Müzikte “açılım” ödülleri

CHP çarşaftan sonra rock açılımında. Milliyetçiler Çaykovski açılımını gerçekleştirdi. Şu ara memleket zaten komple Kürt açılımında. 2009 fena halde açılım yılı. O halde müzikte açılım ödülleri goes to...


Rock açılımı
Müslüm Gürses jilet selamından rock selamına geçeli bayağı oluyor. Ne zaman fırsat bulsa Duman’dan Kaan Tangöze’yi ya da Teoman’ı alıyor yanına, patlatıyor düeti. Müslüm Baba’nın rock

açılımı başarılı mı değil mi bilmem ama ortada bir açılım olduğu kesin.


Kürt açılımı
Ajda Pekkan baharda sahnede “Keçe Kurdan” şarkısını Kürtçe söyledi Aynur’la. Bundan ala açılım mı olur, günlerce konuşulmuştu... Kürt kızı demekmiş keçe kurdan.

Kadın açılımı
Aylin Aslım geçenlerde piyasaya çıkan “Canını Seven Kaçsın” isimli albümünde kadın hakları için savaştığını beyan etmişti. Ayrıca Aslım’ın önceden “Güldünya” isimli şarkısıyla töre cinayetlerine dikkat çektiğini hatırlatırım.

Arabesk açılımı
Duman Müslüm Baba’nın şarkılarını çalmayı pek seviyor. Açılımlar karşılıklı. En son Rock’n Coke’ta da görmüştük, vatandaş bayılıyor arabesk açılımına.

Savaşa karşı açılım
Teoman “Çobanyıldızı” isimli şarkısının klibini yeni bitirdi ve kanallara servis etti. Şu ara sadece müzik kanallarının değil ana haberin, duygulu anlar yaşatmak isteyen özel programların da vazgeçilmezi bu klip. Yani bu yaz savaş dendi mi trend “Çobanyıldızı”, özellikle de Kürt açılımı tartışılırken.

Elektronik açılım
Hande Yener bu işin ödülünü hak eder. Kariyerini riske attı, elektronik dans müziği yapacağım dedi ve yaptı. Üstelik, gay ikonu bile oldu. Daha doğrusu öyle dediler bir ara. Ama gay’lerin nefret ettiği gay ikonu nasıl oluyor o da soru işareti. Beğenelim, beğenmeyelim, bu açılımın hakkını verelim.

Kıbrıs açılımı
Serdar Ortaç Hürriyet’in haberine göre Lefkoşa’da kumar masasında parası çıkışmayınca “konserine” oynamaya başladı. Sabaha karşı Ortaç dört konser kaybederek açılımı tamamladı. Yavru Vatan’ı sevince boğdu. Haber Ankara’da ve dış temsilciliklerde de sevinçle karşılandı...


Batılı açılım
Davut Güloğlu “David olsam beni ciddiye alırlardı” diyerek batılı olma yolunda ilk adımı geçenlerde attı. Ama kılık kıyafete bakarsak çoktan batılı bir açılım içinde olduğu görülüyor. Bu kafayla Avrupa tamamdır.

Doğulu açılımı
Bu ödül de tereddütsüz Hande Yener’e gider. Her şey Kemal Doğulu’ya emanet. Açılım diye buna derim.

Yurtdışına açılım
Sertab Erener New York Central Park’ta yüzde 90’ı Türk olan kalabalığa “Helloooowww New York” dediğinde “Every Way That I Can” ile başlayan açılımını da tamamlamış oldu.

Yurtiçine açılım
Hadise Eurovision ile yurtdışına açılacaktı ama yurtiçine açıldı. Pek tanınmayan kadraj dışı bir şarkıcıyken sınıf atladı.

Başarısız açılımlar

Erkin Koray: MHP açılımı
Erkin Baba sen de anladın olmadığını, peşini bıraktın zaten. Güldük geçtik hep beraber...

Hakkı Bulut: Acısız arabesk açılımı
TRT acısız kebap oluyorsa acısız arabesk de olur diyerek vatandaşın psikolojisini bozmayacak arabesk yaptırmıştı. Sonuç: “Henüz üç yaşında bir kardeşim var. Seni ondan bile kıskanıyorum...”

Mor ve Ötesi:Eurovision açılımı
Ne dinleyicisine yaranabildi ne basına... Bu açılım kazandıklarından çok kaybettirdi gruba.

Sibel Tüzün: Rock açılımı
Yakın tarihin en başarısız açılımı. “Dövme açılımı” olarak da hatırlanır. Tüzün rock’çı sevgilisinden ayrılınca dövmelerin bir kısmını sildirmişti. Buna da açılım sancısı diyoruz.

Not: Asıl “harbi” açılım Ahmet Kaya’nınkiydi ama onu bu listeye almadım. O başka bir konu çünkü. Tarihimizdeki trajik olaylardandır ve zamanı gelince eminim yeniden tartışılır...


Haftanın konseri: Faith No More, Kurban ve Nekropsi

Hani “Easy” diye bir şarkı vardır. “Easy like sunday morning...” falan diye. Bildiniz mi? Orijinalini The Commodores zamanında Lionel Richie’nin söylediği. O şarkıyla çok tanınır Faith No More.
Ama aslında acayip klas bir alternatif metal grubudur.
Rock dinlerken bir bakmışsınız “Evidence”ı çalarlar, dans edersiniz.
80’lerin grubudur, çok eleman değiştirmiştir. Dağılmışlardı ama yeniden bir araya gelip turneye çıktılar.
Ben 90’lı yıllardaki solistin Mike Patton olduğu dönemini severim. “Angel Dust” (1992) ve “King For A Day”... (1995) favori albümlerim.
12 Ağustos Çarşamba gecesi Küçükçiftlik Parkı civarında olanlar mutlaka konsere uğrasın.
Önden sahnede çok iyi çalan Nekropsi ve ardından da Kurban var.
Yeni albümleri bayağı sert metal tonlarında, kayıtlara bakılırsa.
Yeni bir şeyler de çalabilirler o akşam. O gün çok coşacak orası kısaca, benden söylemesi.


Ne civciv ezmesi, olsa olsa zeytin ezmesi!
Memlekette rock’çılardan çekinme hadisesi nüksetti...
Yok bu işaret ne işareti, yok bu saçlar niye uzun, siyah tişört ne alaka, bunlar kedi kesiyor, civciv eziyor falan filan...
Ne kedisi, ne kesmesi, ne civciv ezmesi...
Olsa olsa zeytin ezmesi söz konusu artık rock ve metal ortamlarında.
Geçenlerde bizim Elif’in (Berköz Ünyay) haberinde vardı. Türkiye’ye gelen sanatçılar ne yiyor ne içiyor, ne gibi özel isteklerde bulunuyor onları derlemişti Elif. Metallica’nın istediği şeyler balık ve salata.
Karanlıklar Prensi Ozzy Osbourne deseniz artık yeşillik yiyor, kırmızı eti kesmiş, sabah akşam spor yapıyor.
Hadi onlar yaşını başını aldı gençlere bak deseniz, onlar daha da “sağlıklı...”
İçki yok, salata var, meyve var, kişisel antrenör var, pilates var, jogging var.
Rock dünyası böyle yani, değerli yetkililer. Korkacak bir şey yok...
Ve tabii salata yiyen rock’çının müziği de tatsız tuzsuz diyet yemeği gibi yavan, o ayrı...