Kimler geliyor, neler oluyor?

Ne zaman memlekete konser vermek için bir ismin geleceği açıklansa bana soruyorsunuz: “Doğru mu lütfen söyleyin, sizden duymak istiyoruz.” Madem öyle, buyrun benden duyun...

İki konunun vazgeçilmeziyim. Aniden ölen ünlü şarkıcılar ve yazın Türkiye’ye gelecek isimler. Ünlü bir şarkıcı öldüğü zaman telefonlarım susmaz, bütün kanallar ve gazeteler arayarak fikrimi sorar, beni yayınlarına davet eder. Sağ olsunlar.
Bir de ünlü bir ismin geleceği açıklanmaya görsün. Eş dost arar, mail kutum dolar, okurlar meraklanır. “Filanca gelecek diyorlar, gerçekten gelecek mi?” Ya da “Biletler satışa çıktı ama almaya çekiniyoruz, iptal olur mu?” Ben de değerli okuyuculara yardımcı olmaya çalışırım.
Whitney Houston’dan bu yana hiçbir ünlü şarkıcıyı kaybetmediğimize göre (tahtaya vuruyorum) bakalım bu yaz İstanbul’da neler olacak...

Bu yaz Parkorman’dayız
Ufukta görünen en kapsamlı ‘rock’ festivali İstanbul Open Air Festival. Tarihleri 4-6-7 Temmuz. Gelen isimlerden bazıları Guns N’Roses, Godsmack, In Flames, Apocalyptica, Within Temptation, Ugly Kid Joe. Bu festivalde toplam 21 grup sahne alacak. Gün başına yedi grup diye düşünebilirsiniz.
Bu gruplardan dördü yabancı, üçü yerli olacak. Kesin oran değil ama aşağı yukarı durum bu.
Dikkat ettiyseniz 5 Temmuz boş. Nedeni ise şu an açıklanmayan ama pek yakında duyurulacak büyük bir ismin ancak 4 Temmuz’da müsait olması. Organizatör Purple seneye ertelemektense bir gün ara verelim ama yapalım diye düşünmüş. İyi de etmiş. Mekan Parkorman.
Biliyorsunuz Parkorman etkinliklere kapanmış ve İstanbul’un açık hava etkinliklerinin önemli mekanıyken hayatımızdan bir kış ansızın çıkmıştı. Bu yıl yeniden giriyor. İşletmesini devralan Serdar Bilgili duyduğuma göre burayı Londra’daki Hyde Park tarzı bir yer yapmaya niyetliymiş. Hem park, hem dinlence, hem eğlence, hem konser... Buradaki etkinliklerin muhtemelen ses kısıtlaması yüzünden gece 11.00’de bitecek olduğunu hatırlatalım. Erken gelip erken döneceğiz, Allah’tan metro kapıda...
Bu yıl Sonisphere’in Türkiye ayağı yapılmıyor. Purple bu etkinlikle kontratının bitmesini fırsat bilerek kendi festivalini yapmaya karar verdi yani anlayacağınız.

Pozitif’in iki yeni festivali var
Parkorman’da düzenlenecek bir diğer etkinlik Pozitif’in yeni tek günlük festivali Babylon Soundgarden. Tarih 26 Mayıs. Şu an belli olan isimler Parov Stelar Band, Oi Va Voi, Caravan Palace ve Büyük Ev Ablukada. Yeni isimler de açıklanacak.
Pozitif ekibinin bir diğer yazlık etkinliği de 25-29 Haziran tarihleri arasında Maçka Küçükçiftlik Parkı’nda yer alacak. Adı Pozitif Günler. Pazartesiden cumaya sürecek beş günlük konserler dizisinin baş isimleri Metronomy ve Two Door Cinema Club olarak açıklandı. Şahane iki isim, kaçırmayın, biletler satışta.
Ben de bir grup ekleyeyim. 25 Haziran’da Pozitif Günler kapsamında Nouvelle Vague ve 27’sinde Zaz da Maçka’da birer konser verecek.
Garanti’nin sponsor olduğu Pozitif Günler’in sonbahar versiyonu da olabilir, benden söylemesi.
Zaz Çeşme’deki Babylon Aya Yorgi’de ve ODTÜ Vişnelik Tesisleri’nde de birer konser verecek.
30 Haziran’da Çeşme Babylon Aya Yorgi’de Bob Sinclar varmış. Particilere duyurayım şimdiden.
Unirock ekibinin tek günlük bir rock festivali için girişimleri olduğu kulağıma geldi.
Ancak bu konuda henüz netleşmiş bir şey duymadım.

