Yazarlar "İslam laikleşebilir mi?"

"İslam laikleşebilir mi?"

25.12.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

"İslam laikleşebilir mi?"

İslam laikleşebilir mi

Şahin ALPAY

Göteborg Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Merkezi ile İsveç İstanbul Araştırma Enstitüsü 'nün 28 - 30 Ekim 1996 tarihinde İstanbul'da düzenledikleri "Sivil Toplum, Demokrasi ve İslam Dünyası" başlıklı uluslararası konferansta birbirinden ilginç bildiriler okunmuş; bu bildirilerin bir bölümünü "Entellektüel Bakış" sayfamızda yayımlanan mülakat ve yazılarla okurlarımızın dikkatine getirmiştik.
Konferans dolayısıyla İstanbul'a gelen ünlü İsveçli sosyolog Göran Therborn, Suriyeli filozof Sadık Celal El - Azm ve Suriye kökenli Alman sosyal bilimci Bassam Tibi ile yaptığım mülakatları; Mısırlı siyaset bilimci Saad Eddin İbrahim 'in İslamcı akımları konu alan "Erbakan'dan Taliban" a başlıklı bildirisi üzerine yazımı okurlarımız belki hatırlayabilir.
Yine sayfamızda yayımlanan, Osman İkiz 'in İsveçli araştırmacı Asa Lundgren ile Avrupa Birliği'nin Polonya'ya ve Türkiye'ye yaptığı "demokrasi yardımının" niteliğini ve niceliğini karşılaştıran ve bu karşılaştırma temelinde, AB'nin Türkiye'yi üye alma niyeti bulunmadığı sonucuna varan doktora tezi üzerine söyleşiyi de hatırlayabilirsiniz. Söz konusu tezin temel bulguları da ilk kez bu konferansa sunulmuştu.
Konferansa sunulan bildiriler, düzenleyicileri ODTÜ'den Elisabeth Özdalga ile Göteborg Üniversitesi'nden Sune Persson 'un editörlüğünü yaptığı ve konferansla aynı başlığı taşıyan İngilizce bir kitapta toplandı (Civil Society, Democracy and the Muslim World, Swedish Research Institute in İstanbul, 1997). Kitapta yer alan öteki makaleler İsveç'ten Björn Beckman, Inga Brandell ve Olle Törnqvist ; Türkiye'den İlkay Sunar, Levent Köker, Elisabeth Özdalga, Ergun Özbudun ile İran'dan Mahmood Sarıolghalam 'ın imzalarını taşıyor.
El - Azm'ın bildirisinin başlığı olan "İslam laikleşebilir mi?" sorusu, kitapta ele alınan soruların belki en önemlisi. Bu soruya "Hayır" cevabını veren sosyal bilimcilerin en ünlüsü geçen yıl ölen Ernest Gellner idi. El - Azm, Sunar ve Özdalga'nın bildirilerinin çıkış noktası da, Gellner'in "İslam toplumlarının laikleşemedikleri, bunun için de demokrasinin temeli olan sivil toplumu geliştiremedikleri" ne ilişkin tezlerinin sorgulanması.
El - Azm'a göre, "Tarihsel gerçekler ışığında İslam'ın laiklikle bağdaşmaz olduğu iddia edilemez. İslam, çok farklı ortamlara uyum gösterme ve sonsuz bir biçimde yeniden yorumlanmaya açık kalma yeteneğini gösterdi."
Ünlü Amerikalı İslamolog Ira Lapidus'a dayanarak, İslam tarihindeki İslam'ı "total bir yaşam tarzı" olarak gören "halifelik paradigması" ile din ve devletle ilgili kurumların birbirinden ayrıldığı "imparatorluk paradigması" arasındaki ayrılığa dikkat çeken Sunar'a göre, "Çağdaş İslam dünyasında (radikal fundamentalist akımlar, İran ve suudi Arabistan gibi) bazı akım ve rejimlerin 'halifelik' modeline, (Fas, Ürdün ve Pakistan gibi) diğerlerinin 'emperyal' modele bağlanırken; (Türkiye gibi) başkaları her iki modeli de reddederek inanç, siyasi güç ve toplum arasındaki bağı kopardılar."
Özdalga ise makalesinde laikleşmenin bir süreç olduğuna; birçok İslam ülkesinin bu süreçte ilerlediğine; örneğin Türkiye'nin son yüzyıl içinde hem devleti hem de toplumu laikleştirmeyi başardığına; İslamcı akımların laikleşmenin yokluğunun değil, laikleşme sürecine tepkilerin bir belirtisi olarak değerlendirilmesi gereğine dikkat çekiyor.
Özdalga ve Persson'un derledikleri kitap "İslam - sivil toplum - laiklik" ve "sivil toplum - demokrasi" ilişkisi üzerine son yıllardaki en dikkate değer yayınlardan biri. Türkçe çevirisinin de en kısa zamanda hazırlanacağını dileyelim.

Yazara Email S.Alpay@milliyet.com.tr

Yazarlar