Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Dünyaya rezil olduk” diye bir şey vardı. Bu cümle çok eleştirilirdi.
“Neden rezil oluyor muşuz? Millet aç, sizin tek düşündüğünüz bu mu?” gibisinden karşı çıkmalar...
İyi güzel,
hak veriyorum
ama yine de
merak ediyorum, biraz olsun, birazcık, azıcık olsun rezil olma, olabilme endişesinden ne zaman vazgeçtik biz acaba toplumca?
Ne zaman saldık kendimizi yokuş aşağı?
Dönüp bakınca, eskiden rezil olunabiliyormuş. Şimdi rezil olmak kalktı.
Bu eski ve köklü “El âlem ne der” âdetimiz yok oldu gitti.
Rezil olunabilecek her şey ve her durumu artık birileri “açıklıyor”. Rasyonalize ediyor.
Akla uygun hale sokmak, makulleştirmek diyelim. Ya da normalleştirmek.
Her sefillik, yetersizlik, beceriksizlik, cahillik, iş bilmezlik muhakkak rasyonalize ediliyor. Köşe yazısıyla, tartışma programıyla, sosyal medyayla...
Rasyonalize ettikçe sorumsuzlaşma başlıyor.
Kimse başarısızlığın suçlusu, sorumlusu değil.
Yaşadığımız her türlü olumsuzluğun nedeni ya Batı ya da Doğu’da ya da içimizde yer alan birtakım gizli güçler. Ama asla bizde kabahat yok. Özeleştiri, hatalardan ders alma çoktan kalktı gitti, çünkü hata kabul etmek kalktı. Özür de
o yüzden kalktı. Hata yoksa
özür de yok. Sorumlu yok, herkes mağdur. Bu gerçek
bizim modern kültürümüzün temel taşı artık.
*
İçinizi karartmak istemem ama (kararttım bile sanırım), geçenlerde yurtdışından bir gazeteci tanıdıkla sohbet ediyoruz. Türkiye’nin 2000’leri başındaki imajıyla şimdiki imajını karşılaştırmaya geldi iş. Rolling Stone’u yayımlarken ara sıra görüşüp konuşur bilgi alışverişinde
bulunurduk bu arkadaşla.
Bir konuda bilgi almak için aradı da yıllar sonra konuştuk.
Türkiye, özellikle de İstanbul, 15 yıl önce kültürel alanda gelecek vaat eden, dünyada merak uyandıran bir yerdi. Nereye gitseniz, kiminle konuşsanız Türk’üm dediğinizde, İstanbul’da yaşıyorum dediğinizde gözler açılıyor, insanlar etrafınıza toplanıyor ve heyecanla sorular soruyordu.
Herkes İstanbul’a gelmek, Türkiye’yi görmek istiyordu.
Doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle Türkiye dünyanın yeni gözdesi olma yolundaydı. Bütün
işaretler vardı.
Türkiye farklı renkleri, kültürleriyle hem Doğu hem Batı’nın ilgisini çeken eşsiz bir yerdi. Yurtdışına beyin göçü durmuş, giden değerli Türk insanları bir şekilde geri dönmeye başlamıştı. Hepsi bitti.
Türkiye bugün giderek totaliterleşen bir Ortadoğu ülkesi görünümünde imaj olarak. Bırakın kültür sanat gibi sofistike kitleleri, kaliteli turisti buraya çekecek hareketliliği, sıradan Rus turist bile buraya gelmiyor.
Alman, İngiliz, Fransız gelmek istemiyor. Batılı insanın gözünde medeni, laik, modern, çağdaş bir ülke değiliz artık
imaj olarak.
*
Turizmdeki kriz Rusya’yla aramızdaki politik meseleye, patlayan bombalara ve teröre bağlanıyor. Ancak bu tespitlere kafamızı gömersek gerçeği ıskalıyoruz.
Türkiye kültürel açıdan “misafirperver/davetkâr” bir ülke görünümünden yabancılara düşmanca yaklaşan, onları istemeyen, içine kapanan bir ülke görünümüne bürünüyor.
Sorun teröristlerde, Ruslarda falan değil, bizde.
Gazeteci arkadaşım acı konuştu. İster rasyonalize edin, ister itiraz edin.
Oradan bakınca durum bu.