Gelin bir konuda anlaşalım. Siz korsanla mücadeleyi sadece “emeği yenmiş, zavallı” müzisyenlerimizin haklarını korumak için değil, sektöründe tekelleşmiş şirketlerinizin kârını artırmak için de yapıyorsunuz
Bu yasadışı mı? Hayır kesinlikle değil. En doğal hakkınız. Ama lütfen artık “Kendim için istiyorsam namerdim, sanatçı aç” masalını bir kenara bırakın, bu maskeli balo bitsin de rahat rahat konuşalım.
* Bir kere vitrine hep “hakkı yenmiş, zor durumdaki sanatçı”yı koyuyorsunuz. Çünkü bu şekilde uygulamalarınız kamuoyunda kabul görüp destek buluyor. Ama benim bu konuda kanayan bir yüreğim yok. Ne çıkarım var ne de beklentim. O yüzden sorular sorabiliyorum.
* “Yoksa siz korsanı mı destekliyorsunuz?” diye lafı ağzımıza tıkayıp üzerimizde baskı kurmaya kalkmayın. Desteklemiyoruz. Ama her yaptığınızı da ayakta alkışlayacak değiliz. Zamanında Güneydoğu meselesiyle ilgili fikirler “Sen teröristi mi destekliyorsun yoksa?” cümlesiyle bastırılırdı. Şimdi Türkiye Kürtlere bölgesel özerklik dahil her konuyu açıklıkla tartışan bir ülke. Sizi de tartışacağız. * Madem destek almak için kamuoyuna başvuruyorsunuz, o zaman hesap da vermelisiniz. Sanatçılar adına topladığınız paralardan sanatçılara ne kadar pay veriyorsunuz? Ne şekilde fiyatlandırma yapıyorsunuz? Hangi firmalarla özel anlaşmalarınız var, hangileriyle yok?
* Sorular sorduğumuzda “Biz meslek kuruluşuyuz, zaten denetleniyoruz” diye geçiştirmeyin. Kamuoyunu bilgilendireceksiniz ki yanlış bilinenler öğrenilsin.
* Yoksa insanların zihninde oluşan “Acaba bunlar internete yatırım yapan büyük sermayeye ait belli firmaları korumak ve onların olası rakiplerini ezmek için işi kasten mi yokuşa sürüyor?” sorusunun yanıtını veremezsiniz.
NOT: Bir şarkı kaç lira eder? Ya bir albüm? Kim karar veriyor buna? Bakın bunları da sonraya bırakıyorum. Daha konuşulacak çok şey var.
Fizy korsan değil, kamuoyunu kandırmayın!
Adamlar bir yazılım ve bir site hazırlamış. Dinlemek istediğin şarkıyı internetteki stream sitelerinde arayıp buluyor, seni reklama boğmadan dinletiyor. Bununla Mashable ödüllerinde birinci oldular. Teknolojinin Oscar’ını aldılar.
6 Ocak’ta da Los Angeles’ta ödül töreni var. Takip edersiniz.
Yani telif konusunun kitabını yazan ABD’nin takdir ettiği bir başarı bu. Üç-beş çapulcu gibi yansıtmayın olayı...
Üstelik bu adamlar Türkiye’deki bütün telif kuruluşlarıyla en başından anlaşmış. Paralarını tıkır tıkır ödüyor. Sonra ne oluyor? Siteye ilgi patlıyor: Günde dünya çapında
600 bin kişi. Karşı taraf daha fazla para istiyor. Fazla geliyor. Yani bir ticari anlaşmazlık var ortada. Çözülür, çözülmez ayrı. Ama bir korsanlık yok. Kimseyi kandırmayın!
Sanatçılar aç kalmış, o yüzden iyi beste de çıkmıyormuş!
Doğan Music Company’nin (DMC) patronu sayın Samsun Demir Twitter’da bana şöyle yazmış: “Edebiyat, tiyatro eserleri gibi söz yazarları ve besteci de üretemiyor toplumumuz, çünkü aç kalıyorlar...”
Şimdi ağlayacağım.
Ben kendisinin bunları iyi niyetle düşündüğüne eminim. Çok saygı duyulan, herkesin sevdiği, değerli bir insandır. Ama şunu sormadan da edemiyorum.
Serdar Ortaç mı aç? Demet Akalın mı aç? Soner Sarıkabadayı mı aç? Söz yazarı Şehrazat mı aç? Besteci Sinan Akçil mi aç? Hadise mi aç? Kenan Doğulu mu aç? Daha elli tane daha isim sayayım.
Onlar mı aç?
Bunların yaptığı besteler kötüyse açlıktan mı? Yok bunlar tok ve besteler de iyiyse, o zaman kim aç olduğu için kötü müzik yapıyor?
Türk popuyla ilgili çok teori duydum ama bu en komiği.
Bu arada gerçekten iyi müzikler açken mi çıkar yoksa tokken mi, o da ayrı konu.
Gerçekten “aç” sanatçılarla, müzisyenlerle ilgilenmek isterlerse yardımcı olabilirim ama.
Bir şehir efsanesi: “Sanatçının hakkını koruyoruz”
Sanatçısının hakkını korumak isteyen, mağazadaki raf dışında doğan yeni pazarlama mecralarından sonuna kadar faydalanmak, kazanç sağlamak ister. Oysa bugüne kadar 2 bin site kapattırmış bir telif kuruluşu ve bununla övünüyor. 2 bin olası para kaynağını kendi eliyle yok etmiş. Ne yapacağız? İnternette müzik dinleyemiyoruz diye koşup mağazalardan 15-45 TL arası paralar verip yeniden albüm mü alacağız?
Erişim engelleme sanatçıya hem para, hem de ün ve tanınırlık kaybettiriyor. Ondan sonra bekle ki biri gelip CD’ni alsın. Kimse almayınca da satışlardan şikayet et.
Öte yandan şu soru da önemli: Sisteminiz popüler olmayan müzik türleriyle uğraşan sanatçıları da en az çok satanlar kadar koruyor mu? Kulağıma gelenlere göre yanıt koca bir “hayır”.
