Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçen kasımda Johnny Marr’ın “Spirit Power: Best of Johnny Marr” adlı yeni best of albümünün lansmanı için Rough Trade’e gitmiştim. Johnny Marr’ın albümünü, CD ya da plak formatında online satın alıyorsunuz. Bu, bir bilet kabul ediliyor. Size gönderilen barkod’u göstererek albümünüzü teslim alıyor ve imza sırasına giriyorsunuz. Kuyruk neredeyse 100 metre uzunluktaydı. Biz en sonundaydık. Kuyrukta bekledikten sonra hayretle gördüm ki, Johnny Marr da içeride üç, belki dört saattir ayakta. Üstelik onun işi daha zor. İnsanları tek tek karşılıyor, ellerini sıkıyor, hâl hatır soruyor, ayaküstü sohbet ediyor ve ardından albümünü imzalayıp resim çektiriyor. Sıra bize geldiğinde Marr çok kibar bir şekilde enerjisinden bir gram kaybetmemiş olarak elimizi sıktı, sohbet etti imza attı ve fotoğraf çektirdi. İnanın o gün imza gününe gelen yaklaşık 500 kişinin tamamına aynı muameleyi yaptı.

Haberin Devamı

Burada asıl konu elbette albüm satışı. Stream platformlarının karmaşık hak ediş ve ödeme yapısı, telif kuruluşlarının payları, dağıtımcı, plak şirketi derken kuş kadar para kalıyor sanatçıya. Ve sanatçı koskoca The Smiths’in gitaristi ve yıllardır Brit müziğinin en sevilen solo sanatçılarından Johnny Marr da olsa isim, işte mağazada albüm satışı için imza veriyor. Çalışıyor. O gün 500 albüm satılmış oldu. Marr bu imza turunda 10 kadar irili ufaklı durak yaptı. 5 bin albüm eder. Her birini alın teriyle hazırlamış ve emeğiyle satmış oldu. Sanatçıların artık albüm yayınlayıp arkalarına yaslanıp bekleme şansı yok. Konvansiyonel promosyon metotları da işe yaramıyor.

Tezgâh performansı

Bu durum, popüler olmayan, devamlı turneye çıkamayan müzisyenler için çok önemli bir fenomen hâline geldi Britanya’da. Blur’un davulcusu Dave Rowntree geçen gün “Featured Artists Coalition” oluşumuna destek için katıldığı bir toplantıda yaptığı konuşmada geçen aralıkta Blur albümünün bir numara olmasını sağlayan şeyin Spotify’daki milyonlarca stream değil 3 bin adet kaset satışı olduğunu anlattı. Düşünün Blur bunu söyleyen.

Haberin Devamı

Müzisyenler için bugün turne, şarkılarını çalacakları bir dizi etkinlikten öte albüm, tişört, çanta, aksesuar, CD, kaset, plak satacakları bir ekonomik girişim. İngiltere’de pek çok grubun gelirinin yarısından fazlası konserlerdeki satışlardan geliyor. Pek çok grup mekânları alacağı konser ücretinden çok satış imkânı üzerinden değerlendiriyor. Yani salonun akustiği değil satış potansiyeli ve tezgâh performansı konuşuluyor.

Gelelim sadede. Türkiye’de onlarca şahane plakçı var ama albüm yayınlayan sanatçılarımız, özellikle de küçük ve orta çaptaki isimler, özellikle her şarkısı milyonlarca dinleme almayanlar, hiç imza günü yapmıyor. Kaset satışının dahi önemli olduğu bir ortamda Johnny Marr saatlerce ayakta albüm imzalıyor ama bizde sanırım bu iş çok makul ve faydalı görülmediğinden olsa gerek yeni çıkan albümlerin imza günlerini, mini konserli özel albüm satış etkinliklerini pek duymuyoruz.

Cuma listelerinden manzaralar

Sufle’nin yeni şarkısı “Lakin” alaturka indie olmuş. Pop, ritime ve sound itibarıyla hızla elektronik – hip hop çizgisinde indie’leşirken indie müzik de iyice alaturkalaşmaya başladı. İncelenmeye değer bir fenomen.

Haberin Devamı

Kardelen’in “Habibi” adlı albümü bir diğer indie’nin alaturkalaşması macerası. Bu albümle ilgili değerlendirmeyi biraz daha dinledikten sonra yapacağım.

Pet Shop Boys’u yeni albümünün çıkış tarihi 26 Nisan olarak açıklanmıştı. Adı “Nonetheless” olan albümün cuma yayınlanan ilk single’ının adı “Loneliness”. Tam bir ‘banger’ olmuş. Bu yazın dans listelerinde yeri hazır.

TNK, Gece, Deniz Tekin, Buray, Cem Adrian, “Yarına Kalan Şarkılar” adındaki Kargo Tribute albümünün bu hafta yayınlanan ikinci bölümünün yorumcuları. Dinlenecekler listesine eklenmeli.

■ Doğu Swag’in yeni parçasının adı “Daha kötü ne olabilir ki”. Gerçekten… Batuflex de bol küfürlü bol atarlı bir yeni parçayı (“HAA!”) net’e atmış bu hafta. Türkçe rap’in tür olarak popülerliği devam ederken kalitede her hafta daha da aşağılara iniyor.