Mehmet Soysal

Mehmet Soysal

mehmet.soysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ve Abdullah Gül aday olmadığını açıkladı...

Daha doğrusu, mutabakatın oluşmadığı gerçeğiyle yüzleşince, sözün bittiği yerde, kaçınılmaz açıklaması da bu olacaktı tabii ki...

Sitem dolu sözlerini AK Parti içerisindeki arkadaşlarına söylemeye de ne kadar hakkı vardı bilinmez ama bilinen tek şey, bu sözleri işitmemek için bu zemin sağlanmayacaktı ve mutabakat arayışlarından da uzak durulacaktı...

***

Gül diyor ki:

“Erken seçimlerle birlikte Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Temel Karamollaoğlu’nun ismimi zikretmesiyle başlayan hareketlilik benim dışımda gelişti. Geniş bir mutabakat söz konusu olursa üstüme düşeni yapmaktan çekinmeyeceğimi söylemişimdir. Temel Bey’in yaptığı görüşmeler neticesinde böyle bir mutabakatın olmadığı görülmüştür. Böylece adaylığımla ilgili bir
süreç artık söz konusu değildir.”

Haberin Devamı

Yani, geniş mutabakat sağlanmış olsaydı yeniden aktif siyasetin içerisinde yer alacaktı.

Ve kendisine kardeşim diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı da aday olacaktı...

Yarışacaktı...

Kim bilir seçim meydanlarında da neler söyleyecekti!

***

“Dostça ayrıldık” diyenlere İsmet Özel’in “Dost idiysek, niye ayrıldık?” sorusu aklımıza düşüyor...

Kimse artık kimsenin aklıyla dalga geçmesin...

Güç koridorlarında ittifak arayışlarına ve dava arkadaşlarına karşı duruş sergilemeye hiç kimse kutsal bir değer yüklemesin...

Ve nereye dönerse orayı da kıble ilan etme hastalığından vazgeçsin...

***

Bu davranış bozukluğuna bize göre en güzel cevabı da Adalet Bakanı Abdulhamit Gül verdi...

Diyor ki:

“Kardeşlik hukuku, vefa duygusu ve siyasi ahlak, ‘Kardeşim Gül’ hitabına, ‘Kardeşim Erdoğan’ mukabelesinde bulunmayı gerektirirdi.”

İşte iki Gül arasındaki duruş farkının özeti de budur bize göre...