Aşağıdaki yazıdan “spotlar” sunayım önce.
- ABD Genelkurmay Başkanı Dunford Türkiye’ye bir şey istemek için gelmedi, Türkiye davet ettiği için buradaydı.
- ABD, güney sınırından Türkiye’yi kuşatan PYD’yi terörist DEAŞ’la (IŞİD) mücadele eden seküler Kürt güçleri olarak pazarlıyor.
- PKK-PYD’yi şımartan da bu. Sırtını ABD’ye ve Rusya’ya dayamış olan Kandil Güneydoğu’da şehir savaşlarını başlattı ve sürdürüyor. (Cemil Bayık’ın açıkça “Silah bırakmamız için hiçbir sebep yok” söyleminin arkasında bu destek var. G.C)
- ABD, Türkiye’nin hassasiyeti nedeniyle SURİYE DEMOKRATİK GÜÇLERİ adı altında bir oluşum meydana getirdi. Bel kemiği PYD olan ve etrafına Arapların, Türkmenlerin yerleştirildiği bir yapı bu.
- DEAŞ’le mücadele görüntüsü altında SURİYE DEMOKRATİK GÜÇLERİ Araplara ve Türkmenlere ait köyleri boşaltıyor, Kürtleri yerleştiriyor. Hedef 25 Ocak’ta Suriye müzakereleri başlamadan Kuzey Suriye’de demografik yapıyı değiştirmek.
ABD Genelkurmay Başkanı’na PYD’nin kuzey Suriye’de boşalttığı ve Kürt nüfusu yerleştirdiği mezra, köy, ilçe ve şehirler ayrıntılı bir şekilde isim isim haritada gösterildi.
- Ankara’nın ‘güvenli bölge’ olarak planladığı ve kırmızı çizgileri içine aldığı Cerablus-Azez arasındaki bölgeye ABD ile Türkiye öncülüğünde büyük operasyon yapılacaktı.
Ancak... Operasyonun başlamasına saatler kala “uçak hadisesi (Rus uçağının düşürülmesi)” oldu.
Bu durum bir tesadüf mü acaba(?!)
- ABD ile birlikte “Büyük Operasyonun” amacı, “bölgeyi DEAŞ’tan temizlemek ve oraya Arapların ve Türkmenlerin yerleştirilmesiydi.”
Oysa...
PYD Fırat’ın batısına zaman zaman sarkarak Türkiye’yi test ediyor. Bir ara birkaç yerleşim yerini almışlardı, sonra Türkiye’nin baskısıyla “geri çekilmeleri sağlandı.”
Ama “sıkıntılı durum” sürüyor.
Türkiye ise Rus uçağının düşürülmesiyle oluşan “Moskova hassasiyeti” nedeniyle Suriye’deki operasyonlardan uzak duruyor.
- Amerikan Genelkurmay Başkanı Dunford PYD’nin Rusya ile arasındaki işbirliği örnekleri de gösterildi.
PYD’nin Fırat’ın batısına (Cerablus-Azez arasında güvenli bölge olarak öngörülen alan) geçmesinin “kırmızı çizgimiz” olduğu vurgulandı. (Burada Putin’in “Ama Amerika sizin güvenlik bölgesi dediğiniz alanı PYD’ye vermeyi düşünüyor” iddiasını da hatırlamakta yarar var. G.C)
- ABD Suriye operasyonunda İncirlik Üssü’nün kullanımını önemsiyordu.
6-7 ay süren müzakerelerin ardından Türkiye bu “kullanıma” onay verdikten tam bir hafta sonra 20 Temmuz’da DEAŞ, PKK DHKP-C aynı anda Türkiye’ye karşı eylemlere başladılar.
Bu da bir “tesadüf” olmasa gerek.
- 25 Ocak’ta başlayacak Suriye görüşmeleri öncesinde Türkiye masada güçlü bir şekilde yer alamayacak. Rus uçağının düşürülmesi ve Suudi Arabistan - İran krizi nedenleriyle Türkiye “mezhepçilik” yapmıyor ama “Sünni eksen” masaya 2-0 yenik oturacak.
.........................
Ve “çok duyarlı” iki soru:
1- Bir süredir dile getirilen “ABD ile Rusya arasında gizli bir anlaşma olduğu kuşkusu, sahada gerçeğe mi dönüşüyor?”
2- Rus uçağının düşürülmesi üzerine ertelenen “Cerablus’a yönelik Büyük Operasyon hâlâ masada mı?” (Şubatın ortası diye bir şeyler konuşuluyormuş.)
.........................
Yukarıdaki spotları iktidara yakın Yeni Şafak gazetesinin Ankara Temsilcisi ve yazarı -istihbaratı güçlü- Abdülkadir Selvi’nin dünkü -hayli uzun- yazısından çıkardım.
“Türkiye’m eyvah” diye düşündüm.
“Hayırlara evrilir inşallah.”
