Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tophane’deki nargilecileri denetlemeye gidin. Masalar sandalyelerle beraber nargileleri de toplayıp kaldırın. Dükkanlar komple tertemiz olsun. Ortalıkta bir Allah’ın kulu kalmasın.
* Ortaköy’deki incik boncukçuları denetlemeye gidin. Ortalığı dağıtın, toplanan ganimeti masalarla birlikte denize dökün. Meydan açılsın, herkes rahat etsin.
* Taksim meydanında metronun yanında duran tır dükkanları şikayet üzerine denetlemeye gidin. Hepsini toplayıp Tarlabaşı’ndan aşağı yuvarlayın, devrile devrile emniyetin önüne kadar gitsinler. Giderken yolun üzerindeki seyyar köftecileri ve nohut-pilavcıları da dağıtsınlar. Semte düzen gelsin.
* Galata Meydanı’na gidip gördüğünüz herkesi kovun,
meydana baştan aşağı su sıkıp cillop gibi yaptıktan sonra meydanın etrafına lahana ve lale ekin.
* Caddebostan sahilini denetlemeye ve düzenlemeye gidin, kalan son çimlerin üzerine de beton atarak üç-dört tane daha dev kadar Beltur çay plaza dikin. Her yerin etrafını tellerle korkuluklarla çevirin (pardon bunu zaten yapmıştınız).

WINDSURF NOTLARI

* Bir insan 41 kere dünya şampiyonu olur mu? Oluyor. Ve sadece windsurf’te
olabiliyor herhalde. Hafta sonu Çeşme’deki Pegasus WPA Dünya Kupası’nda şampiyon Björn Dunkerbeck oldu.
* Alaçatı’da Riders Beach diye bir yer var. Eğer sörf yapıyorsanız gidin muhteşem. Yapmıyorsanız acayip sıkılırsınız. Paso “Rüzgar şöyle geldi, ben yelkeni şöyle aldım”, başka muhabbet yok. Deniz desen derinlik 35 santim. Herkes karşı kıyıya yürüyor. Yüzmeyi falan unut zaten.
* Ortalıkta sürekli rüzgardan konuşan çok fazla kaslı adam var. Bize de tişörtle oturup rüzgar dışı konulardan konuşmak kalıyor.
* Bikinili kızların çoğunlukta olduğu bir dans yarışmasında son anda (“Abi hadi sen de gel” yöntemiyle) jüri üyesi oldum. Adamların hepsini elemeye çalıştım, izin vermediler.
* Kiteboard yapmaya karar verdim. Bundan sonra ben de ortamlara girince board, rüzgar, yelken gibi kelimeleri cümle içinde kullanabileceğim.

İTİRAF EDİYORUM

* “Arkadaş arkadaşın p...vengidir” diye bir laf var, onu biliyorum da aynı zamanda porno film yönetmeni de olabileceğini bilmiyordum. Bkz. Yurdal ve arkadaşları...
* Kızılderililere Tommiks esprisi yapan, kendine hediye edilen kurt desenli örtüyü alırkan “Bunlar da oranın ülkücüsü herhalde” diyen Zafer Çağlayan’ın Google merkezinde bindiği insansız araca “Kara Şimşek” demesine şaşırmadım.
* Issızlığın ortasındaki benzincilerde durup enseyi ıslatmayı modern tesislerde mola vermeye, bir ısınıp bir soğuyan ayarsız motel duşlarında yıkanmayı, beş yıldızlı otel spa’sına, iskeleden derin suya atlamayı etrafı şamandıra çevrili kumsaldan denize girmeye, tahta sandalyeyi lüks şezlonga, suya teğet uçan kırlangıçları, bet sesli martılara tercih eden birisiyim.
* Lady Gaga’nın 80’ler rock baladı tadındaki şarkısı “You and I”‘ın videosu candır. Bütün acayip kılıklara tek bir seferde girmeye çalışması bana batmadı. Hatta denizkızı halini bayağı beğendim. Mısır tarlasında sabahlıkla dans ederken de hafif “True Blood” havaları esiyor ortamda. Bence 20 yıl sonra kült olarak anılacak Gaga’nın klipleri.


PAZAR ALBÜMÜ

Silahlar, savaş, marihuana ve funk
Nijerya’da müzik yapıyorsanız mevzular da bunlar. 1997’de ölen Afrikalı funk efsanesi ve Afrobeat’in babası Fela Kuti’nin oğullarından ikisi bu yıl birer albüm yaptı. Femi Kuti “Africa for Africa” ve Seun Kuti and Egypt 80, “From Africa With Fury: Rise”.
Rolling Stone yazarının da belirttiği gibi Fela’nın 27 karısından onlarca çocuğu var. İki tanesinin yetenekli olması ve babasının işine devam etmesi şaşırtıcı değil. İlk dinleyişte biraz daha fazla ilgimi çekeninden söz edeyim. Seun Kuti’nin albümünden. Babasının grubuyla yola devam eden Seun’un albümünde mute gitarlar, ibadet eder gibi çalan funk davullar, nefesliler ve Afrika aksanlı İngilizce şarkılar var. İçine elektronik altyapı kaçmamış “organik” bir funk albümü. Kölelik, militarizm, savaş, marihuana... Nijerya’nın müzikli tarihine hoşgeldiniz.

Görgüsüzlere puro rehberi!
Ey puro içen bayanlar ve baylar, sözüm size. Tamam, itirazımız yok puro keyfinize de acaba denizde, bakkalda, maçta, yemekte, konserde sigara gibi elde puro gezmek hafif görgüsüzlük olabilir mi? Ne dersiniz?
Hayır hayır, konunun o meretin kokusundan nefret etmemle hiç ilgisi yok. Benimkisi tamamen merak. Sevgili gurme ve görgü kuralları üstadı Ahmet Örs keşke puro içme adabı diye kısacık da olsa bir yazı yazıp aydınlatsa bizi bu konuda?