün manevi huzuruna emanet ettiği için” de yürekten teşekkürümü sundum.
MUTFAK ŞEFLİĞİNE ADIM
HAFTA sonu Bodrum Türkbükü 3-5 saatin dışında pırıl pırıl güneşli, sımsıcaktı.
Divan Palmira Hotel’de 2 keyifli gün geçirdik.
Geniş ve bakımlı bahçe...
Ve Şef Hüseyin Kahraman yönetiminde “laboratuvar gibi mutfak.”
Hüseyin Şef bir lezzet safarisi yaptırdı bize.
Balık, et, sebze, hamur işi, tatlı...
Sohbetimizde “Ben de makarna da fena değilimdir” diyecek oldum.
“Buyrun mutfağa” cevabını aldım. Başıma da şef külahını eliyle koydu. Bir sarımsaklı spagetti, bir de parmezan ve trüflü taglietelle yaptım.
İyi haberle noktayı koyayım:
“Masada zehirlenen olmadı, hatta ikinci tabağı alan bile oldu.”
GECCE OSCARLARI
KENAN Erçetingöz tohum ekerek başlattığı “Gecce”, bir “yaşam tarzı çınarı” oldu. Benim de jüri de yer aldığım “Gecce”nin seçtiği en iyi 50 mekâna salı gecesi ödülleri verildi. Çok özgün ve şık ödül dizaynına işaret etmekle başlayayım. Ödül gecesi “çok renkli ve keyifliydi” diye devam edeyim.
Sinan Akçıl Gecce için bir şarkı yapmış.
Erkan Petekkaya ile birlikte okudu.
“Hayatım da ilk kez bir erkekten ilham alarak yaptım bu şarkıyı” esprisi, şarkı kadar alkış aldı. Sürpriz sanatçı Ajda Pekkan’dı.
After Party de Ayşe Özyılmazel’in müziği ve şovu da güzeldi.
Kenan’ın duygu yüklü konuşması iyi haberler de içeriyordu. Gecce’nin yol arkadaşı diğer girişimlerin yanı sıra “UÇUYORUZ”
ve “Miami Gecce” de o iyi haberlerdi.
Gül Erçetingöz gecenin düzenlemesindeki özenin yanı sıra neşenin de odağıydı.
