Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünya yıldızları arasında böyle bir gelenek var. Diktatörün doğum gününe git, yarım saat takıl “happy birthday” şarkısını söyle, bir sürü para al, sonra “Ay bilmiyordum” deyip özür dile

Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhammedov’un Çin Ulusal Petrol Kurumu sponsorluğunda gerçekleşen doğum günü kutlamalarına Portoriko asıllı ABD’li dünya starı Jennifer Lopez’in yanısıra Çin, Ukrayna, Rusya ve Türkiye’den sanatçılar da katıldı.
Global organizasyon diye buna denir. İster diktatör ol, ister “demokrasinin beşiği”, ister çekik gözlü ol, ister sarışın mavi gözlü, ister türkücü ol, ister pop yıldızı fark etmiyor. Hayırlı işler için Hazar Denizi kıyısında Avaza diye daha önce muhtemelen adını bile duymadığın bir şehre gidip tanımadığın birine “happy birthday” diyebiliyorsun.
Amerikan basını bir haftadır Jennifer Lopez’i bu doğum gününe katıldığı ve diktatörün doğum gününü kutladığı için özür dilemeye davet ediyor.
Bunun nedeni adamı antipatik bulmaları falan değil. Amnesty International ve Human Rights Watch gibi kurumların açıklamaları. Çok zor değil, bu kurumların
web sitelerine biraz göz gezdirirseniz çok “eğlenceli” haberlerle karşılaşıyorsunuz.

Sizce Jennifer Lopez neden özür diledi?
Tutuklanan gazeteciler, yargısız infazlar, hapishane ziyaretlerinin tamamen yasaklanması, basın ve toplum üzerinde tam kontrole yönelik uygulamalar...
Bunlar bir yerlerden tanıdık geliyor olabilir, geçiyorum.
Bu ülke ve çevresindeki (bizim siyasetçilerin pek sevdiği) bir ara adına “Türki” denen cumhuriyetlerin neredeyse tamamında ülkeyi tek başına yöneten, her şeyi kontrol eden “başkan”lar var. Bu başkanlık sistemi coğrafyasına bakınca Kuzey Kore’nin bile pek çok açıdan daha dünyaya açık olduğunu söyleyebiliriz.
Berdimuhammedov’ın selefi 2006’da ölen Saparmurat Tükmenbaşı saç sakal uzatmayı, konserlerde playback yapmayı, sigara içmeyi (kendi kalp krizi geçirip bıraktıktan sonra), arabada radyo dinlemeyi, opera ve baleyi, televizyon spikerlerine makyajı yasaklamıştı. Hepsini milleti için yaptı. Annesi ölünce çok üzülmüş, nisan ayına onun adını vermişti.
Ama o kadar da olur artık.
Çocuk sayısı konusunda bir yorum yapmamış onu bulamadım. Kaç ağaç diktirdiğine dair de bulgular yok ama doktorları Hipokrat’a değil kendine yemin ettiren bir uygulama başlattığını muhtelif kaynaklardan okuyabilirsiniz.
Pek çok konuşmasında bir Türkmen’in nasıl olması gerektiğine dair fikirlerini beyan etmiş. Çoğu zaman “Bunlar benim vatandaşıma uygun değil” demiş. “Bu”nun ne olduğu mühim değil.
Kendisi yazardı da. Yazdığı kitap (“Ruhname”) Türkmenistan müfredatının en önemli ders kitabıydı.
Türkmenbaşı aynı zamanda dev projelerin de insanıydı. Kara Kum Çölü’nde yapay göl, Aşkabat’ta buzdan saray projeleriyle istihdam yaratmıştı (ikincisi iptal oldu). Ardından gelen Berdimuhammedov da fena değil. Petrol konusunda fikirleri var. 2007’de seçimle geldi. Oyların yüzde 89’unu aldı ve ilk iş olarak Suudi Arabistan’a gitti. Umre falan derken bir-iki kilit görüşme yapıp geldi. İkinci ziyareti Rusya’ya. 2012’de oyların yüzde 94’ünü aldı. Her şey ne kadar şahane görünüyor. Sandıksa al sana sandık. Çok konuşma sandıkta görüşürüz kafası...
Oysa bugün insan hakları örgütlerinin elinde olan bilgilere bakarak Türkmenistan’ın seçim ve ihale yolsuzluğunun ayyuka çıktığı, insanların neden gösterilmeden hapislerde çürüyüp işkence gördüğü bir yer olduğunu söyleyebiliriz.

