Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Şu ara emanet oy muhabbeti çok popüler. Kim kime, ne kadar oy emanet etti, emanet oylarla barajı geçtik, hayır geçmedik, bizde emanet oy var, hayır yok... Ben oyunu emanet edenlerdenim

Bir kere Twitter’da değil ama Facebook’ta ciddi tepki aldım. Facebook’ta arkadaş olduğum ne acayip insanlar varmış, hayret ettim. “Kim bunlar, ben bunlarla neden arkadaş olmuşum ki?” diye düşündüm. Cem Yılmaz boşuna dememiş, “Facebook’taki arkadaşlıklar tırt, kavga olsa kaçı koşar gelir!” diye. Hakikaten kavga falan yokken, barış, demokrasi, kardeşlik mesajları veriyorken bir anda kavgaya geldiler ama beni dövmeye...

Birisi şöyle yazmış: “Eğitimli cahillik diyorum ben buna.” Bu kişi benim paylaştığım cümlenin altına yazılan yorumlara yanıt yazıyor ama ben yokmuşum gibi konuşuyor. Beni kale almıyor çünkü ben teröristleri Meclis’e sokan eğitimli bir cahilim.

Üst perdeden yorumlar

“Sadece gülüyorum” yazan var. “Yazık” yazan var. Öyle üst perdeden yorumlar ki ben kandırılmış bir cahilim. Hiçbir şey bilmiyorum, büyük bir oyunun parçasıyım. Ama onlar her nasılsa benim bilmediklerimi hep biliyorlar.

Sağda solda “Bunlar teröristleri Meclis’e soktu, hepsi vatan haini, zaten yetmez ama evetçi hepsi” diyenleri çok duyuyorum. En son bir tatil yöresinde pembe gömleği ve purosuyla tipik bir beyaz Türk özentisinden dinledim aynı cümleleri. Ses etmedim.

“AKP’ye 2002’de destek verenler de bunlarmış.” “Bunlar” tanıdık bir hitap tarzı ama oralara girmeyeceğim. Ben bunların hiçbirini yapmadım. Hayırcıydım. Oyumu da HDP’ye verdim. Neyse...

Ordu mensubu yeğenim dokunduran bir mesaj attı. “Sen de mi!” babında... Sitemleri her zaman muhabbetle karşılayan biriyim. Yeğenimin sitemkar notunu bir köşeye yazdım.

Kardeşim, annem ve babam, karım kime oy verdi açıklayamam ama geniş tabanlı, yüksek diyaloglu bir koalisyon kurduk biz ailece, öyle söyleyeyim.

Emanet oy veren bir seçmen olarak şöyle hissediyorum: Ara ara “Bizde emanet oy yok” denmesine içerliyorum. Bu bakışın HDP’ye bir şey kazandıracağını sanmıyorum. Çünkü benim gibi çok ama çok insan var. Bir-iki istisna dışında benim bütün arkadaşlarım, onların arkadaşları, eşleri dostları, bütün çevrem CHP’ye oy verecekken HDP’yi tercih etti. O yüzden “bizde emanet oy yok” saptaması doğru değil, zaten araştırmalar da CHP’den iki-üç puanın HDP’ye gittiğini gösteriyor.

“O oylar zaten CHP’de emanetti” diyenleri de kusura bakmayın kötü niyetli buluyorum. Oy zaten her zaman emanettir. Ne olacaktı tapusu mu olacaktı oyun? Hayat boyu anlaşma mı yaptık? Yoksa okumadan
kullanım şartlarını kabul ediyoruz kutusunu tıklayıp devam mı ettik? Oy böyle bir şey değil.

Neticede emanet oy vermiş seçmen olarak HDP barajı aştığı için çok mutluyum. Öcalan’a oy vermedim, Kandil’e oy vermedim. Meşru bir siyasi partinin adaletsiz barajı aşması için vatandaş olarak sorumluluk üstlendim. Çok da memnunum. Bu yaşta hayatımda ilk kez oy verdiğim parti bir şeyi başardı. İlk kez seçim akşamı yüzüm güldü. İlk kez üzerimde tarifsiz bir hafiflik ve mutluluk hissettim. Buna ne kadar ihtiyacımız varmış. Hem Meclis’teki temsiliyet güçlendi; siyaset, barış ve demokrasi kazandı hem de baskıcı tek adam yönetimi bitti, o adamın partisi iktidardan düştü.

HDP’yi takipteyim. Neler olacağını dikkatle izliyorum. Sorumlu bir siyaset bekliyorum. Oyumu takım tutar gibi değil ilkelerim, ülkem için beklentilerim doğrultusunda vermeye devam edeceğim. Kim kiminle koalisyon yapacak; inanın günlük tartışmalar çok da umurumda değil. Ben daha geriden bakmayı tercih ediyorum.

Hamasetle oy alınmıyor

Bundan sonra herkes, bütün partiler takkelerini önüne koyup düşünecek. Dışarıya poz kesecekler belki ama içeride biz ne yaptık böyle diye kendilerine gelecekler.
Ya da yok olup gidecekler. Hiçbir şey çantada keklik değil. Ortalığı gazlamakla, hamasetle kimse oy alamıyor artık. Benim için önemli olan bu.

Kim neye oy verdi, kendi bileceği iştir. Ben herkesin her türlü tercihine sonsuz saygı duyuyorum. Aynısını da bekliyorum. Bütün oylar değerlidir, anlamlıdır. Hiçbir oy da boşa falan gitmemiştir.

Bunları niye yazdım? Çünkü herkes şu anda bunları konuşuyor ama kimse açıkça yazmıyor. Ben dürüstçe yazmak, paylaşmak istedim. Eğitimli cahillikte son durum böyle.

PAZAR ALBÜMÜ

“The Epic” - Kamasi Washington
Wayne Shorter, Lauryn Hill, George Duke, Snoop Dogg, Herbie Hancock, Flying Lotus, Kendrick Lamar, Raphael Saadiq... Bu isimlerin hepsiyle çalışabilmiş, ufku açık, 1981 doğumlu genç bir caz insanı ve saksafoncu Kamasi Washington. John-Alice Coltrane ekolünü takip ettiğini söylüyor. İlk solo albümünü yayımladı. Bebop, funk, klasik caz seslerini sevenlerin yanında yeni sentezlere kulaklarını açan müzikseverlere de hitap ediyor. Heyecan verici bir albüm.