Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İşlerin iyi gittiğini ve AKPnin ekonomide başarılı olduğunu iddia edenlere soralım; IMF devreden çıkarsa ne olur? Piyasalardaki olumlu hava bozulur deniyorsa, istikrar kalıcı biçimde sağlanamamış demektir. Kaldı ki, bu durum faizlerin yüksekliğinden de belli. O zaman AKP hükümetinden çok, IMFyi başarılı nitelemek daha doğru.Zaten piyasalar da ekonominin IMFye ihale edilmesinden gayet memnun. Ancak kimse yanılmasın; piyasalar "IMFsiz işler daha kötü gider" diye memnun. Yoksa çeşitli ülkelerde uygulanan IMF programlarının çoğu hüsranla sonuçlandı. Türkiyede bile 2000 programı çökmedi mi? Kısacası, AKP hükümetine güven pek yok ki, bari IMF devrede olsun isteniyor.Gelelim AKPnin ikinci dayanağına. 17 Aralıkın tatlı rüyasına kapılmış gidiyoruz. Sanki o tarihte Avrupa Konseyi Türkiyeyi hemen tam üyeliğe alacak. İnanmışız bir kez; Tayyip Erdoğanın bizi ABye sokacağına. Gaflet işte! Oysa daha çok yolumuz var. Kaldı ki, Türkiyenin ABye tam üye olmasının önü tam beş yıl önce Helsinki zirvesinde açılmadı mı? Daha da ötesi, Tayyip Erdoğanın hatası 1 Mart 2003te Mecliste ters tepmeseydi, AB yerine Felluceye gitmeyecek miydik? Bizi Allah kurtardı.Şimdi ortalık netleşiyor. 17 Aralık öncesi AB tarafından açıklamalar geliyor. Dün ortalığa sızan zirve tasarısında 2014 bütçesinin kabulüne dek üyeliğin istenmediği belli oldu. Tasarıda ayrıca, işgücünde serbest dolaşımın tanınmayacağı da belirtiliyor. Nasıl tam üyelikse bu? Ve en önemlisi, Kıbrıs Rum Kesiminin tanınması isteniyor. Bunlar ön şartlar.2014ten önce zaten tam üyelik beklemiyorduk. Ancak Güney Rum kesimini tanırsak, kuzeydeki Türk kesimi ne olacak? Hayhay, biz Güneyi tanıyalım, ancak onlar da Türk kesimini tanımalı! Kısacası, AKPnin bu ikinci dayanağı da sürekli sorun çıkarıyor. Peki, 17 Aralık zirvesinde (sanmıyoruz ama) mazallah "Türkiye daha beklesin" dense ne olacak? Piyasalar çökecek, değil mi? O zaman bu AKP alkışlamasını da kesmek gerek.IMF ve AB. İşte AKPnin arkasındaki psikolojik rüzgarın iki temel etmeni. İkisinden biri bile kalksa, işler birden değişebilir. Bu nedenle AKPnin ne menem başarılı olduğunu ballandıra ballandıra anlatmak hatalı. Bir nokta daha var tabii; bir iktidarın yapamadıklarını anlatan inandırıcı, güvenilir bir muhalefete de gerek var. Ancak ana muhalafet daha çok kendi içindeki aykırı sesleri partiden atmakla meşgul olduğu için, AKP başarılı gözüküyor.Bu nedenle, belki de AKPnin dayanaklarını sayarken, ABD ve IMF dışında, bir de üçüncü olarak CHP yönetimini saymak gerek! hgunes@milliyet.com.tr Son zamanlarda sık sık duyduğum bir konu var. Birçok kişi "AKPnin işi iş" diyor. "Ekonomi politikasını IMFye bırakmış, sosyal politikaları ABye, dış politikayı da Amerikaya." Sırtlarından bayağı bir yük atmışlar! Eh işler sağa sola ihale edilince, bilgisizlik görünmüyor, sorumluluk da kalmıyor. Peki, işlerin ihale edildiği bu kesimler işin ehli mi? İşte orası da hayli tartışmalı!