Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Şok görüntüler, olay klipten sahneler, yasaklı klipten ilk kareler...

Rihanna kanlar içinde! Ünlü şarkıcı yeni klibinde öyle bir şey yapıyor ki...

Bu klibi başka nasıl anlatmamı bekliyorsunuz ki? Analiz mi edelim? Gelin edelim, bakalım bu analiz bizi nerelere götürecek... Rihanna yeni klibinde (adı da “Bitch Better Have My Money / Hey kaltak paramı versen iyi olur”) parasını vermeyen kalantorun karısını kaçırıp işkence ediyor. Seks kölesi yapıyor. Sonunda da intikamını ve parasını alıyor. Bolca kan, uyuşturucu ve seks. Kötü kız, güçlü kadın, “girl power”, delikanlı Rihanna adamı nasıl dize getirdi... Artık neresini hazmedebiliyorsanız orasından yediniz. Afiyet olsun.

Amacına ulaşmış

Rihanna’nın kanlı resmi Twitter’a düştü. Dannn... Ardından Facebook’u açtım, orada da aynı resimler ve haber. Derken yabancı müzik siteleri internetten ardı ardına bombalamaya başladı. Şok şok şok... Rihanna’nın yeni klibi şöyle, yok efendim böyle.

Consequence of Sound diye bir blog var. Orada “Şarkıya klip değil, şiddet pornosu çekmiş” şeklinde bir başlık gördüm. Klip amacına ulaşmış işte. Bunun için hazırlanmış bir format zaten. Amaç Birikim dergisinde tartışılması değil, bu şekilde malzeme edilmesi.

Olay yaratan klip, yasaklanan klip! Böyle yapmadan albüm satılmıyor ki artık. Müzik 2015’te böyle bir şey. Oysa Rihanna şahane bir sese ve tarza sahip. Bunlara ihtiyacı yok. Kimin var? Müzikteki büyük sermayenin, patronların var.

Cinsellik, çıplaklık her zaman vardı. Popun, sanatın, müziğin parçasıydı. Elbette buna itiraz edip ahlakçı dırdırı yapacak halim yok. Ama bugün müziğin durumu içler acısı. “Seks satar” biliyoruz da, güzelim Rihanna’yı bu hale sokmaya kimsenin hakkı yok .

Cinselliği Rihanna ve etrafındaki tüccarlar keşfetmedi. Bu kadar anlamsız bir klip de ne ilk ne de son kez çekiliyor. Benim üzüldüğüm bugün pop sadece buna kilitlendi kaldı. Popolarını sallayan birtakım kadınlar. Arsızca zenginlikleriyle övünen görgüsüz adamlar. Lüks villa reklamı gibi videolarda sevimsiz havuzlarında yüzen tek tip insanlar. Kadın istismarı, cinsellik istismarı, maçoluk, paraya tapma, gösteriş... Paralarını ve memelerini gözümüze sokan bu insanları kim üretti? Bu değerleri kim devamlı pompalıyor? Bu hayat tarzını gazlayarak kim kasasını dolduruyor? Pop müzik hiç bu kadar bayağı, parıltısız ve çaresiz olmamıştı.

Diğerlerinin niyeti başkaydı

Madonna çok tartışılan “Like A Prayer” klibiyle ırkçılığı eleştiriyordu. İnsanlar klipte siyah azizi öpmesine takılmışlardı ama durum başkaydı. Olay çıkmıştı. Alt metindeki katmanları siz ayıklayın.

Bob Marley ülkesindeki kanı durdurmak istiyordu. Şarkılarını böyle okumak lazım. Marihuanasını ibadet gibi içmesi köklerine bağlılıktandı.

David Bowie, Ziggy Stardust olduğunda iktidardaki değerleri sarsıyordu. Cinselliğini çekinmeden ve saklamadan yaşıyor, düzene kafa tutuyordu, özgürlük cümleleri kuruyordu. Irkçılık, tahammülsüzlük ve taşlaşmış algı kalıplarına meydan okuyordu.

