Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

CUMARTE-SİYİ pazara bağlayan gece gerçekleşen "Şah Fırat" operasyonu için defterime düştüğüm notları yansıtayım...
Bu operasyon "doğru karardı."
İyi uygulandı.
"Alternatif tarih" yöntemiyle düşünelim.
"Bu operasyon yapılmasaydı, Süleyman Şah Türbesi'ni korumakla görevli Mehmetçik orada bırakılsaydı ve IŞİD saldırısına maruz kalsalardı" daha mı iyi olurdu?
Bir kısmı şehit düşecekti, kalanları "esir / rehin" alınacaktı.
Musul Başkonsolosluğu'nda olanları hatırlayın.
Musul Başkonsolosumuzun IŞİD elindeki "esir / rehin" kaldıkları süreyi anlatan kitabından satırlar dehşet verici.
Aynı şey Süleyman Şah Türbesi'nde görevli Mehmetçik için de gerçekleşseydi Türkiye'nin eli IŞİD karşısında çok zayıflayacaktı.
O nedenle operasyon için "Yerindeydi" hükmü yanlış olmaz.
.........................
OPERASYON "Doğru karardı" diye yazdım ama operasyon öncesi hükümetin yaptığı "kendilerini bağlayan" yüksekten açıklamalar için aynı şey söylenemez.
"Kimse Türkiye'nin gücünü test etmeye kalkışmasın" diye başlayan "Türbeye uzanan eller kırılır" demeye varan tehditler boşluğa düşmüştür.
Çünkü iktidar "Süleyman Şah Türbesi orada kalacaktır, orası Türkiye toprağıdır, IŞİD ya da başka bir güç oraya elini bile sürmeye kalkışmasın, o el kırılır" mesajını vermişti yedi düvele.
O yüzdendir ki şimdi geri çekişin izahını yapmakta zorlanıyor.
Keşke bu laflar edilmeden, tedbir olarak operasyon daha önce yapılsaydı.
Biliniyor ki bir süredir Süleyman Şah Türbesi'ndeki görev süresi biten askerlerin Türkiye'ye intikali ve yenilerinin nöbeti devralması bile yapılamıyordu.
Görev süresi mecburen 6 aydan 8 aya çıkarılmıştı.
Türbedeki Mehmetçiğin ihtiyacı olan gıda dahi etrafındaki örgütlerle müzakerelerle temin edilebiliyordu.
Bu durum daha fazla süremezdi.
Ama...
Bazen "büyük lokma yutmak, büyük laf etmekten evladır."
........................
TÜRKİYE'yi "Süleyman Şah Türbesi'ne bir saldırıyla Suriye'de savaşan taraflardan biri haline itmek" ihtimali büyüyordu.
Operasyon senaryonun bu sayfasını yırtmıştır.
.......................
BAŞBAKAN Davutoğlu bir bilim adamıdır.
Sanıyorum CHP'ye karşı "Osmanlıcaya karşısınız, Süleyman Şah için konuşma hakkınız yok, bu hak bizimdir" söylemindeki maddi hatayı düzeltecektir.
Gerçi Sultan Abdülhamid 1889 yılında yeniden yaptırtmış ve türbedar tayin etmişti ama I. Dünya Savaşı'ndan sonra Osmanlı Sultanı Suriye'yi Fransa'ya bırakmıştır, içindeki Süleyman Şah Türbesi de böylece Fransa'nın egemenliğine bırakılmıştır.
Artık "Osmanlı toprağı" olmaktan çıkmıştı.
Ama...
Saltanatın "vatan haini" ilan ettiği ve "idam cezasına" hükmettiği, Mustafa Kemal başkanlığındaki TBMM hükümeti, Fransa ile Ankara Anlaşması'nı imzalamıştır.
Bu anlaşmayla Süleyman Şah Türbesi'nin bulunduğu alan "Türkiye toprakları olarak" kabul edilmiştir.
Mustafa Kemal CHP'nin kurucusu ve ilk başkanıdır.
Dahası...
1932'de CHP iktidarı döneminde Süleyman Şah Türbesi'ne "Türbedar" tayin edilmiş ve korumak üzere Türk askerleri göndermek geleneği başlatılmıştır.
Bu durumda "Osmanlıca" polemiği çöküyor.
Osmanlı Sultanı Süleyman Şah Türbesi'ni Fransa egemenliğine bırakmış, Mustafa Kemal ve CHP bu türbeyi "Türk toprağı" statüsüne kavuşturarak Mehmetçiğin korumasına almış.
"CHP'nin konuşma hakkı yok" söyleminin hiçbir dayanağı yok.
......................
OPERASYONUN Kobani topraklarında yapılması ve yeni türbenin gene Kobani de inşa edilmekte oluşu Türkiye'nin PYD ile ilişkilerinde bir bölüm başlığıdır.
.....................
BİR tarihi yaklaşım daha... Taha Akyol Hürriyet'teki köşesinde şöyle yazıyordu:
Türbenin Süleyman Şah'a ait olduğu kesin değil.
Ayrıca...
Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin büyük babasının "Gündüzalp" olduğu kabul edilir.
Süleyman Şah, Osman Gazi'nin uzak atalarından biri de olabilir.
Ama...
Gene de 1075 yılında bu topraklarda ilk Türk devletini kuran Kutalmış oğlu Süleyman Şah tarihen "Türklere bir vatan yaratan kurucu" şahsiyettir.