İbrahim Akbulut

İbrahim Akbulut

ieakbulut@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Erken seçimin ayak seslerinin duyulduğu günden bu yana CHP kulislerinde inanılmaz bir hareketlilik yaşanıyor...
2013’te kurulacak sandıktan bir koltuk isteyen herkes kağıt-kalem elde, hesap yapıyor.
Halen iktidarda bulunanlar, anketlerle ‘halkın kendilerinden ne kadar memnun olduğunu’ kanıtlamaya çalışıyor.
Ardından bir başka grup, aynı yerde yeni bir anket yaptırıyor, ondan da halkın CHP’ye oy vereceği ama başkanın değişmesi gerektiği sonucu çıkıyor.
Kafalardaki karışıklık bitmeden 3. anket devreye giriyor bu sefer...
Ne hikmetse bundan çıkan sonuç da diğer ikisini tutmuyor.
Sonrası anketlerden de garip...
Sözde sonuçları ellerine alanlar oturup kendilerine listeler yapmaya başlıyor.
Parti içindeki ağırlığına, hemşehrisinden, eşinden-dostundan getirebileceği oy potansiyeline göre meclis üyeleri belirlenmeye çalışılıyor...
Bütün bunlar siyasette normal bir süreç olarak değerlendirilebilir.
Ama konu CHP olunca iş değişiyor.
Dün olsaydı işe yarayabilecek bütün bu hamleler, bütün çabalar, bugün boşa çıkıyor...
Çünkü;
Parti’nin sözüm ona “usta siyasetçileri”nin gözden kaçırdığı bir değişim devreye girdi CHP’de;
Cinsiyet Kotası.
CHP, 2013’de yapılacak yerel seçimlerde, belediye ve il genel meclisi listelerinin yüzde 33’ünü kadınlara ayırmak zorunda.
Dolayısıyla arkasına aşiret almış, partinin ağır abileri ile hemşehri olan, sülalesi kalabalık diye listeye giren posbıyıklıların işi artık zor.
Bu da demektir ki, isimler üzerine denge inşa ederek sonuca ulaşmak göründüğü kadar kolay değil...
Kısacası, kağıt üzerindeki hesapların tutması zor, hem de çok zor...
Buraya kadar yazdıklarım işin bir boyutuydu.
İşin özellikle İzmirli erkek adaylar için daha vahim bir boyutu daha var;
Parti Meclisi’nde İzmir’i temsil eden iki ateşli kadın hakları savunucusu Birgül Ayman Güler ile Berrin Gürçay Dilekçi...
Her iki isim de, başkan adayları belirlenirken tercihlerini kadınlardan yana koyacaklarını açık açık söylüyorlar.
Geçmiş dönemde genel başkan yardımcılığı yapan İzmir Milletvekili Güler, CHP’nin Türkiye’deki 535 belediyesinde sadece 6 kadın başkan olmasını, “ayıp” olarak nitelendirirken, 2013 seçimlerinin bu tabloyu değiştirmek için iyi bir fırsat olduğunu dile getiriyor.
Gerek Güler’in, gerekse Dilekçi’nin CHP’li kadınlardan tek beklentisi, aktif siyasetin içinde yer almaları.
İki ateşli kadın hakları savunucusu ile yaptığım görüşmelerden sonra ben, erkek belediye başkan adaylarının karşısına aynı nitelikte kadınların çıkması durumunda, kadın adayların ağır basacağı yolunda.
Birgül Ayman Güler ve Berrin Gürçay Dilekçi’nin CHP’nin son kongresinde, İzmir örgütünden destek alamamalarına rağmen parti yönetimine seçilmeyi başarmış olmaları, 2 ismin de siyaseten ne kadar etkili lobici olduklarını göstermiyor mu?
O halde...
Karşılarına kadın rakip çıktığı takdirde İzmir’in bazı ilçelerinde mevcut başkanların koltuklarında son yıla girmek üzere olduklarını söylemek doğru olmaz mı?