Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kargo’dan sonra hayat var mı



İstatistiklere göre büyük bir grubun solistinin o grubu dağıtıp yeni bir grup kurduktan sonra başarılı olma şansı kaç? İstatistikleri bilmem ama Koray Candemir ve Serkan Çeliköz’ün Maskott’unun bir geleceği var


Kargo ikiye bölündüğü günden beri bu albümün neye benzeyeceğini merak ediyordum. Kargo’nun bir kısmı Mirkelam’ı solist alarak yoluna devam etti. “RRDP” (Rakın Rol Disko Parti) adında bir albüm yaptı. İki üye Koray Candemir ve Serkan Çeliköz ise ortadan yok olup ABD’ye gittiler. Maskott adında bir grup kurdular ve albümleri şu anda önümde.
Bir kere Koray’ın sesi çok kendine has ve kulağımızda yer etmiş bir ses. Sırf bu yüzden bile Maskott tanıdık ve hoş geliyor.
“Nadas” çok iyi bir rock şarkısı olarak açılışta etkileyici ve dikkat çekici. Albümde gitar kadar piyano sesi duymak çok iyi geliyor. “Yalnız Ben” böyle bir şarkı. “Tuval”ın Van Halen’vari piyano introsu devamında gitarlarla etkileyici olmuş.
“Melekler Şehri” Los Angeles falan mı bilmiyorum ama tarzı olan, ince işlenmiş bir şarkı. “Nefessiz” depresif ama sıkıcı değil (Koray burada kan revan içinde ölüyor). Kişisel favorim “Mum Gibi” oldu. Bence zaten onlar da tatlıyı sona saklamışlar. Şarkının sonunu Serkan Çeliköz nerdeyse bir piyano sonatı gibi yazmış.
Maskott’ta ilişkiler ve aşka dair şarkılar var. Ama öldüm bittim kafasından ziyade birinin aşk meşk meselelerini sorgulaması gibi bir şeyler.
Bu tip şarkılar özneldir. İnsanın sevmesi de sevmemesi de dinlediği ana ve o an yaşadıklarına bağlıdır. Ama müzikler iyi ve şaşırtıcı derecede klişelerden uzak.
“Neden şaşırtıcı?” diyeceksiniz. Çünkü klasik bir rock albümü bekliyordum. Yanılmışım. Bunun albümde Amerikalı müzisyenlerin çalmış olmasıyla bir ilgisi var mı bilmiyorum.
Kitapçık başarılı. CD’yi bilgisayara koyduğumda şarkıların adını görememek ve bunu genellikle Türk albümlerinde olması neredeyse standart ve her zaman sinirimi bozuyor. Bunun bir yolu olmalı.
Ve istemeden karşılaştırıyorum. Mirkelamlı Kargo mu yoksa Maskott mu?
Geçenlerde Oasis’i dağıtan ve yollarını ayıran
iki kardeş Liam ve Noel Gallagher ile ilgili
bir yazı okuyordum. Acaba “istatistiklere göre büyük bir grubun solistinin o grubu dağıtıp
yeni bir grup kurduktan sonra başarılı olma
şansı kaç?” diye düşündüm.
İstatistikleri bilmem, ama Maskott’un bir geleceği var, onu söyleyebilirim.


Hadise - Beyoncé
Beyoncé ABD milli marşını yorumlamıştı. Hadise’nin İstiklal Marşı yorumu bunun çok açık bir taklidiydi. Kıyafetine kadar. Rezalet falan değildi. Milliyetçi eleştirilere de katılmıyorum. İyi bir denemeydi. Sadece Hadise kendini Türkiye’nin Beyoncé’si olarak konumlandırıyor ama Hadise Beyoncé değil. Sorun buydu. Hadise ne kadar Beyoncé ise bizim marşın yorumu da o kadar olmuştur. Gerisi boş laf.

Okan Bayülgen çok başarılı biridir çünkü
-Yıllardır her sezon aynı gece şovunu “yeni” diye yapabiliyor.
-Bu programın alternatif olduğuna insanları inandırmayı başarıyor.
-Yaptığı programlarla gençliğin jargonunu ve hayat tarzını yakalıyormuş mesajını özellikle yaşlılara ve sponsorlara çok iyi verebiliyor. Ticari başarı tam.
-Kötü bir oyuncu olduğu halde bir sürü filmde rol alabiliyor.
-Siyah-beyaz yaşlı insan yüzü çektiği halde fotoğrafçı olarak isim yapabiliyor.
-Espri yapamıyor ama komik biri olarak biliniyor ve insanlar ona gülüyor.
Bir insan daha ne kadar başarılı olabilir ki?

Gazetecilerin DJ olarak karnesi
Geçen akşam Ghetto’da “İnternetimi Serbest Bırak!” gecesine geç de olsa yetiştim. Sahnede DJ’lik yapan gazetecileri görünce böyle fırsat elime bir daha geçmez deyip sarıldım kaleme:
Sedat Ergin: Hayko ile girdi. Cohen ve Sezen Aksu ile devam etti. Jesus Christ Superstar sürpriz oldu. Eski yayın yönetmenim ince müzik zevkini sergiledi, ön sıraları coşturdu ama dans edip coşmak için sabırsızlanan salon için dinlemesi zor bir set oldu.
Yıldırım Türker: The Cure ile açtı. Massive Attack ile devam etti. Her biri “damar” olmuş şarkılar çaldı.
Eyüp Can: Bob Marley’den “Get Up Stand Up”la girdi. “Kalkın haklarınızı için savaşın” diyen bir şarkı iyi fikirdi. Ama “Bang Bang” ile uyuttu. Coldplay’in “Viva La Vida”sıyla durumu kurtardı. Bu arada biri “Big in Japan” çaldı. Kim olduğunu hatırlayamadım. Sizce hangisi?

İtiraf ediyorum
-Hâlâ walkman kullanan insanları çok cool buluyorum.
-Sertab Erener, Candan Erçetin ve Sibel Can’dan başka sanatçıların da özel gecelerde çaldığı bir Türkiye hayal ediyorum.
-Rihanna’nın yeni klibi “Rockstar 101”deki Rihanna’nın imajı “okey”dir, tamamdır, olmuştur, budur.
-Parmak arası terlik giyenlerin ayaklarına bakmamak için kendimi zor tutuyorum. Neticede tutamıyorum.
-Yeni “Transformers” filminde Megan Fox’un yerine Rosie Huntington-Whiteley’nin oynayacak olmasını üzüntüyle karşıladım. Ancak Rosie’nin resmini görünce rahatladım.