Rolling Stones savaşla yaşamış bir önceki kuşağa nanik yapıyordu. Önemsemiyoruz sizi, çok ciddisiniz, biraz rahatlayın dediler. Bunu albüm kapaklarıyla, yaşam tarzlarıyla yaptılar. Dayatılan sistemden “tatmin” olmuyorlardı.

Pink Floyd da düzeni sorguladı. “The Wall” ile kişisel bir mağaranın karanlıklarında dolaştı. Toplumsal düzenin ve siyasetin ikiyüzlülüğünü ifşa etmeye girişti. “Final Cut”ta kendi ülkesi İngiltere’nin halı altına süpürdüklerini ortalığa döktü. “Animals”ta Batı toplumunun sınıfsal eleştirisine girdi.

Bob Dylan, Leonard Cohen her yerden, her kesimden şehre kopup gelen, özgürlüğe aç yeni neslin bir arada yaşama deneyimini, kültürünü, onların zihnini ve kalbini anlatıyordu.

James Brown’dan Chuck Berry’ye, Ray Charles’dan Aretha Franklin’e 60’ların siyah müziği başlı başına ırkçılıktan alınan bir intikam gibiydi. Kalpleri topla tüfekle değil, müzikle fethettiler.

Led Zeppelin cinsel özgürlüğü, hedonist aydınlanmayı gündemin önüne koydu. Farklı bir evrenin kapılarını aralamaya girişti.

Bu cinselliğin hiç tadı yok

Punk hakim kültürel kodlara ve vasat burjuvazi değerlerine gıcıktı. Kızgındı, öfkeliydi, büyük sistemin yalanlarına “yemiyoruz biz bunları” demenin bir yoluydu. Heavy metal çıkışında işçi sınıfının müziği olarak kapitalizme ve mevcut düzenin bütün fiziki ve manevi kurumlarına isyandı.

Hiphop itilip kakılanların üst sınıfların kültürünü istila etmesiydi. Sokakların plazalara, banliyölerdeki “örnek” aile yaşamına yanıtıydı.

Dünyayı müzisyenler, albümler, şarkılar değiştirdi. Bunu yaparken cinsellik her zaman vardı. Ama bugün altı bomboş, cinselliğin tadı yok. Cinsellik sadece belli formlarda ve kliplerde gösterildiği gibi yaşanan bir şeymiş gibi davranılıyor. Ortalık vahşi bir ticaret çılgınlığıyla yıkılıyor. Kaç kere tıklandın, kaç kere izlendin, kaç takipçisi var? İçi boş, sadece “şok şok şok”a dayalı bir müzik pazarlaması en vahşi haliyle devam ediyor.

Analiz sonu: Kimse bana Rihanna’nın klibinde gördüğümüz şeyin John Lennon’ın Yoko Ono’ya sarılmasıyla aynı yerde durduğunu söylemesin. Ben almayayım.

(Not: Kan, para, seks, intikam içeren sığlık izlemek istiyorsanız Quentin Tarantino’ya başvurun. En sanatsalı orada var zaten.)

CD

MASA ÜSTÜNDEN NOTLAR

GOON -TOBIAS JESSO JR.

29 yaşındaki piyanist ve şarkıcı Tobias Jesso Jr. annesini kanserden kaybettikten sonra bir single yaptı. Ardından albüm geldi. Piyanosuyla John Lennon’ın “Woman” gibi şarkılarındaki ruhunu, vokaliyle Damien Rice tarzı çağdaş söz yazarı ozanları andırıyor. Böyle albümlere ihtiyacımız var.

HAPPY PEOPLE -PEACE

Birmingham çıkışlı Peace, İngiliz gruplarının karakteristik özelliklerini taşıyor. Train, Travis, Oasis, Supergrass... Hepsinden bir şeyler bulmanız mümkün. Bu ikinci albümleri. Kimilerine göre aynı pilavı ısıtıp ısıtıp önümüze sürüyor İngilizler. Ben bu albüm hakkında pozitif duygulara sahibim.