Yazarlar Medyada kalite

Medyada kalite

31.10.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Medyada kalite

Medyada kalite


       Son günlerde medyada yaşananlar, gazeteciliğin meslek ilke, ahlak ve ideallerininin hatırlanması için iyi bir vesile oldu. Bunların başlıcalarına şöylece değinebilirim:
       Günümüz koşullarında medya sahiplerinin yalnızca bu sektöre yatırım yapmaları beklenemez. Ama medya sahiplerinin kamu ihalelerine girerken uyacakları esasları ve gazete sahiplerinin öteki medyada sahip olabilecekleri paylarla ilgili ölçüleri, üyelik süreci içinde AB normlarına uyduracağımızı umabiliriz.
       Medya sektörünün mülkiyetle ilgili olanlar dışındaki sorunları ise ancak meslek ilkelerinin ve ahlakının yerleşmesiyle çözülebilir. Bu ilkelerin başta geleni, medya sahiplerinin ve gazetecilerin (Anglofonların "conflict of interest" dedikleri) "çıkar çatışması"ndan kaçınmaları.
       Günümüzde medya haber, yorum, bilgi kaynağı olarak artan önemiyle yurttaşların değer ve davranış biçimlerinin (yani genel ve politik kültürünün) şekillenmesinde aile ve okuldan bile daha ağırlıklı bir işlev üstlendi. Medya sahiplerinin medyanın herhangi bir yatırım alanı olmadığının bilinciyle davranmaları büsbütün önem kazandı.
       Medya patronları sahip oldukları kuruluşların gazetecilikle ilgili faaliyetlerini tümüyle gazetecilere bırakmak, işin gazetecilikle ilgili yönüne müdahale etmemek konusunda titiz olmalı. Meslek ilkelerine bağlı olarak işleyen medya kuruluşlarının sahiplerine getireceği itibar, maddi kazançla ölçülemeyecek kadar değerli. Böyle düşünmeyenlerin içine düştüğü durum ibret verici.
       Gazetecilere gelince: Mesleğini kişisel çıkarına alet etmesi hem ahlaksızlığın en büyüğü, hem de suç. Ama gazetecilerin kaçınması gereken başka şeyler de var. Gazeteci, mesleğiyle bağdaşmayan işler üstlenemez; hem gazetecilik hem de milletvekilliği, politikacılık, istihbarat örgütleri üyeliği yapamaz. Siyasi ve iktisadi güç sahipleriyle sıkı fıkı ilişkiler kurmaktan kaçınır. Bir yandan gazetecilik, öte yandan mali - idari yöneticilik yapmanın sakıncaları vardır; çünkü işyerinin çıkarları gazeteciliğin (dolayısıyla kamunun) çıkarlarıyla çelişebilir.
       Gazetecilikte haber - yorum ayrımı, siyasette din - devlet ayrımı kadar önemlidir. Bu, yalnızca haberlerde yorum yapılmamasını emretmez, haberlerden ve yorumlardan sorumlu yöneticilerin ayrı kişiler olmasını da gerekli kılar.
       Gazetecilerin ücretlerinin becerileriyle, çalıştıkları kuruluşa yaptıkları katkıyla orantılı olması doğaldır; kimi az, kimi çok kazanacaktır. Ancak eğer kimi gazetecilerin ücretleri, en zengin ülkelerde benzer konumlarda olan meslektaşlarından da yüksek düzeylerde ise, meslek ilkelerinden ziyade dolgun ücretlerine bağlı bir "medya aristokrasisi"nin varlığından kuşku duyulacaktır.
       Gazeteciler olarak kaliteyi yüksek tutma sorumluluğumuz var. Kaliteli gazete Türkiye'de çok yakın zamana kadar iddia edildiği üzere "en yeni aletlerle, en iyi kağıda, en iyi mürekkeple basılan gazete" değil, meslek ilkelerini sıkı sıkıya uygulayan gazetedir. Kaliteli medyaya sahip olmayan bir ülkede ne basın özgürlüğü, ne de demokrasi tam olarak işleyebilir.


Yazara E-Posta: s.alpay@milliyet.com.tr

Yazarlar