Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ortadoğu’nun bağımsız stream platformu
İki genç girişimci kardeş, Hüseyin Abdel-Rahman ve kardeşi Tarık Abdel-Rahman, Kahire’de son yıllarda yaşanan kültürel ve sosyal hareketlilikten etkilenerek, daha doğrusu bu durumun farkına vararak şöyle düşünüyorlar:
“Ortadoğu geniş bir bölge, bu bölgede çok sayıda ülke var ve hepsinde renkli birer modern müzik sahnesi ve yeni nesil müzisyenler mevcut. Neden biz bunları bir araya getiren, bağımsız bir paylaşım ve yayın platformu kurmayalım?”
İlginç keşifler yaptım
Ortadoğu’nun bağımsız stream platformu

2013’te hayata geçen Dandin böyle doğuyor. Bugün artık globale de açılmak için hazırlar. Platformları İngiltere’den yatırım alma görüşmelerine başlamış.
Dandin.me adresine girerseniz çok sayıda Ortadoğu ve Arap çıkışlı müzik bulacaksınız. Bu müziklerin ortak özelliği geleneksel olmamaları. Yani yeni nesil, modern, urban, indie, alternatif, bağımsız müzikler karşımıza çıkıyor ve asıl heyecan verici nokta da bu aslında.
Doğu’nun kültürel zenginliğinin çağdaş dışavurumu büyük bir potansiyel taşıyor ve standart seslere, melodilere doymuş kulaklar için bu platform bir cennet oluveriyor.
Sanatçılar buraya şarkılarını yükleyebiliyor, podcast ve videolarını paylaşabiliyor. Ana sayfada editörlerin seçtiği müzikler arasında biraz dolandım ve çok enteresan keşifler yaptım. Dub, reggae, elektronik, ambient, rock, indie, folk ve daha nice tarzda kulağımın pasını silen müziklerle ve sanatçılarla karşılaştım.
Ortadoğu’nun bağımsız stream platformu

Bu müziklerle ilgili ayrıntıları merak edenler Radyo Kanyon’da pazartesileri saat 21.00’de yayınlanan “Masaüstünden Notlar” adlı programımın bu müziklere ayırdığım bölümünü takip edebilir. Orada hem dinleyip hem muhabbet ediyoruz uzun uzun.
Sitede yer alan Levantine rap, Coptic gospel, Kuzey Afrika techno, Akdeniz indie gibi alt türler tam içinde kaybolmalık. Playlist’leri ve albüm önerilerini de çok başarılı buldum. Editörlerin geniş ve tatminkar bir müzik perspektifi olduğunu söyleyebilirim.
Bu platformu nasıl tanımlamak nereye koymak lazım, bunu biraz düşününce önce bu Ortadoğu’nun Spotify’ı diye düşündüm. Ama sonra biraz MySpace, biraz Soundcloud gibi olduğuna karar verdim. Aslında Arap dünyası için konuşuyorsak bu tanımın Anghadi’ye daha yakışan bir terim olduğu aşikar.
Bir boşluğu doldurmuş
Stream ve download platformu Anghadi, bu âlemin starlarını (Türk starlar da dahil) tanıtıp yayan daha büyük bir platform. Ana sayfasına bakarsanız zaten ne demek istediğimi anlarsınız. Anghadi 2012’den bu yana bölgedeki büyük şirketlerle telif anlaşmaları yapıp 13 milyon kullanıcıya erişmiş durumda. Arap ve Ortadoğu bölgesinde müzik sektörü Körfez merkezli büyük sermayenin kontrolünde. Bu yapı da daha ziyade aynı Türkiye’deki gibi standart pop şarkıları ve şarkıcıları üretiyor, onları öne çıkarıyor, bunlar dışında kimsenin pazara girmesi pek mümkün olmuyor.
Dandin o bakımdan bir boşluğu doldurmuş ve yatırımı da almış.
Oturup hep beraber düşünmemiz lazım. Neden bu fikirler bizden çıkmıyor? Keşke bunu biz düşünseymişiz. Belki de kısır bir döngü içindeki gündemle çok fazla yakından meşgulüz. Belki ona buna laf yetiştirmek yerine oturup hepimiz işimizi yapmaya odaklanmalıyız. Mısır bizden daha az çalkantılı bir ülke değil.
Bunları yazarken amacım bağcıyı dövmek değil üzüm yemek.
(Not: Monocle dergisinin nisan sayısındaki bilgilerden faydalandım.)

