Mehmet Soysal

Mehmet Soysal

mehmet.soysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Aklı başına sonra gelenlerin sayısının bu kadar çok olduğu başka bir ülke daha var mı yeryüzünde bilemiyoruz, sanki bir sınav yapmış ve sondan birinci gelenlerin hepsini de bu ülkeye toplamışız gibi!
15 Temmuz darbe teşebbüsü başarısız olunca soruşturma kapsamında yakalanarak gözaltına alınanların, tutuklananların ifadelerini okuduğumuzda şaşırmaktayız.
Hemen hepsi suçsuz olduğunu iddia etmiş, yapılanmanın da bir örgüt olduğunu bilmediğini söylemiş!
“Devlete cemaat sızmış diyenlere kargalar bile güler” diyerek cırcır böceği gibi konuşanları bir kez daha hatırlıyoruz.
Ne kadar sızdıklarını bu ülke artık görüyor.
Ve sadece şunu diyebiliyoruz:
- Asıl şimdi kargalar gülüyor!
***
Geçmiş yıllarda buna benzer her organize operasyonların karşısında kumpas diyorduk ama haklılığımızı bir türlü anlatamıyorduk ve birilerinin ısrarla ve şiddetle yalanlarına bizi inandırmaya çalıştığı zamanlarda ise kendimize “Bu kadar salağa mı benziyoruz” diyebiliyorduk!
Şimdi, devlete sızan yılanlar, tilkiler ayıklanıyor ya sızdıranlar?
Asıl hesap bizleri böyle saf yerine koyanlardan sorulmalı!
Bugünlerde, aklı başına sonra gelenlerin itiraflarından geçilmiyor.
Hele de bazılarının aklı başına kırk beş yıl sonra gelmiş...
Birileri de “Kırk beş yıl boyunca aklın nerdeydi?” diye sormuyor.
Oysa daha düne kadar gerçekleri kendilerine söylediğimizde bizleri suçlayanların itirazları hâlâ kulaklarımızda çınlıyor.
***
Büyük oyunun ilk işaret fişeğini çeken, çektiğinde dönemin kahraman savcısı diye ünlenen Savcı Ferhat Sarıkaya bile daha yeni vicdanının sesini dinlemiş. Aslında korkusundan konuşuyor, yapılanmadan nasıl istifade ettiğini anlatıyor, pişmanlık duyduğunu söylüyor.
Son pişmanlığın dahi fayda ettiği bir ülkedeyiz!
***
Nasıl bir ülke olduk? Anlamak da, anlatmak da zor.
İşte o günlerde, Ferhat Sarıkaya, Zekeriya Öz ve daha diğer tüm savcı ve hâkimlerin kahramanlaştırıldığı dönemde, biz bunların yaptığı bütün operasyonlara şüpheyle bakmıştık.
Çünkü kamu vicdanını rahatlatan tek bir somut delil yoktu!
Oysa savcılar iddialarını belgeleyerek dava açmak, hâkimler ise iddialardaki belgelerin doğruluğunu araştırmak zorundadır.
Belgesiz iddianame hazırlayandan savcı, iddiaların doğruluğunu araştırmadan karar verenden hâkim olursa, ülkenin varacağı yerin 15 Temmuz günü olacağı belliydi!
Bundan sonra artık her türlü pislikten, ikiyüzlülerden, menfaatperestlerden, din ile dünyayı ayırt edemeyenlerden, bir yerlerden talimat alanlardan, sonuç odaklı kesimlerden, kuyrukları bir yerlere bağlı olanlardan, ihaleci, havaleci, himmetçi ve şeyh, âlim diye geçinenlerden uzak durarak Yeni Türkiye inşa edilmeli!