Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Neden bugünlerde? Çünkü bir kısmı yeni çıktı. Bir kısmı da son dönemde kadrajımızda olan, dikkatimizi çeken albümler. Neden dinlemek lazım? Onu yanıtı da aşağıda

“Music for a While” Revolver

Bugünlerde dinlemeniz gereken 8 albüm

Revolver genç bir Fransız ekip. Bir süre önce “Get Around Town” isimli şarkılarını duymuş ve kendilerini “dikkatimi çekenler” defterime eklemiştim. Albümlerinin Türkiye’de yayınlanması büyük sürpriz oldu. Tarz “minimal pop”. Bazen Beatles, bazen de Kings of Convenience dinliyormuş gibi hissediyorsunuz.
Bu ilk albümleri. Çok yeni, çok az tanınmış bir grup Revolver. Keşiflerden hoşlananlar, gerisi size kalmış. Ben tüyoyu verdim.
Neden? Minimal pop, taze ekip, ilk albümneden olmasın?
Kilit şarkı: “Balulalow”

“Black Light”
Groove Armada

Bu adamlar her zaman iPod’umda en fazla dinlenenler listesinin tepesindedir. Hiç sıkılmam. Çünkü dub, reggae, disco, blues, rock her kafaya açıktırlar. “Black Light”ta Bryan Ferry ve Empire Of The Sun’dan Nick Littlemore tanıdık isimler. Ancak her şarkıda muhteşem vokaller var. Neticede Groove Armada’nın solisti yok. Bütün dünyanın solistleri onların. Tek tek şarkı sayamam, beğenmediğim tek şarkı yok. Beş yıldızlık albümdür ve muhtemelen bu yazın fon müziğidir.
Neden? Groove Armada olduğu için. Anlayana yeterli nedendir.
Kilit şarkı: “I Won’t Kneel”

“The Sea”
Corinne Bailey Rae

Soul ve folk bazen çok uyumlu bir şekilde bir araya gelebiliyor. Corinne Bailey Rae’in “The Sea” albümünde olduğu gibi. Bu iki türü harmanlayan yeni nesil güzel sesli kadınlar son 10 yılda bir gelenek oluşturdu. Neo klasik diyelim... Norah Jones, Joss Stone, Taylor Swift gibi isimler bunlar. Corinne Bailey Rae’yi ben bu ekolden kabul ediyorum. Onlara göre daha alternatif bir yerde ama. İlk albümü 2006’da yayımlanmıştı. Dört yıl sonra gelen ikincisi, ilkinden başarılı. Bu saydığım isimler size bir şey ifade ettiyse bu hatunla da muhakkak tanışın. Mp3 çalarınızda bulunması gereken nefis bir pazar albümü.
Neden? Çünkü kendini bağırmadan ifade edebilen solist candır.
Kilit şarkı: “Paris Nights / New York Mornings”

“One Life Stand”
Hot Chip

Şu ara sık dinlediğim bir albüm. Hot Chip’in dans müziğinin alternatif kanadında hatırı sayılır bir yeri var. Bu dördüncü stüdyo albümleri. İnsanı yavaş yavaş kendine bağlayan, kaleyi içten fetheden, hafif melankolik bir albüm. Ama hastalık gibi, sürekli dinleyesi geliyor insanın. Geçen kasımda iTunes üzerinde satışa çıkmıştı. Kışı uykuda geçirdi. Yazın patlayacağını tahmin ediyorum.
Neden? Melodik ama avam olmayan bir dans albümü.
Kilit şarkı: “I Feel Better”

“Bafa”
Timuçin Şahin Quartet

Şahin 6 telli elektro gitar ve 7 telli perdesiz gitar çalıyor. Gitarı Erkan Sızarlar tarafından özel üretilmiş çift saplı bir enstrüman. Saksofonda John O’Gallagher, davulda Tyshawn Sorey, kontrbasta Thomas Morgan var. Deneysel ve zihin açıcı. Caz dinleyicisi olmasam da ruhunu sevdim bu albümün.
Neden? Ara sıra caz herkese lazım...
Kilit şarkı: “Elif”