Haberin Devamı

Dinlemeniz gereken 5 şarkı
- “Solitude” - M83: Çünkü Anthony Gonzales 2016 yılının albümünü hazırladı. İki hafta sonra piyasaya çıkana dek single’ı bizimle.
- “Styggo” - The Dandy Warhols: Çünkü “dandysm” bu şarkıyla kaldığı yerden geri dönüyor, “Distortland” adlı yeni albüm pek yakında.
- “Town and Country” - Bibio: Çünkü pop caz hiç bu kadar “hipster” olmamıştı.
- “Reminder” - Moderat: Çünkü “moody” elektronik haller Almanlara pek yakışıyor.
- “Timtar” - Bombino: Çünkü çöl usulü blues’da bize tanıdık gelen bir şeyler var.

Haberin Devamı

Müzik tercih değilse işkencedir
Vapurda köşe bucak kaçıyorum. İki saniye oturup kafamı dinleyecek, elimdeki kitabı huzur içinde okuyacak, o an gelen önemli bir telefonu açıp konuşacak yer bulamıyorum. Kusura bakmayın ama bunu yazmak zorundayım.
İster hak verin ister vermeyin ama dinleyin. Müzik eğer bir tercih değilse işkencedir, tacizdir.
Metallica’yı severek dinliyorum ama 24 saat dinletirseniz işkence olur. Guantanamo’da Amerikalı askerler Müslüman esirlere işte bunu yapıyordu.
Rock severim ama yüksek volümle kulağımın dibinde benim isteğim dışında devamlı dinletirseniz bundan rahatsız olurum. Bu tacizdir.
Amerikalılar Panama’da bir manastırda kıstırdığı, Vatikan’ın da iade etmeyi reddettiği Panama diktatörü Manuel Noriega’yı 24 saat rock dinleterek 10 günlük bir psikolojik savaş sonunda teslim olmaya razı etti.
Vapurda zorla müziğe maruz bırakılmak da bundan farklı değil. Bir kere olsa tamam. Festivaldir, özel gündür tamam. Ama her gün her seferde, her dakika ve her katta olunca, müzik işkencedir.
Denize mi atalım kendimizi?
Vapurda insanlara istekleri dışında zorla müzik dinleten müzisyen gençlerin elbette kötü bir niyeti yok. Elbette kötü çalmaları ya da iyi çalmaları, veya çaldıkları şarkıları beğenip beğenmemek konuyla alakasız.
Benim müzik yazarı olmamın bununla hiç ilgisi yok. Konunun müzik sevgisiyle de hiç ama hiç alakası yok. İdil Biret her gün her sefer vapurda konser verse dinlenmez. Her şeyin bir yeri ve ağırlığı var. Bunu anlamak lazım.
Gidecek yer yok, kaçacak yer yok, kulaklarını tıkasan, kulaklık taksan gene ses geliyor. Alt kata iniyorsun orda ayrı bir grup gitarist, bir kız solist “fikrimden geceler” diye haykırıyor. Ön tarafa, baş üstüne açık havaya çıkıyorsun. Biri acı acı keman çalıyor, konuşmak imkansız. Arkaya açığa gidiyorsun klarnet eşliğinde İzmir marşı.
Bir alt katına indiğinizde “Stand By Me” avaz avaz. Saksafon, gitar, vurmalılar...
Bunların hepsi aynı vapurda aynı seferde. Şu soruyu sormak hakkımızdır. Birader nereye kaçalım, denize mi atalım kendimizi? Sokakta olsak yürür geçeriz, az ileride otururuz belki uzaktan hoş gelir. Ama denizin üstünde başka çaremiz var mı?
İnsanların kendi başına kalma, iki muhabbet etme, kitap okuma hakkını neden gaspediyorsunuz?

Ortadoğu’nun bağımsız stream platformu

Aman müzik susmasınmış, yazıkmış. Kardeşim müziğin susmasıyla insanlara zorla bangır bangır müzik dinletmenin ne alakası var? Kulağımın dibinde klarnet çalıyor adam 30 dakika boyunca isteğim talebim dışında; bunun müzikle ne alakası var? Konserde değilim, barda değilim, festivalde değilim. Tercih etme hakkı olmayan, bireysel alana saygı olmayan yerde faşizm vardır, zorlama vardır. İşin içinde müzik var diye bu durum değişmiyor.