Büyük isimler solo konserler verecek...

Bu yaz, tek günlük etkinliklerin yazı olacak. Madonna konserini zaten biliyorsunuz. Gelen bilgilere göre bilet satışının iyi gittiğini gören organizatör BKM Madonna’dan ikinci bir gün istemiş ancak bu girişimden sonuç alınamamış.
Pozitif’in Red Hot Chili Peppers konserini yapacağını artık zaten herkes biliyor. Bu konser büyük ihtimalle Santralistanbul’da yer alacak. En az 35 bin kişinin bilet alması bekleniyor. Mekan için özel bir sahne ve alan tasarımı yapılacağını sanıyorum.
Purple’ın çok büyük en az üç isim üzerinde çalıştığını da ben söyleyeyim. Ekim ve kasım aylarında bir adet MTV ünlüsü popüler isim ve bir de çok büyük bir grubu burada görebiliriz. 2013 kışında da çok büyük bir-iki konseri İstanbul’da izleyebileceğiz.
Ülker Sports Arena’nın anlaşmalı olduğu entertainment devi AEG’nin sanatçıları da ayrıca buraya düzenli olarak gelecektir. Kimler olabilir derseniz listede Justin Bieber’dan Alicia Keys’e, Paul McCartney’ye kadar yok yok...
Tek konserlerden biri 19 Haziran’da Maçka Küçükçiftlik Parkı’nda yer alacak Megadeth. Metalciler hasret gidermiş olacak yani...
Fısıltılar...
Gelelim fısıltılara... Ortalıkta dolaşan dedikodularda adı geçen isimler Coldplay, Roger Waters, David Gilmour ve hatta Bruce Springsteen. Yorum yok, bekleyelim görelim. Ve bir de not: Bu yıl içinde bir Radiohead konseri görünmüyor. Üzgünüm...

Caz Festivali’ne Sharon Jones and the Dap Kings...

İKSV bu yıl Caz Festivali için çok çalışıyor. Tam kadro 25 Nisan’da açıklanacak. Ancak bir isim kesinleşti ve bunu ilk kez burada duyuruyorum: Temmuz ayındaki İstanbul Caz Festivali’nin konuklarından biri Sharon Jones & The Dap Kings... Hayatta en fazla canlı izlemek istediğim ekiplerden, ‘hayatımın kadını’ Sharon Jones ve grubu The Dap Kings yılın benim için en heyecan verici konserleri arasına girdi bile...
Geçenlerde Twitter’da kopan “Sigur Ros geliyor” heyecan dalgasını ben de takip ettim ama bu konuda bir bilgiye ulaşamadım. Bildiğim kadarıyla bu yıl gelmeleri için İKSV uğraşıyordu ancak sonuç alamadılar. Umarız birileri getirmeyi başarır bu grubu bir açıkhava konserine ve oturur izleriz yıldızların altında.

İTİRAF EDİYORUM

* Konserde çok konuşandan ben de rahatsızım ama “şşşşşt”çilerden olduğum kadar değil galiba... Fiona Apple’ın SXSW performansını görünce aklıma geldi.
Konuşan çoktu “Şşşşşşt”çi yoktu hiç.
* Rusya’nın halk oylamasıyla Eurovision’a yolladığı Rus ninelerin grubu Buranovskiye Babuşki’yi çözemedim. Rusyanın imajına sarkastik bir yaklaşım mı yoksa Eurovision’la kafa mı buluyorlar? Gerçi her ikisi de iyi...
* CHP-AKP muharebelerinden birinde Hakan Şükür danışmanının kimseye yumruk atmadığını ama yumruk yediğini ispat için “Biz orada gül dağıtıyorduk, gül dağıtan yumruk atar mı?” dedi ya... İtiraf ediyorum, gözlerim doldu. Hem bu mantık yürütmenin doğruluğundan hem de hareketin kendisinden. Bir de Hakan Şükür çalışmıyor, kaytarıyor diyorlar...