Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ABD’de Hazine’nin mali kesime yardım için hazırladığı 700 milyar dolarlık paket Kongre tarafından reddedildi. Kafalarda büyük bir karışıklık var. Ve ABD yönetimi yeni bir tasarıyı perşembe gününe Kongre’ye sunabilmek için hazırlıklar içinde. Önce krizi açıklayalım.
ABD’de çıkan kriz konut kaynaklı... 2001 yılında başlatılan gevşek para politikası birçok varlık fiyatını olduğu gibi, konut fiyatlarını da şişirmişti. Bu arada düşük gelir sahipleri hem faizin düşük, hem vadelerin uzun olması nedeniyle (malum likidite bol) yoğun bir konut talebinde bulundu. Fiyatlar sürekli arttığı için ne alan, ne de konuta ipotek koyan mali kurumlar zarar gördü. Yine aynı kurumlar ellerindeki ipotekleri mali teminata çevirerek sattı. Bunu alan bankalar ise kaldıraçlı olarak hedge-fonlara ya da başka alanlara paraları yatırdı.
Zamanla konut talebi düşmeye başlayınca ya da para politikası sıkılaştırılınca konut fiyatları düştü. Bunun üzerine ipotek teminatları hızla değer kaybetti. Yatırım bankaları çok büyük sıkıntılara girdi. İlk başlarda FED bu sıkıntıyı piyasaya bol bol para vererek çözmek istedi. Fakat zamanla gördü ki, bu yolla iş hallolamayacak. Birçok mali kuruluş onca paraya rağmen iflasın eşiğinden kurtulamıyordu. Yani kriz özel sektörün FED desteğiyle kendisini kurtarması aşamasını çoktan geçmişti. 

Bankalar devletleşti

Önce dünyanın en büyük konut kredisi finansman kuruluşu (Bear Stearns) çöktü. Daha doğrusu, 29 milyar dolara devletin güdümüne alındı. Ardından, konut finansmanının devleri Fannie Mae ve Freddie Mac kurtarıldı (devletleştirildi) (Bir tek yatırım bankası Lehman Brothers’ın batmasına izin verildi).  Merrill Lynch’i Bank of America satın aldı. ABD’nin en büyük sigorta şirketi AIG 85 milyar dolar kamu parasıyla ayakta tutuldu. Bankacılık kesiminin diğer iki dev yatırım bankası Goldman Sachs ile Morgan Stanley mevduat bankası haline geldiler.
Ancak asıl sorun yatırım bankalarının elindeki toksik varlıklar dediğimiz alıcısı kalmamış mortgage-ilişkili senetler. Likiditeye sıkışma nedeni de bu. Hazine Bakanı Paulson ihalelerle bu varlıkları (belki şimdilik çok ucuza) satın almak, böylece hem bu kâğıtların değerlerini artırmak, hem de sistemi çalışabilir hale getirmek istiyor. İşte 700 milyar dolarlık Hazine paketinin (Trouble Asset Relief Program: TARP) hikâyesi de bu.
Demek ki, önce faizler indirildi. Olmadı likidite pompalandı. Olmadı kimi bankalar kurtarıldı. Bu da olmayınca şimdi bankaların ellerindeki çeşitli toksik varlıklar temizlenmesi isteniyor.
Bu aynı zamanda bu bankaların yatırım yaptıkları hedge-fonları da sıkıntıdan kurtarabilir. Çünkü yatırım bankaları kaldıraç etkisini kullanarak bu alanlarda işlem yapmış. Şu anda bu bankalarda 170 milyar dolar özkaynak yetersizliği görülüyor. Yeterlilik elde edebilmek için 1.7 trilyon dolar kredi hacminin azaltılması gerekiyor. Bu da neredeyse olanaksız.

Risk büyük

700 milyar dolarlık yardımı Demokratlar Wall Street zenginlerine yardım, sağcılar her şey devletleştiği için sosyalizm, ekonomistler de muğlak olarak niteliyor. Oysa Hank Paulson aslında bu paranın tamamını hemen ve peşinen istemiyor. 250 milyarını peşin, 100 milyar dolarını Başkan’ın emrine, geri kalanını da Maliye’nin onayına bırakıyor. Kısacası, artık mali kesimin tek ve en büyük yetkilisi devlet oluyor.
Öyle anlaşılıyor ki şu anda gelinen noktada kriz özel sektörün FED desteğiyle kendisini kurtarması aşamasını çoktan geçti. Zaten kimilerine Bear Stearns aşamasında, bize göre de Lehman’ı kurtarmayarak hükümet belirsiz davrandı ve güven krizi yoğunlaştı.
Şimdi bu aşamada paketin Kongre’de reddedilmesi dünyayı küresel bir mali kilitlenmeye sürüklemiş görünüyor. ABD Senatosu seçimlerin hararetine kapılmış olsa gerek. Demokratların lideri Pelossi, Kongre’de hükümeti eleştirince Cumhuriyetçiler kızgınlıkla tasarıyı reddettiler. Zaten Cumhuriyetçiler tasarının getireceği vergi yükünden müthiş endişe duyuyordu. Demokratlar ise, daha çok durgunluk ve onun getireceği işsizlikten kaygılı. Açıkçası, Demokratlar olacaklardan daha fazla endişe duyduğuna göre, seçimlerde Obama iktidara daha yakın görünüyor.
Tasarı kuşkusuz büyük düzeltmelerle perşembe günü yeniden Kongre’de oylanacak. Ancak bu tasarının etkinliği de azalmış olacak. Bundan sonra Avrupa’da irili ufaklı başka sıkıntılar yine baş gösterebilir. Tasarıyla kriz atlatılmış olmaz. Ama tasarı geçmezse, küresel kriz mutlaka derinleşecektir.

İMKB’nin şansı varmış!

Türkiye’ye gelince: Bu hafta mali piyasaların tatilde olması büyük bir şans oldu. Hiç olmazsa çok büyük bir çalkantıyı piyasalar yaşamamış olacak. Ama uzun vadede bu küresel kriz Türkiye’de de çok ciddi bir durgunluğa yol açacak. Türkiye’yi önümüzdeki yıl artan bir işsizlik, şirketlerin düşen kârları ve sosyal sıkıntılar bekliyor. Farklı bir döneme giriyoruz.
Not: 29 Eylül Pazartesi Hürriyet gazetesinde Vahap Munyar’ın köşesini yazısını okudum. Türk bankalarının muhabir hesaplardaki “dolarlarının” ABD bankalarında durması ABD bankalarına kredi açmak anlamına gelmez. Elbette her gazetecinin ekonomi profesörü olması da gerekmez. Bundan böyle daha fazla özen göstereceklerine de inanıyorum.