Adı Jihadi John ya da L Jinny. IŞİD’e katıldıktan sonra Twitter’daki ismini Abu Kalashnikof olarak değiştirmiş. Gerçek adı Abdel-Majed Abdel Bary.
Kendisi doğma büyüme Londralı bir rapçi. ABD’nin Irak’ı işgaliyle başlayan dönemin ardından yükselen “Jihadi rap” türünde şarkıları var. Kendi deyimiyle, şeytana karşı Allah adına yürütülen savaşta bir nefer. ABD Dışişleri Bakanlığı ve İngiliz gizli servisi MI6, Amerikalı gazeteci James Foley’yi infaz eden kişinin o olduğuna inanıyor.
Bunu zaten biliyoruz da acaba bu İngiliz rapçinin kafa kesen bir infazcıya dönüşmesi bir tesadüf mü? Son yıllardaki gelişmeleri şöyle bir tararsak değil aslında.
Bir kere “Jihadi Rap” adında bir “janr” var. Bunu icra eden kişilerin de örgütle yakın ilişkileri mevcut. Az buz bir camia da değil. El Kaide çizgisinde, şimdi de IŞİD’e yakın ve destekleyici nitelikte içerik üretiyorlar. Temel düşman Batı. Çoğunlukla İngiliz ve Alman çıkışlı bu isimlerin şarkıları internetteki muhtelif platformlarda olduğu gibi iTunes’da da satışta. Sözler cihat ve Allah adına savaşmakla ilgili. Kahramanlıklar, şehit olmak, konular bunlar.
Bu alanda bir seçkiyi 2013’te Foreign Policy dergisi yapmıştı. “Jihadi Rap’in en ‘iyi’ 9 şarkısı” adındaki bu listedeki şarkıların büyük kısmına iTunes üzerinden ulaşılabiliyor. Satın almak şart değil, denedim baktım, bir kısmını Spotify’dan da dinleyebilirsiniz. Mesela ben şu anda bu yazıyı yazarken M-Team’in “Gunfire” isimli şarkısını dinliyorum. Kuffar ve İslam’ın düşmanlarından bahseden “My Enemy’s Enemies” isimli şarkıyı da mesela sözlerini anlamadan dinlesem yanlışlıkla önerebilirim (hiç fena değil müzikleri...)
Sheikh Terra, Soul Salah Crew, Abu Mansoor al-Amriki (Omar Hammami), Asadaullah Alshishani, M-Team, Amir Sulaiman, Sons of Hagar, Abou Maleeq bu tarzın sevilen isimlerinden bazıları.
IŞİD’in içinde 500 kadar İngiliz doğumlu cihatçı olduğu söyleniyor. İngiliz basınında yer alan ve Dışişleri ve Savunma bakanlıkları kaynaklı olduğu söylenen haberlere bakılırsa bunlar farklı bölgelerde savaşıyor ve bir kısmı da Batı’yla görüşmelerde kullanılıyor. Hatta eski bir IŞİD cihatçısının itiraflarına göre bu gruba The Beatles adı veriliyormuş. (Cihatçıların müzikle bu kadar iç içe olması...)
İşte Bary’nin bu gruptan olduğu söyleniyor. Bir yıl kadar önce IŞİD’e katıldığı zaten biliniyordu. Twitter’daki adını “Abu Kalashnikof” yaptığı anlaşılınca kendisiyle dalga geçenler çok olmuş. Evet komik görünüyor, özenti geliyor ama hiç şakaları yok cihatçıların. Çünkü aslında pek çoğu şiddet kültürünü mahallelerindeki çete savaşlarında öğreniyor. Pek çoğu adaletsizliğe karşı savaş için bir nevi dağa çıktığını, yani “çöle kaçtığını” ifade ediyor. Ama işin bütün şiddet ve aşırılıklarınızın ödüllendirildiği bir yerde olmakla ilgili olduğu da gerçek. Polis yok, kanun yok, ne yapsan kahramansın.
Tam da bu konuda, İngilizlerin kendilerine has mizahını öne çıkaran Chris Morris imzalı 2010 tarihli, “Four Lions” isimli filmden bahsetmek istiyorum. İnfazcı şüphelisi Bary gibi İngiliz cihatçılardan oluşan bir ekibin Pakistan’daki kampa gitmeleri, motivasyonları, eylemleri, planları ve hayat tarzları kara mizah tadında veriliyor bu filmde. İzlemelisiniz. Gülmek için değil, bu kişilerin motivasyonlarına bir bakıma ışık tuttuğu için izlemenizi öneriyorum bu filmi.
İngiliz rapçinin nasıl ve neden cihatçı olduğu hakkında iyi kötü bir şeyler biliyoruz. Peki, belki de sizinle aynı sokaktan, mahalleden IŞİD’e katılan Türk cihatçı hakkında ne biliyoruz?
O adanın adını sormayın, söyleyemem!
Pazar günü yazdığım “Asabi tatil yazısı”na gelen “Katılıyorum, katılmıyorum, Allah seni kahretsin ya da yüreğinize sağlık” şeklindeki bütün değerli yorumlarınızın ortak yanı şuydu: Peki, orası hangi ada acaba? Gezi yazarı olmadığımdan bencillik yapmakta sakınca görmüyorum. Adayı kendime saklıyorum. Tavsiyem, bir tanesinden başlayın siz de keşfe. Hepsi güzel. Ya da hiç gitmeyin, görmeyin, sinirleriniz bozulmasın.
