Festivale giderken...

ABD’nin Tennessee eyaletindeki Manchester kentinde yapılan ve her yıl 80 bine yakın insanın katıldığı Bonnaroo festivalinde üst üste iki gün iki kişinin ölüm haberi geldi. Birinin ölüm nedeni aşırı su kaybı. İkincisinin ölüm nedeni ise “aşırı sıcağa bağlı” şeklinde açıklanmış. Yani biri yeteri kadar su içmediği için, diğeri de şapka takmadığı ve güneşte fazla kaldığı için sizlere ömür.
Önümüzde festivaller var. Özellikle One Love ve Rock’n Coke kalabalık geçecek. Buralara gündüzden gidilecek. Tamam bizde o kadar şuursuz insan yoktur, ben eminim ama siz yine de bu vesileyle bazı noktaları hatırlamış olun, festivalde canınız sıkılmasın.
* Şapkasız, kremsiz, prezervatifsiz çıkmayın.
* Yanınıza değerli eşyalarınızı almayın. Çaldırırsınız ya da kaybedersiniz. Bu gerçek değişmez. Sonra “O yüzük babaannemindi” falan diye dövünmeyin.
* Yanınızda su şişesi ya da matara bulundurun. Bunu sürekli dolu tutun ve gün boyu su için.
* Yedek çorap ve tişörtünüz olsun. Ne zaman ıslanacağınız belli olmaz.
* Tamam, festivalde iyi giyinmek cool bir şey ama festival ikonu olacağım diye giyim kuşamı abartmayın. Topuklu giymeyin mesela. Hem size hem de sizinle gelenlere eziyet.
* Dezenfektan bulundurun. Kağıt mendiliniz de olsun çantanızda. Festival tuvaletlerinde mikroplar da festival yapıyor genelde.
* Yanınızda “Şunu çantana koyabilir miyim”ci bir sürü arkadaş türer. Başkasının malını almayın. Hem ağır hem gereksiz sorumluluk. Festivalde hafif olun. Faydasını görürsünüz.
* Yemek seçin. Enerji veren, akıp kokmayan şeyleri tercih edin. Kek, çikolata, soğuk sandviç iyidir. Ağır şeyler yemeyin. Konserin en güzel yerinde kakam geldi, çişim geldi diye hayatı kendinize ve çevrenizdekilere zehir etmeyin. Festivaller en sevdikleri şarkıyı tuvalette dinleyen yanlış beslenme mağdurlarıyla doludur. Onlardan olmayın.
* Kaybettiğiniz arkadaşınızı bulmaya çalışmayın. Konseri kaçırmaya değmez. Sabit durun o sizi bulur. İki kişi birden hareket ettğinde kimse birbirini bulamaz.
* Festivale erken gidin. “Bütün gün ne yapacağım ben orada” demeyin. Festival erken gidip ana sahne dışındaki etkinliklere katılarak güzel. Sevdiğim grubu izler çıkarım diyen, festivalden hiç çakmayan insan demektir.
* Önünüzdekine “Azıcık kenara çekilir misin, göremiyorum” demeyin. Sinir oluyoruz biz uzun boylular. Görmek için siz yana ya da öne geçin (Allah Allah, değil mi ama...)
* Arabanızla gitmeyin. Toplu taşıma ya da festival servislerini kullanın. Park sorun, alkol sorun, değmez... Servis özgürleştirir.
* Bütün bunları okuduktan sonra “Bize bişey olmaz aga” demeyin. Olur.
Cümleten hayırlı festivaller.


MASA ÜSTÜNDEN NOTLAR

“10” - Alişan
80’lerde hair metal vardı. Saçı uzun, süsüne düşkün gruplardı bunlar. Tayt giyip saçlarına acayip şekiller yaptırırlardı. Poison’dan Ratt’e, Mötley Crüe’ye, Winger’a, Bon Jovi’ye bir sürü isim sayabilirim o zaman şarkılarını dinlediğim. Bu grupların
albümlerinde müzisyenlerin, kullanılan enstrümanların yanında şampuan markaları da yazardı. Bu markalar gruplara sponsor olurdu.
Asker dönüşü “pedikür yaptırıyorum” açıklamasıyla manşetlere çıkan Alişan’ın albümünü inceledim. Ancak sponsor olan herhangi bir kuaför ya da pedikürcü bulamadım. Ne oje markası ne de bir törpü ithalatçısının cep telefonu var bu albümün içinde. Yani “pedikür arabesk fantezi” adında özgün bir tarz hakkında konuşmak için henüz erken.

“Kalp Gözü” - Çelik
Çelik’in albümünün kapı gibi sponsoru var. Daha doğrusu kepenk gibi. Uslu Çelik Kepenk Sistemleri sponsorluğunda çıkan albümden bu kepenkçi firma 160 bin tane alacakmış. Yani Çelik bu yaza damgasını vuracak. En azından bu firmanın genel merkezinde. Yaşasın sponsorlar... Albüm mü? Daha dinlemedim.

İTİRAF EDİYORUM
* Yaz boyunca yapılan gençlik
konserlerinde hep yaşlıların çalmasını şöyle yorumluyorum: Gencin sözü de müziği de dinlenmiyor memlekette.
* Bütün dünya televizyonlarında izlediğim
en zekice şey, hiç tartışmasız “South Park”. Kuşaklar arası müzik zevkine odaklanan “You’re Getting Old” isimli bölümü muhakkak izleyin. (southparkstudios.com)
* İki elle yapılan kalp işaretinin modasının geçeceği ve bir daha hatırlanmayacak şekilde tarihe karışacağı günleri bekliyorum.
* Parmak arası Converse’in hiçbir zaman moda olmaması için dua ediyorum. B planı olarak bir “Converse’ime dokunma” kampanyası hazırlıyorum.

CUMARTESİ ALBÜMÜ
“Suck It and See” - Arctic Monkeys
Bu dördüncü albümleri. Ve bu grupta işler hep iyiye gidiyor. İlk albümde tutturduk deyip aynı şeyi dört albüm boyunca yapmaya çalışmadıkları için kariyerleri de harika bir şekilde devam ediyor. Sanki Alex Turner kütüphaneye gidip müzik tarihi çalışmış. Pek çok farklı dönemde İngilizler ne müzik yapmışlarsa, Morrissey’den Oasis’e bütün sanatçı ve grupların en iyi özelliklerini alıp kendine uyarlamış. Tek tek isim saymayacağım, yerim dar. Bu albüm baştan sona harika. Dinlemeden geçmeyin.