Gürkan Akgüneş

Gürkan Akgüneş

gurkan.akgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dutuyla ünlü yörelerimiz var ama tek bir patentimiz yok. Dut ağaçları yaşlı ve bakımsız. Köylerde nüfus kalmadığı için etkin bir dut tarımından bahsetmek zor. Ciddi bir tarımsal hazineyi değerlendiremiyoruz özetle.

Çok değil sadece bir asır önce bu coğrafyada tatlılar bal ve pekmezle tatlandırılıyordu. Rafine şekere geçip, her şeye şeker kattığımızdan beri diyabet ve obezite patladı. Şimdi diyabet ilacı kullanıp, şeker yemeyi sürdürüyoruz ama çoğumuz pekmezini yaptığımız dutun, doğal diyabet ilacı olduğundan habersiziz. Zaten şehirlere doluştuğumuzdan beri, kırdaki kadim bilgeliğe de sırtımızı döndük. Oysa, dutun yetişmediği İskandinav ülkelerinde bile, dutla ilgili preparatlar üretilip, kullanılıyor. Türkiye’de ise dut, neredeyse meyveden sayılmıyor. Dutuyla ünlü yörelerimiz var ama tek bir patentimiz yok. Dut ağaçları yaşlı ve bakımsız. Köylerde nüfus kalmadığı için etkin bir dut tarımından bahsetmek zor. Ciddi bir tarımsal hazineyi değerlendiremiyoruz özetle.

Haberin Devamı

Oysaki yapılan çalışmalar, dutun adeta “süper gıda” olduğunu gösteriyor. 100 gram dutta; 10.71 gram protein, 398 miligram C vitamini, 286 miligram kalsiyum ve 18.37 miligram demir buluyor. Sadece meyvesi de değil faydalı olan. Yaprağı hatta kök kabuğu bile yıllardır Anadolu’da birçok hastalığın tedavisinde ilaç niyetine kullanılmış. Kara dut şurubunun zaten faranjit ve ağızdaki yaraları iyileştirdiğini biliyoruz. Ayrıca tam olgunlaşmadan önceki hali de kan şekeri için kullanılmış. Adet düzensizliğine karşı dalı kaynatılmış, yaprağının da kolesterol seviyesini düşürdüğü görülmüş. Ancak ilaç olarak kullanılabilecek en önemli özelliği; yaprağının anti diyabetik yapısı.

Anadolu’daki hazine; dut

Uygun sıcaklıkta üretilmeli

Dut yaprağındaki DNJ maddesi, kandaki glikoz düzeyini ciddi oranda düşürüyor. Kanıtlanan bu etkisi sayesinde dut yaprağının yakın gelecekte ilaç hammadesi olarak kullanılması muhtemel. Bunlara ek olarak dut ve dut yaprağının, antioksidan, antimikrobiyal, cilt beyazlatıcı, antienflamatuar ve anti-obezite etkileri bilimsel litaretüre yansımış. Bu etkilerinden dolayı da çeşitli preparatlar üretiliyor günümüzde.

Haberin Devamı

O üretimi yapanlardan biri de Tijen Ziyal. Kurduğu immunflex markasıyla hem beyaz dut araştırmaları yapıyor hem de beyaz dut unundan, dut çayına çeşitli preparatlar üretiyor. Ziyal, dut pestilin de pekmezin de yanlış yapıldığı görüşünde. Bu yanlışlar nedeniyle ciddi sağlık tehdidi oluşuyormuş. Mesela pestil yapılırken nişasta eklenmesi nedeniyle doğal şekerin yerini yine rafine şekere bıraktığını söylüyor. Bunun yerine önerisi dut unu kullanılması. Pekmezdeki tehlike ise çok daha büyük. Çünkü yüksek ısıda üretilmesi halinde pekmezde ‘hidroksimetil furfural’(HMF) maddesi oluşuyor. Bu madde, kanserojen. Ve yapılan araştırmalarda pekmezde HMF konsantrasyonlarının yüksek olduğu örnekler oldukça fazla. Bu nedenle Ziyal, pekmezin mutlaka uygun sıcaklıkta üretilmesi ve üretim sonrası üründeki HMF miktarının ölçülerek piyasaya sürülmesi gerektiğini söylüyor.

Ülkemizin dut potansiyelini değerlendirmek için çırpınan bir diğer isim de diş hekimi Gülnur Esma Gürler. Memleketi Kemaliye’de dut paneli düzenleyen Gürler, dutun Türkiye’ye özgü bir meyveye dönüşebileceği görüşünde. Tabii bunun ilk koşulu, Anadolu dutunu markaya dönüştürebilmek.