“Scratch My Back” Peter Gabriel
Peter Gabriel oturmuş, en sevdiği şarkılardan 12 tanesini kendince söylemiş. Bon Iver’dan “Flume”, Radiohead’den “Street Spirit”, Arcade Fire’dan “My Body is a Cage”, Lou Reed, David Bowie, Elbow, Magnetic Fields, Regina Spektor... İsimler böyle. Özel bir albüm. Kıymetini biliniz.
Neden? Çünkü bu albümde popüler müzik klasiğe dönüşüyor.
Kilit şarkı: “Listening Wind” (Talking Heads)

“Phrazes for the Young” Julian Casablancas
21’inci yüzyılın en cool gruplarından The Strokes bir süredir yeni albümünü kaydediyor. Arada solist Julian Casablancas’ın albümüyle idare ediyoruz. Bu albümü ilk dinlediğimde ilk iki şarkıda hiçbir şey hissetmedim. Üçüncü şarkıda (11th Dimension) hah dedim, budur. Sadece The Strokes dinleyenlere değil, alternatif, rock, 80’ler tarzı elektro pop ve punk dinleyen herkese öneririm. Casablancas albüme adını Oscar Wilde’ı düşünerek koymuş (“Phrases and Philosophies for the Use of the Young”), içine gençliğe mesajlarını ilave etmiş... Manhattan’ın en alemci adamının ne dediğini merak edenler derhal edinsin, albüm kapağını incelesin.Neden? Çünkü kişisel albümleri severim.
Kilit şarkı: “11th Dimension”

“Sandık” Hayko Cepkin
Hayko kimilerine göre son dönemin en orijinal rock’çısı, kimlerine göre metalci, kimilerine göre arabeskçi. Metal arabesk diyen de var. Fikirler farklı ama temas edilen nokta aynı aslında. Hayko metal ve rock müzikte kullanılan enstrüman ve düzenleme anlayışını çok sevdiği ve hissettiği arabesk-alaturka melodiler ve sözleri etkin hale getirmek için kullanıyor. Bu onun tarzı. İlk albümünden bu yana alaturka dozajını da giderek yükseltiyor. Bu albüm dönemin en klas arabesk albümü olarak tarihe geçer. Hayko’nun kendine has bir takipçi kitlesine sahip olmasının nedeni bu belki de. Duman’ın arabesk versiyonuna yepyeni ve damar bir yanıt Hayko’nunki...
Neden? Türkiye’de şu aralar dinleyebileceğiniz en “damar” albüm bu.
Kilit şarkı: “Gelin Olmuş”

Bunları biliyor muydunuz?
- Jimi Hendrix’in daha önce yayınlanmamış stüdyo kayıtlarından oluşan “Valleys of Neptune” isimli yeni bir albümünün yayımlandığını, albümün nisan sonunda Türkiye’de de satışa çıkacağını;
-Pink Floyd üyelerinin, kendilerine rağmen internette şarkılarını tek tek satışa çıkaran EMI’ı dava ettiğini, grubun bu uygulamaya albümlerinin sanatsal bütünlüğünü bozduğu gerekçesiyle karşı çıktığını, ve davayı kazandıklarını;
-Yasemin Mori’nin şu anda hazırlanmakta olan yeni albümünün ilkinden daha alternatif ve daha farklı olduğunu, aldığımız duyumlara göre “çok acayip” bir şeylerin geldiğini;
Biliyor muydunuz?

Bu filmi izlemek lazım!
Bugünlerde dinlemeniz gereken 8 albüm

Adı “It Might Get Loud”. 29. İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde (3-18 Nisan) oynayacak. Üç gitar, üç insan, üç hikaye. Özeti budur. Biri Jimmy Page, Led Zeppelin’in gitaristi. Diğeri The Edge, U2’nun gitaristi. Hani şu eylülde İstanbul’da konser verecek U2’nun. Ve Jack White. Onu The White Stripes ile tanıdık. The Raconteurs ve The Dead Weather gibi projeleri ise yeme de yanında yat tarzında. Üç gitarist hikayelerini anlatırken biz müziğin pede arkasına tanık oluyoruz. Gitarla ilgili gibi duran ama aslında hayatla ilgili bir film. İzlemeniz lazım! 8, 9 ve 11 Nisan’da NTV Belgesel kuşağında gösterilecek, Yer Beyoğlu Sineması.