Haberin Devamı

Diktatöre ekstraya gitmek

Haberin Devamı

Mustafa Sandal, Türkmenistan’daki doğum gününde şarkı söyleyenler arasındaydı. Lopez özür diledi.

Haberin Devamı

Kardeşim her şey mi para
Hollywood yıldızları daha önce de diktatörlerin elindeki paraya tamah etti. Bu diktatörlere ekstraya gitmek ve “Aa bilmiyordum” deyip özür dilemek bir Amerikan geleneği artık. 2011’de Hilary Swank, Rusların desteklediği Çeçen lider Ramazan Kadirov’un doğum gününe katıldı. “İnsan hakları çiğneniyormuş meğer burda” dedi, özür diledi!
Beyonce, Nelly Furtado, Mariah Carey ve Usher, Kaddafi’nin oğullarının yatındaki partiye katıldılar. “Ay pardon Libya çok şey bir ülkeymiş meğer” deyip özür dilediler. Aldığımız parayı hayır kurumlarına bağışladık açıklamasını yaptılar. Sting sürekli Rus zenginlerinin doğum günlerinde çalıyor. Deep Purple, Putin’e özel konsere gidiyor.
Tamam, gitsinler, yapsınlar; kimseyi yargılamayalım. Ama kardeşim her şey mi para? Hiç sağduyu falan yok mu kimsede...
Dünyada artık elini vicdanına koymayan birinin star olma, öyle kalma şansı var mı? Sanatçının yanı halkların yanı mıdır, yoksa baskıcı iktidarların mı?
Jennifer Lopez beni ilgilendirmiyor. Ben aynı doğum gününe katılan Mustafa Sandal’a, Ziynet Sali’ye, Hüsnü Şenlendirici’ye ve elbette daha önce muhtelif diktatörlerin düğünlerinde doğum günlerinde çalan söyleyen diğer sanatçılarımıza sormak isterim:
Sizce neden Amerikan basını Lopez’i özür dilemeye davet etti?
Siz hiç mi düşünmediniz bu teklifi kabul ederken diktatöre ekstraya gitmeyelim, vicdanımız
izin vermez diye?
Bizim basın bu meseleyi daha çok “Mustafa Sandal, Jennifer Lopez’le aynı sahneye çıktı” şeklinde tezahür eden ve bence aslında yeni kuşaklarda çoktan bitmiş olan “ezik ve kompleksli” açıdan verdi haberi.
Ben sorayım dedim, dayanamadım.

CUMARTESİ ALBÜMÜ

“Soft Will” - Smith Westerns

RollIng Stone yazarı “Smith Westerns, Brit gruplardan daha Brit tınlıyor” demiş Şikagolu üçlü için. Katılmamak elde mi? 2009 ve 2011’de yayımladıkları ilk iki albümden farklı olarak “Soft Will” ekolü gitar arpejlerinin, My Bloody Valentine tarzı mırıldanan vokallerin ağırlıkta olduğu adı gibi yumuşak bir albüm. İlk single “Varsity”yi dinlerseniz 90’lar başı indie rock dönemine ışınlanacaksınız. Yeni klibi yayımlanan “Idol” da aynı şekilde. Bana sorarsanız albüm “biz grunge modayken, evde kafalar önde ayakkabılarımıza bakarak gitar çalıyorduk” tadında bir hisse sahip. Her ne kadar elemanlar o zamanlar çocuk olsa da. Smith Westerns 2000’lerde kurulan bir 90’lar grubu gibi ve bu 2013’te beni hiç rahatsız etmedi. Zaman tünelinde muhtelif delikler bulup içine dalmak en büyük hobisi olan biri için eğlenceli bile aslında.
Zaman tüneli dedik de, Karate ne şahane gruptu, hatırlayan var mı?

İTİRAF EDİYORUM

* İngiltere’de plaklara meraklı iki girişimcinin plak kütüphanesi uygulaması başlatarak koleksiyon yapmadan da plak dinleme imkanı sağlaması fikrini pek beğendim.
Biz de yapsak ya...
* Yakında hükümet komple “ekose ceket” giymeye başlarsa şaşırmam. Hatta benim milletim ekose ceket giyer açıklaması gelecek diye korkuyorum.
* Ne Kanye West’ten ne de müziğinden hazzediyorum. Müzik basınının
sürekli bu adamın albümlerine bayılması da ayrı bir muamma.
* “Üç leylek için baraj kapakları kapatıldı” haberini okuyunca
“Gezi’den önce de o kapaklar kapanır mıydı acaba?” diye sormaktan kendimi alamıyorum. Biraz gösteriş gibi gelse de siyasetin çevre bilinci her şekilde sevindirici.